Translation of "المرة" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "المرة" in a sentence and their turkish translations:

وتخبرني عن المرة

Annesi ile babasının

هذه المرة العمل

bu sefer iş

هذه المرة سألعب.

Bu defa ben ödüyorum.

- أنتَ لن تبتعد هذه المرة.
- أنتِ لن تبتعدي هذة المرة.

Bu kez kaçmayacaksın!

هذه المرة تزوجته ممثلة

bu sefer ki durağı bir aktrist le evleniyor

‫وقد حالفنا الحظ هذه المرة.‬

ve sahiden bu sefer şansımız yaver gitti.

‫نأت عن الخطر هذه المرة.‬

Bu seferlik tehlikeden kaçındı.

هذه المرة هي نهاية البشرية

bu sefer insanlığın sonunu getiriyor

هذه المرة تم رسمه كنقش

bu sefer ise oyma olarak çizilmiş

هذه المرة النملة ليست فريسة

bu sefer karınca av değil

أخطأت نفس خطإكَ المرة السابقة.

Son kez yaptığın aynı hatayı yaptın.

سأقرضك مالً هذه المرة فقط.

Sadece bu sefer sana ödünç para vereceğim.

هذه المرة الأولى أكون هنا

Burada ilk bulunuşum.

تغير كثيرًا منذ المرة الأخيرة.

Son kezden bu yana o çok değişti.

ولكنني سمعت صوتاً جديداً هذه المرة،

Ama bu sefer, yeni bir ses duydum.

هذه المرة المشكلة في نظامنا القضائي

davacı filminde ise bu sefer sorun bizim yargı sistemimizde dedi

آمل أن أزور نارا المرة المقبلة.

Gelecek sefer Nara'yı ziyaret etmeyi umuyorum.

في المرة المقبلة سأفعل ذلك بنفسي.

Bunu gelecek defa kendim yapacağım.

في هذه المرة، اعتمدنا أجساماً مختبئة متنوعة.

bu sefer farklı çeşitlerdeki birkaç gizli obje ile.

هذه المرة لأني أردت أن أصبح متطوعة

Bu sefer gönüllü olmak istiyordum.

في هذه المرة، قام رئيس وزراء (النيبال)

Bu sefer de Nepal Başbakanı

كفالة واحدة في المرة، مهما طال الوقت،

ne kadar sürerse, her seferinde bir kefalet

‫هذه المرة، حازت له صرخته على شريكة.‬

Erkeğin serenadı bu defa ona bir eş kazandırdı.

الآن هذه المرة لعب سائق الحافلة الصغيرة

artık bu sefer minibüs şöförünü oynuyor

هذه المرة رُكل. كان ياهو ممتعا للغاية

bu sefer ona tekme atılırdı. Yahu çok zevkliydi

هذه المرة يظهر نفس النضال في سرقته

Bu sefer aynı mücadeleyi çalınmasında gösteriyor

هذه المرة من غير المعروف أين هو

Bu sefer nerede olduğu bilinmiyor üstelik

هذه المرة يحتاج إلى المزيد من الطعام

bu sefer daha çok besine ihtiyacı vardır

هذه المرة عندما يتعلق الأمر بانتقاد المعارضة

bu sefer iş muhalefeti eleştirmeye geldiğinde

هذه المرة يظهر رجل يدعى جون تيتور.

John Titor adında bir adam karşımıza çıkıyor bu sefer

هذه المرة الغرابة لدينا في تايمز سكوير

Bu sefer garipliğimiz Times Meydanında

يمكننا السفر في الوقت المناسب هذه المرة

Biz zamanda yolculuk yapabiliriz bu sefer

هذه المرة لم يستطع الفيلق الثالث اختراقه ،

Bu kez Üçüncü Kolordu geçemedi,

زرتُ شانغهاي لَمَّا زرتُ الصين المرة الأخيرة.

- Çin'e son gittiğimde Şangay'ı ziyaret etmiştim.
- Çin'e son kez gittiğimde, Şangay'ı ziyaret ettim.
- Çin'e son gittiğimde, Şangay'ı ziyaret ettim.

وهذه المرة ضد رئيسنا والقائد الأعلى للقوات العسكرية.

ama bu seferki, kendi devlet başkanımıza ve komutanımıza karşıydı.

إن التحدي الذي نواجهه هذه المرة، هو الوقت.

Bu kez karşılaştığımız zorluk ise günümüze mahsus.

لكن حرب أمريكا استمرت هذه المرة مع روسيا

Fakat Amerika'nın bu sefer savaşı Rusya'yla devam etti

لن نفوز بهذا ، لقد أمسكوا بنا هذه المرة!

bunu kazanamayacağız, bu sefer bizi yakaladılar!

هذه المرة تم تسجيل الخطاب الجنسي حول امرأة

bu sefer bir kadın hakkındaki cinsiyetçi söylemleri kayıt altına alındı

علاوة على ذلك ، تم انتخاب الرئيس هذه المرة.

üstelik bu sefer başkan seçilmişti bile

أتمنى ان يكون توم أكثر حرصاً المرة القادمة.

Tom bir dahaki sefere daha dikkatli olmasını umuyorum.

في الواقع إنه يحجب ، ولكن هذه المرة تموت المرأة مرة أخرى في منطقة مختلفة في نفس الوقت هذه المرة.

Aslında engelliyor fakat kadın yine bu sefer aynı saatte farklı bir bölgede farklı bir şekilde yine ölüyor

‫ولكنني بحاجة لمساعدتك هذه المرة،‬ ‫في مسابقة تفاعلية جديدة،‬

Ama bu sefer, kararları sizin verdiğiniz yeni bir interaktif macerada,

‫لا تقلق، في المرة القادمة سننجح.‬ ‫تعلمنا الدرس جيداً.‬

Endişelenmeyin, bir dahaki sefere yapacağız. İyi bir ders aldık.

إذن، ما الذي جعلني أفعل ذلك في تلك المرة؟

Peki bu sefer değişen şey neydi?

كانت تلك هي المرة الأولى التي فهمت فيها بعمق...

Hapsedilmenin duygusal olarak nasıl bir his olduğunu

ما عدا أن هذه المرة لا يتعلق الأمر بالصين.

ama bu sefer sadece Çin'in hikayesi değil.

ماذا حدث في المرة القادمة بعد كمال كمال سونال؟

sonra ne oldu bu seferde Kemal Sunal'ın peşine gitti

كانت المرة الأولى في الإمبراطورية العثمانية في عام 1911.

Osmanlı'da ilk defa 1911 yılında

هذه ليست المرة الأولی التي أری فيها هذه الجملة .

Bu cümleyi ilk görüşüm değil.

ماذا لو في المرة القادمة التي تزور فيها مكاناً رائعاً،

Ya bir dahaki sefer mükemmel bir yere gittiğinizde

لكنها كانت المرة الأولى التي أتحدث فيها الفرنسية في حياتي.

fakat bu hayatımda Fransızca konuştuğum ilk andı.

‫كان الحراس محظوظين،‬ ‫كانت صوت الطلقات كافياً هذه المرة لإخافته.‬

Görevliler şanslıydı, bu seferlik silah sesi onu korkutup kaçırmaya yetti.

هذه الطاقة ستصل إلى الجانب الذي نحن فيه هذه المرة

o enerji bu sefer bizim olduğumuz tarafa doğru gelecek

مرة أخرى ، أحد هذه الجوانب هو الحقبة الجمهورية هذه المرة.

yine o bakımlardan bir tanesi cumhuriyet dönemi bu sefer

كان polizei زبال يعيش في ألمانيا هذه المرة كمال سونال

polizei almanyada yaşayan bir çöpçüydü bu sefer Kemal Sunal

لكن هذه المرة عند رؤيتي لتلك الكلمات وجدت ما يستحق المشاركة.

Ama bu sözleri gördüğüm an bunlarda paylaşmaya değer bir şey gördüm.

هذه المرة جاءت الانتقادات إلى الأشخاص الذين كسبوا رزق الطبقة الوسطى

bu sefer burada ki eleştiri orta sınıf geçinmeyi sağlayan insanlara geldi

في الواقع ربما تكون هذه هي المرة الأولى التي تسمع فيها

Aslında belki de bunu ilk defa duyuyorsunuz

هذه المرة يبحث الرجل عن سبب عدم تمكني من تغيير الماضي

Adam bu sefer geçmişi neden değiştiremedim diye arayışlara giriyor

وكانت هذه هي المرة الأولى التي أشاهد فيها أجانب يشبهون الأمريكيين‏.

Amerikalılara benzeyen yabancıları hayatımda ilk kez o zaman görmüştüm.

أتتذكر المرة التي زرنا فيها توم عندما كان لا يزال مراهقا؟

Tom'ları o daha delikanlıyken ziyaret ettiğimiz zamanı hatırlıyor musun?

بُصِق في وجهي في شوارع أوسلو، هذه المرة من قبل رجال زنوج.

Oslo sokaklarında da yüzüme tükürüldü, bu defa da esmer bir adamdı.

لأن هذه المرة يوجد عمق ولكن مرة أخرى لا يوجد جسم مائي

çünkü bu sefer derinlik var ama yine su kütlesi yok

إذا تحركنا نحو جانب العالم ، هذه المرة نمضي قدمًا في الوقت المناسب

Dünyanın döndüğü tarafa doğru ilerlersek bu sefer ileriye doğru gideriz zamanda

يجب عليك أن تُخطط للقدوم معنا المرة المقبلة التي نذهب فيها للتخييم.

Bir dahaki sefere kampa gittiğimizde bizimle gelmeyi düşünmelisin.

ماذا تعتقد أنهم سيفعلون عندما لا يستطيعون العثور على لدغة الطعام هذه المرة؟

Bu sefer yiyecek lokma bulamayınca sizce ne yapacaklar?

كانت هذه هي المرة الأولى التي التقيا فيها وجهًا لوجه منذ ثماني سنوات.

Sekiz yıldır ilk kez yüz yüze tanışıyorlardı.

هذه المرة نود أن نوصي بـ "Hack the Moon: Unsung Heroes of Apollo".

Bu sefer 'Hack the Moon: Unsung Heroes of Apollo' önerisinde bulunmak istiyoruz.

‫هذه المرة، فهد ذكر كبير في حالة هياج‬ ‫في مدرسة محلية‬ ‫في عاصمة الولاية، "بنغالور".‬

Bu kez, öfkeli, büyük bir erkek pars eyalet başkenti Bangalore'daki bir okulda.

بدلاً من الأشخاص الذين تم رسمهم مثل كومة من قبل ، هذه المرة تم إعطاء صورة مريحة.

Daha önceleri kazık gibi gergin çizilen insanlar yerine bu sefer relax bir görüntü verildi