Translation of "حين" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "حين" in a sentence and their turkish translations:

- اتصل علي حين ترجع.
- إتصل بي حين ترجع.

Döndüğünde beni telefonla ara.

‫حين يخفت الضوء...‬

...ışık yitip gidince...

حين أفكّر بهذا الموضوع،

Bu konu hakkında düşündüğümde

الآن حين أدخل المدرسة،

Okula girdiğimde,

حين يشعرون بعدم الأمان،

Tehlike altındayken

عنيفين، حتى حين تتدخّل العاطفة.

Saldırganların dahi duyguları karışık.

حين نجعل هذا المسار هادئًا،

Bu nöral yolu susturduğumuzda,

لكن حين رأيت التحسن البطيء

Kısıtlı süreci görünce

حين بدأت العمل مع "بريا"،

Priya ile çalışmaya başladığımda,

‫إلى حين وصول المساعدة الطبية.‬

tıbbi yardım alana dek

التي ارتديتها حين تسلّمت منصبي.

göreve gelirken giydiğimin aynısı.

وأُصيب بعضهم حين حاولوا المقاومة.

Bazıları yaralandı, sonra iyileşti.

حين استولينا على مدينة "باندو".

ele geçirdiğimizde yakalandım.

في حين مات البعض العثمانيين

Bazıları Osmanlı diye ölürken

في حين يرتبطُ العمل بالجسد.

Doğum ise bedenle alakalı.

سأتصل بهم غداً حين أرجع.

- Yarın geri döndüğümde onları arayacağım.
- Geri döndüğümde onları yarın ararım.

لكن بالطبع حين يأتي الوقت المناسب،

Elbette doğru zaman geldiğinde

ولكننا نضاعف المشكلة حين نجعلهم مخطئين

Fakat onlardan bize göstermelerini söylediğimiz ve istediğimiz

ونلومهم حين يظهرون ضعفهم أمامنا بوضوح

açık ve hassas davranışları sergiledikleri zaman da

حين تسألهم: "لم تذهبون إلى المدرسة؟"

''Neden okula gidiyorsun?'' diye sorduğunuzda,

وكيف حين نست القيام بواجبها المنزلي

Ödevi yapmayı unuttuğu zamanı

حين تعاني من الحرمان أو الاضطرابات،

Bir kayıp verdiyseniz veya travma yaşadıysanız,

طريقة تفكير خدمتني جيداً إلى حين،

Bu bana iyi gelen bir düşünce yapısıydı,

‫هل تصبحين لاتينية حارة حين تغضبين؟‬

Sinirlendiğinde acı ve baharatlı bir Latin misin?

في حين أنهم لا يعرفونني حتى.

hem de beni tanımadıkları hâlde.

حين نُعرف العنصرية بمعايير السلوك القياسي،

Irkçılığı ölçülebilir davranışlar olarak tanımlarsanız

أخذ بيبرس المغول على حين غرة

Baybars Moğolları hazırlıksız yakalamıştı.

أخذ هذا الرومان على حين غرة

Bu olay zaferden emin olan Romalılara tamamen sürpriz oldu.

‫الآن،‬ ‫حين يكون الناس في فرشهم...‬

Ancak şimdi... ...çoğu insan yataklarına yerleşince...

هم الذين حين يستقيلون من عملهم،

görevden ayrılırken arkalarında

في حين رفض الحزب الحاكم الأعضاء

iktidar partisi üyeleri reddetmişken

في حين أن لديها قطاع جاهز

bunun hazır sektörü de varken

‫وذلك حين تركت الوكر وأصابها الخوف.‬

İşte o zaman yuvasını terk etti ve çok korktu.

لنلعب كرة القاعدة حين يتوقف المطر.

Yağmur durduğunda beyzbol oynayalım.

صرخت الفتاة حين رأت ألسنة اللهب.

Kız alevleri gördüğünde çığlık attı.

في حين أن اللون الأزرق يكبح الشهية.

mavi rengi iştahınızı bastırıyor.

أو لدرء الألم، حين نأكل لسد الجوع.

veya aç olmanın acısından kaçınmak.

في حين كان الكثير من الناس يموتون،

o dönemde, haksız HIV ilacı patentlerine yasal olarak

مازلت أذكر حين كنت أمشي بالأحياء الفقيرة،

Hâlâ mahallelere yürüdüğümü hatırlıyorum,

لأنه حين كانت تعيش مع أمها وأبيها،

Çünkü anne ve babası ile yaşarken

أقول للأطفال "حين تشعرون بخطر، اطلبوا النجدة."

Çocuklarıma''Tehlike varsa, yardım iste.'' derim.

وأجد نفسي أغسل أطباقي في حين أعتقد

yöneticimin yanında böyle duran insan olacağımı zannederken

حين ألتقي بأشخاص للمرة الأولى في عملي،

İnsanlar işimde benimle ilk tanıştıkları zaman,

قبل 9 سنوات، حين وصلنا إلى الحكم،

Dokuz yıl önce iktidara geldiğimizde

وفي حين أننا قد حققنا بعض التقدم،

ve epeyce ilerleme kaydetmiş olsak da

‫لذا حين اعتادت تلك العواصف العاتية الهبوب،‬

Yani o dev fırtınalar gelince,

أشرق وجه الطفل حين رأى بابا نويل.

Noel babayı gördüğünde çocuğun yüzü parladı.

حين كان أحدهم يستهزىء بي لعدم مواصلة تعليمي

Okulu bıraktığım için biri benimle dalga geçtiğinde,

لأنه ذلك ما كنت أرتدي حين أقابل طلابي.

çünkü öğrencilerimle konuşurken öyle giyinirdim.

حين بدأت العمل مع سارة، كان صعبًا جدًا.

Sara ile ilk çalışmaya başladığımda, çok zordu.

ما الذي تراه حين تلقي نظرة من نافذتك،

Pencereden dışarı bakınca ne görüyorsunuz?

حين أحتاج إلى النوم أربع ساعات وسط اليوم؟

hem de gün ortasında dört saat boyunca uyumam gerekirken?

حين بدأت العمل في البحث عن أصل القمر،

Ay'ın kökeni üzerinde çalışmaya başladığım zaman,

الان ماذا اعني حين اقول"اختار الغرب النوم"

Batı uyumayı seçti derken ne demek istiyorum?

‫إنه طريق طويل حين يبلغ طولك 3 سنتيمترات.‬

Sadece üç santimseniz epey uzun bir mesafe.

‫على الأقل لن يتوه حين يعود إلى منزله.‬

Hiç değilse evin yolunu bulabilecek.

‫حين عادت الأم،‬ ‫كانت الحضانة قد اجتمعت مجددًا.‬

Annesi geri gelene kadar... ...yavrular tekrar toplanmış.

فمثلا؛ يختفي بعد حين تبحر السفينة في الماء

örneğin; bir gemi suda ilerlerken gözden bir süre sonra kayboluyor

أوقف الفايكنج على حين غرة .... في ستامفورد بريدج.

Vikingleri hazırlıksız yakaladı .... Stamford Bridge'de.

هو موقف لدي اتخذت في حين تفعل هذا.

onu tasarlarken takındığım tavırdır.

‫مشكلتك حين تكون سلطعونًا...‬ ‫هي أن الرخويات تستهدفك.‬

Yengecin en büyük sorunu, peşindeki avcının sıvı bir hayvan olması.

- أين عيناك حين تحتاجهما؟
- ألا تبصر؟
- ألا ترى؟

Gözlerin nerede?

أظنه يختلف حين تفكر فيه على المدى البعيد.

Sanırım onun hakkında uzun süre düşündüğünde o farklıdır.

ستتفاجئ حين ترى ما تستطيع تعلمه في أسبوع.

Bir haftada öğrenebileceğine şaşırırdın.

أراني توم القصائد التي كتبها حين كان مراهقا.

Tom bir ergenken yazdığı şiirleri bana gösterdi.

"ماذا تفعل حين يشهد ابنك حادثة انتحار بالطلق الناري؟"

başlıklı bir bölümün olacağına dair ciddi şüphelerim var.

صاغها الكاتب الأمريكي (مارك توين) بشكل أفضل حين قال:

Amerikan yazar Mark Twain en iyi şekliyle şöyle söyledi,

لذلك لم أستطع أن أرفض حين طلبوا مني الحضور

bu yüzden gelmemi istediklerinde hayır diyemedim.

هناك مشكلة حين يتعلق الأمر بالجنسين في يومنا الحالي

bir problem ve biz bunu düzeltmeliyiz,

وأنا متأكد أنها ستفرح حين تسمع الجميع يغني معًا.

ve eminim ki herkesin şarkıyı söylemesi onu çok mutlu eder.

لذلك حين تدخل في علاقة، أو تقع في الحبّ،

Dolayısıyla bir ilişki, bir aşk varsa

حين تكون شاباً، تعتقد أنّه من السهل تحطيم الأشياء.

Gençken yıkmayı daha kolay buluyoruz.

ندمت كثيرا حين تأملت في ما مضى من حياتها.

Hayatında geriye baktığında, o derin üzüntü duymuştur.

في حين أنه ليس لدينا علاج، لذلك وجب علينا منعه

bu yüzden, bunu önlememiz gerekiyor.

في حين أنه يجري استعمال أنواع مختلفة من الإضاءة الثبلية،

Ve birçok farklı LED türü bulunmakta.

لما ما تزال معنا في حين أنها أذى بشكل واضح؟

Yanlış olduğu çok açıkken neden halâ bizimle?

لنعرف ما الذي سيجري له حين يوضع هناك تحت السطح.

oraya gittiğinde ne olacağı bilinmeli.

‫عادةً، تنفصل جراء القنادس عن أسرتها‬ ‫حين تلد أمها مجددًا.‬

Normalde, anneleri doğum yapınca su samuru yavruları aileden ayrılır.

في حين أن اللغة التركية هي واحدة من أقدم السباقات.

oysaki Türk en eski ırklardan bir tanesi

في حين أن هناك الكثير من الفيروسات في أوروبا وأمريكا

Avrupa da Amerika da o kadar virüs belası varken

‫منذ حينها، حين ألمس طعاماً بحرياً معيناً‬ ‫أو شيئاً من هذا،‬

Bazen bir deniz mahsulüne dokunduğumda

أعرف ذلك لأننا كنا نقيس درجة الحموضة حين التقطت هذه الصورة.

Bunu biliyorum çünkü bu resim çekilirken pH değerini ölçüyorduk.

حين كان يتصل أحدهم أو يكتب رسالة كنت أرد عليه شخصيًا.

Tüm aramalar doğrudan bana geliyordu. Aramalara ben yanıt veriyordum.

في حين أن للواقي الذكري معدل فشل سنوي يفوق 15 بالمائة؟

yılda yüzde 15'den fazla başarısızlık oranına rağmen güveniyor?

حين أن العديد من المشاة انزعجوا من جو التفوق والأسلوب الفظ.

duyarken, birkaç Mareşal onun üstünlük havası ve keskin tavırlarından rahatsız oldu.

غالبًا ما أخذت قادة الأعداء على حين غرة بحركات جيشه السريعة

O sık sık hızlı hamleler yaparak ve ordusunu cephe boyunca dizerek düşman tarafının komutanlarını savunmasız halde yakalıyordu.

في حين أننا نعتقد أنها مجانية ، إلا أنها تكسبنا مليارات الدولارات.

Biz bedava zannederken bizim üzerimizden milyarlarca dolar kazanıyor.

كان بروس غضبانًا حين تركته خليلته، لكنه سرعان ما نسي الأمر.

Bruce kız arkadaşı onu terk ettiğinde son derece üzülmüştü, ama kısa sürede atlattı.

في حين أن النظر لكميات كبيرة من اللون الأصفر يجعل الأطفال يبكون.

aşırı derecede sarı rengine maruz kalmak bebekleri ağlatıyor.

إلى حين أخبرته أنني أريد وضع نقود إضافية في جهاز التوقف السيارات ،

sonra da parkmetreye para atmam gerekiyor deyip

في حين أنه يمكن شرائه عبر الإنترنت مقابل دولارين وتسع وأربعون سنتًا.

1419 dolar ödemem istenmiş.

في حين أن المواعدة عبر الإنترنت تغيرت جدًا في السنوات ال17 الأخيرة،

İnternette tanışma son 17 yılda çok değişmiş olsa da

على الرغم أنهم أخذوا على حين غرة، فإن القرطاجيين يثقون في سفنهم

Kartacalılar, hazırlıksız yakalanmış olsalar da, gemilerinden gayet eminler.

الحلفاء الغال يشكلون السطر الثاني، في حين أن الفرسان الرومانيين في المحمية

Galyalı müttefikler ikinci hatta yerleştirildi, Romalı süvariler ise arka safta beklemedeydi.

ويشعر الناس بالإهانة حين تقول إن السياسة تصبح في النهاية فوق القانون.

Siyasi eylemlerin hukukun üstüne çıktığı söylendiğinde insanlar alınıyor.

ولكن القوات البريطانية تغزو الكاميرون الألمانية وهزم في Garua وNsanakong، في حين

Fakat Alman İmparatorluğu Alman Kamerun'u istila ediyor Garua ve Nsanakong'da yenilirken,

في حين أن القوانين في هذه القضية كانت هي نفسها لمدة 85 عاما

85 yıldır bu konudaki yasalar aynıyken

كم شخص منا قد أذنب حين قال لأحدهم: "استرجل" في مرحلة ما في حياته؟

Hayatımızın bir anında kaçımız "Erkek ol!" deme suçunu işlemedi ki?

وصلت الغزوات إلى أوروبا على طول الطريق إلى بولندا والمجر والبلقان، في حين أن

Avrupanın içlerine doğru akınları;Polonya,Macaristan ve balkanlara kadar ulaştı.