Examples of using "بعمق" in a sentence and their turkish translations:
Tom derin biçimde içini çekti.
Durgun sular derin akar.
zorlu bir girişime başlarken
Daha derinlerde, bir şey bilinçaltınıza işlemiş,
ne kadar çok ilgi istediklerini bilmemizi istiyorlar.
Hapsedilmenin duygusal olarak nasıl bir his olduğunu
birbirimizi derinden görmüyoruz, iyi davranmıyoruz.