Translation of "تخرج" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "تخرج" in a sentence and their turkish translations:

وعندما تخرج نفسك،

Nefes verirken,

‫حيث تخرج المفترسات.‬

Yırtıcılar ava çıkar.

العواصف الشمسية تخرج

solar fırtınalar çıkıyor

عندما لا تخرج مياه ساخنة.

tehlikesi geçirdik.

‫ولا تخرج للأكل إلا ليلًا.‬

Sadece geceleri otlamaya çıkarlar.

‫لكن أحيانًا، تخرج ساقان منها.‬

Ama bazen ortaya iki bacak çıkıyor.

مشّط شعرك قبل أن تخرج.

Dışarı çıkmadan önce saçını tara.

أريد أن تخرج من المدينة.

Şehir dışına çıkmanı istiyorum.

نادراً ما تخرج أيام الأحد.

O, pazar günleri nadiren dışarı çıkar.

- كان على وشك أن تخرج.
- كانت على وشك الخروج.
- كانت على وشك أن تخرج.

O, dışarı çıkmak üzereydi.

يوجد فصل واحد تخرج على يدي.

Benim mezun ettiğim bir tane sınıf var.

‫غالباً ما تخرج لتتغذى في الليل.‬

Genellikle gece vakti avlanıyorlar.

تخرج من مدرسة إزمير أتاتورك الثانوية

İzmir Atatürk Lisesinden mezun oluyor

‫لم تكن تخرج من ذلك الوكر.‬

O yuvadan çıkmayacaktı.

تخرج منا قطرات صغيرة من السوائل.

dışarıya küçük su damlacıkları bırakırız.

أنت سوف تخرج عنها. هل تسمعني؟

Bunun dışında kalacaksın. Beni duyuyor musun?

لا يجب أن تخرج في الليل.

Gece dışarı çıkmamalısın.

في أي وقت تخرج من عملك؟

Ne zaman işten çıkıyorsun?

‫كالخراف والماشية والغزلان،‬ ‫ولا تخرج منها قط.‬

Koyunların, büyükbaşların, geyiklerin. Ve asla çıkamazlar.

‫كالخراف والماشية والغزلان.‬ ‫ولا تخرج منها قط.‬

Koyunlar, büyükbaşlar, geyikler. Ve asla kurtulamıyorlar.

‫هذه الذكور الـ5 تخرج في جولة ليلية.‬

Bu beş erkek gece devriyesine çıkıyor.

‫تخرج الفقمات الحلقية‬ ‫للاستراحة تحت ضوء النهار.‬

Halkalı foklar sabah güneşinde dinlenmek için kendilerini yüzeye atar.

‫عليك أن تخرج وتطلب المساعدة على الفور.‬

Hemen çıkıp yardım çağırmanız gerekir.

‫وكانت تخرج من وكرها ويعتريها فضول شديد.‬

Ve meraklı bir şekilde dışarı çıkıyordu.

يخطط تيد للذهاب إلى الخارج بعد تخرج.

Ted mezuniyetten sonra yurt dışına gitmeyi sabırsızlıkla bekliyor.

تخرج توم من المدرسة الثانوية في 2009.

Tom, 2009 yılında liseden mezun oldu.

كانت ليلى تخرج كلابها للتّجوّل كلّ يوم.

Leyla köpeklerini her gün yürütüyordu.

عندما تخرج مصطفى كمال أتاتورك في الأكاديمية الحربية

Mustafa Kemal Atatürk, harp akademisinden mezun olduğunda

تخرج عملة معدنية بحجم 5 سنت من جيبك

Cebinden 5 cent değerinde bir jeton çıkıyor

‫وترى فجأةً...‬ ‫حيوانات الكركند تخرج من الشعاب المرجانية.‬

Istakozların bir anda resiften fırladığını görüyorsunuz.

سنسجل الموقع والزاوية لكل كرة رخامية تخرج من المتاهة.

düzenekten çıkan her bilyenin pozisyon ve açısını kaydedebiliriz.

المنطقة الحرة التي باتت تخرج منها البضائع الاماراتية للعالم.

ilhak ediyor. Ve o önemli limanın kurulması dışında,

‫في كل مرة تخرج فيها ساقك،‬ ‫يبتلعها لمسافة أعمق قليلاً.‬

Bacağınızı her çekişinizde, daha da derine doğru emiyor.

وفقد للتو الشاب نابليون بونابرت ، الذي تخرج قبل أسابيع قليلة.

Paris'teki Askeri Okul'a gönderildi .

‫الحيوانات التي كانت تحتمي به من حر النهار،‬ ‫تخرج عادة في الليل.‬

Günün sıcağından kaçıp sığınan hayvanların çoğu, geceleri dışarı çıkar.

‫تعني الشمس الحارقة أن كثيرًا‬ ‫من حيوانات الصحراء لن تخرج إلا ليلًا.‬

Kavurucu güneş, çoğu çöl hayvanının sadece gece dışarı çıkması anlamına gelir.

دعونا نأتي إلى قضية Ekrem İmamoğlu. تخرج إكرام إمام أوغلو من جامعة إسطنبول ، إدارة الأعمال

gelelim Ekrem İmamoğlu meselesine. Ekrem İmamoğlu'da İstanbul Üniversitesi İşletme mezunu

- تأكد جيدا من اغلاق الباب قبل ان تغادر.
- تأكد ان تغلق الباب قبل ان تخرج.

Gitmeden önce kapının kilitli olduğundan emin ol.

في هذه الحالة ، يمكننا القول أن الروح فقط هي التي تخرج إلى الرحلة الزمنية ، أي أن الجسد يبقى ويذهب الروح.

Bu durumda ise zaman yolculuğuna sadece ruh çıkar diyebiliriz yani beden kalır ve ruh gider