Examples of using "جدّا" in a sentence and their turkish translations:
Ondan çok korkuyorum.
Sami çok şaşkındı.
Saçınız çok güzel.
O oldukça uzun
Ben çok duygusaldım.
Sen çok kıskançsın, değil mi?
Fadıl çok gençti.
Fadıl tamamen normal görünüyordu.
Çok soğuk bir kalbin var.
Çok şişman hissediyorum.
Su dondurucuydu.
Sami çok keyfi kaçmış görünüyordu.
Sami'nin çok derin bir sesi vardı.
Bence gözlerin çok güzel.
Bu kuş tüyleri hoş.
Sami çok değerli bir öğretmendi.
Tom'un yüzü acıma doluydu.
Fadıl başka insanlar için çok tehlikeliydi.
Leyla çok zor bir yaşam sürüyordu.
Cebimde çok küçük elmalar.
O, çok pahalı bir restoran olmalı!
Sami çok utangaçtı.
Geçen yıl kazanmaya çok yaklaşmıştık.
Dirseğim çok acıyor. Sanırım hastaneye gitmek zorundayım.
Sami yeni bir iş bulmanın çok zor olduğunu fark etti.
Sami çok geçmeden Ferit'in çok tehlikeli olduğunu öğrendi.