Translation of "الوكر" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "الوكر" in a sentence and their turkish translations:

‫ولم تعد إلى ذلك الوكر.‬

O yuvaya bir daha dönmedi.

‫وذلك حين تركت الوكر وأصابها الخوف.‬

İşte o zaman yuvasını terk etti ve çok korktu.

‫هناك مسافة كبيرة لتصل إلى الوكر.‬

Yuvasına çok mesafe var.

‫لم تكن تخرج من ذلك الوكر.‬

O yuvadan çıkmayacaktı.

‫كانت خارج الوكر،‬ ‫تتحرّك بالقرب من حافة الغابة.‬

Yuvasından çıkmış, ormanın kenarında dolaşıyordu.

‫فكّرت في مساعدتها فعليًا‬ ‫على العودة إلى الوكر.‬

Yuvasına dönmesi için fiziksel olarak yardım etmeyi düşündüm.

‫وتتمتع بتلك القدرة المذهلة‬ ‫بالتقاطهن بممصّاتها‬ ‫ورميهن خارج الوكر برفق.‬

ve onları vantuzlarıyla kaldırıp nazikçe yuvasından atmaya başladı.

‫وما رأيته تاليًا،‬ ‫إذ إنها جرفت الوكر، وهي بالكاد حية.‬

Sonra bir baktım ki yuvanın dışına sürüklenmiş, ölmek üzere.