Translation of "جدّا" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "جدّا" in a sentence and their turkish translations:

- أنا خائف جدّا منه.
- أنا أخافه جدّا.

Ondan çok korkuyorum.

- كان سامي مرتبكا جدّا.
- كان سامي مشوّشا جدّا.

Sami çok şaşkındı.

شعرك لطيف جدّا.

Saçınız çok güzel.

هو طويل جدّا.

O oldukça uzun

كنت عاطفية جدّا.

Ben çok duygusaldım.

أنت غيور جدّا، ألست؟

Sen çok kıskançsın, değil mi?

كان فاضل صغيرا جدّا.

Fadıl çok gençti.

بدا سامي عاديّا جدّا.

Fadıl tamamen normal görünüyordu.

لديك قلب بارد جدّا.

Çok soğuk bir kalbin var.

أشعر أنّي سمين جدّا.

Çok şişman hissediyorum.

كان الماء باردا جدّا.

Su dondurucuydu.

بدا سامي مستاءا جدّا.

Sami çok keyfi kaçmış görünüyordu.

- كان صوت سامي غليظا جدّا.
- كان لدى سامي صوت غليظ جدّا.

Sami'nin çok derin bir sesi vardı.

أعتقد أن عينيك جميلة جدّا.

Bence gözlerin çok güzel.

إنّ هذه الريشات جميلة جدّا.

Bu kuş tüyleri hoş.

كان سامي مدرّسا محترما جدّا.

Sami çok değerli bir öğretmendi.

كان وجه توم مثيرا جدّا للشّفقة.

Tom'un yüzü acıma doluydu.

كان فاضل خطيرا جدّا بالنّسبة للنّاس.

Fadıl başka insanlar için çok tehlikeliydi.

كانت ليلى تعيش حياة قاسية جدّا.

Leyla çok zor bir yaşam sürüyordu.

عندي تفّاحات صغيرة جدّا في جيبي.

Cebimde çok küçük elmalar.

لا بدّ من أنّه مطعم غال جدّا!

O, çok pahalı bir restoran olmalı!

- كان سامي خجولا للغاية.
- كان سامي خجولا جدّا.

Sami çok utangaçtı.

في السّنة السّابقة كنا جدّا قريبين من الفوز.

Geçen yıl kazanmaya çok yaklaşmıştık.

مرفقي يُؤلِمني جدّا. أظن أنّه عليّ الذهاب إلى المستشفى.

Dirseğim çok acıyor. Sanırım hastaneye gitmek zorundayım.

كان الأمر صعبا جدّا بالنّسبة لسامي كي يجد منصب شغل.

Sami yeni bir iş bulmanın çok zor olduğunu fark etti.

لم يلبث سامي و أن علم أنّ فريد شخص خطير جدّا.

Sami çok geçmeden Ferit'in çok tehlikeli olduğunu öğrendi.