Translation of "تعد" in Turkish

0.015 sec.

Examples of using "تعد" in a sentence and their turkish translations:

ألم تعد تحبّني؟

Artık bana aşık değil misin?

أنها لم تعد كذلك،

ta ki işe yaramayana kadar,

لم تعد تسكن هناك.

O, artık orada yaşamıyor.

لم تعد إليّ نقودي.

- O, paramı bana geri vermedi.
- O bana paramı geri vermedi.

أمي تعد كعكة لأبي.

Annem babama bir kek yapıyor.

تعد أمي كعكة لأبي.

Annem, babama bir pasta yapıyor.

أحياناً تعد أختي العشاء.

Kız kardeşim bazen akşam yemeğimizi hazırlar.

وكانت هذه تعد دعاية جيدة.

Ayrıca, bu iyi bir pazarlamaydı.

والتي كأسماك، تعد مغذية أكثر.

yetişkin mezgitleri tanımlıyor.

لم تعد تنتمي إلى منزلك.

Artık evinize ait değilsiniz.

‫ولم تعد إلى ذلك الوكر.‬

O yuvaya bir daha dönmedi.

‫ولم تعد تأكل أو تصطاد.‬

Artık beslenme veya avlanma yoktu.

لم تعد هنا بعد الآن.

O artık burada değil.

لم تعد إلى القاهرة أبدا.

Kahire'ye geri döndü.

لكن تلك القوانين لم تعد فعالة.

Ama bu yasalar artık işlemiyor.

تعاني والدتي من الخرف ولم تعد تعرفني،

Annemde demans vardı ve beni artık tanıyamıyordu

فأسرار مصانع السيارات لم تعد أسرارًا بعد.

Otomobil sanayiinin sırları artık o kadar da gizli değil.

تعد نيكاراغوا أكبر بلد في أمريكا الوسطى.

Nikaragua Orta Amerika'nın en büyük ülkesidir.

وبعد عدة شهور، لم تعد جين تشبه جين.

Birkaç ay sonra Janie'nin sesi Jane gibi gelmemeye başladı.

يمكنني مواجهة الغيوم، فلم تعد رمادية بعد الآن

Bulutlara çıkabilirim, artık gri değiller

اليوم، لم تعد صحة القلب مجالاً يحتكره الفلاسفة،

Bugün kalp bakımı filozofların başlıca konusu değil,

ومنذ وقت قريب لم تعد تصيبني أي إعاقة.

ve maluliyet maaşları kısa süre içinde gelmeyi bıraktı.

لكن المدينة على شاطئ البحر لم تعد مستخدمة

ama artık sahil kenarındaki şehir kullanılmaz halde

"هل أنت تعد الشاي لي؟" "لا، بل لجمال."

"Benim için mi çay hazırlıyorsun?" "Hayır, Jamal için."

اقتنع فاضل أنّ ليلى لم تعد تريد قتله.

Fadıl, Leyla'nın artık onu öldürmek istemediğine ikna olmuştu.

فكرة أن الموسيقى ربما لم تعد جزءًا من حياتي

müziğin artık hayatımın bir parçası olmayacağı fikri

بدت أفضل حالاً من قبل لكن لم تعد تكترث

Biraz daha iyi görünüyordu, aldırmayı bırakmıştı.

تعد القصص بمثابة الوسائل التي ننتقل بواسطتها حول العالم.

Hikâyeler dünyaya yön verdiğimiz araçlar.

تعد الأخطاء الطبية المسبب الثالث للموت في الولايات المتحدة،

Sağlık hataları ABD'de ölümlerin, kanser ve kalp hastalıklarından sonra,

ولكن هل تعلم أن "القيادة" تعد أكثر المهن انتشارًا

Ama biliyor musunuz, aslında "şoförlük"

بالتلويح بقتل الارض مدفوعاً بغازاتٍ تعد السلاح القاتل له

gazı olan karbondioksitin yol açtığı dünyayı öldürmekle tehdit ederek

فيضاناتٍ دمرت الشعاب المرجانية ودمرت المحاصيل. فيما تعد توفال

maruz kaldı . Pasifik Okyanusu'ndaki adalardan oluşan Tuval ve Kibati,

تعد الحصبة واحدة من أكثر الأمراض المعدية التي نعرفها

Kızamık bildiğimiz en bulaşıcı hastalıklardan biridir.

كانت تهديدات القتل لا تعد ولا تحصى، والإهانة أصبحت ثابتة.

ölüm tehditleri çok fazla ve taciz sürekli bir hâle geldi.

وللآن، تعد تلك الأنشطة في الغالب غير مرئية بالنسبة لنا.

Ancak bunların çoğu bizlerin görebildiği olaylar değil.

اصلاً فمع الاحتباس الحراري لم تعد البيئة مناسبةً لتكاثر هذه

görünüyor , çünkü küresel ısınmada ortam artık bu fillerin hava koşullarına alışmış

الحراري بحسب احصاءات موقع استاتستا هي الصين التي تعد اكبر

bu toplam küresel üretimin yirmi sekiz aralık yirmi bir yüzde

يجدر بك أن تضع في حسبانك أنك لم تعد شابا.

Artık genç olmadığını dikkate alsan iyi olur.

- تقوم أمي بإعداد كعكة لأجل أبي.
- تعد أمي كعكة لأبي.

- Annem, babama bir pasta yapıyor.
- Annem babam için bir kek yapıyor.

‫تعد "سنغافورة" الآن أحد أكثر المدن‬ ‫الصديقة للحياة البرية في العالم.‬

Singapur şu anda dünyanın vahşi yaşama en dost şehirlerinden biri.

وفي أحد الأيام قال جهاز الذكاء الاصطناعي "من فضلك لا تعد تشغيلي".

Bir gün YZ "Lütfen beni yeniden başlatma" diyor.

قبل 40 عاما، هذه البلدان القليلة والتي تعد على أصابع اليد الواحدة

40 yıl önce birkaç ülke net kalori ihracatçısıydı.

منذ سنواتٍ ليست بالقليلة تعد الامارات من بين اغنى الدول العربية فدخل الفرد

, en zengin Arap ülkeleri arasında yer alıyor. 2020 yılında devletin vatandaşlarına

‫وكذلك تزداد صعوبة التنفس هنا.‬ ‫كما أن هذه الشعلة ‬ ‫لم تعد تشتعل بنفس التوهج.‬

Burada nefes almak da zorlaştı. Bu meşale de artık çok ışık yaymıyor.

على الرغم من أن الخلافة العباسية لم تعد مركز القوة السياسية في العالم الإسلامي

İslamın merkez gücü olmayı kaybetmiş olan Abbasi Halifesi