Translation of "تكن" in Turkish

0.018 sec.

Examples of using "تكن" in a sentence and their turkish translations:

لم تكن كذلك.

Değildi.

ألم تكن خطيئة؟

günah değil miydi?

لم تكن تحبه.

O onu sevmiyordu.

لا تكن شرّيرا.

Kötü olmayın.

لم تكن مفاجأة.

- O bir sürpriz değildi.
- Sürpriz olmadı.

لا تكن غبيا.

- Öküzlük etme.
- Hıyarlık etme.

لا تكن سخيفاً!

Saçmalama.

لم تكن غلطتي.

- O, benim hatam değildi.
- Benim hatam değildi.

لا تكن عاطفى

Duygusal olma.

ولكنهن لم تكن قدوتي.

Ama onlar benim rol modellerim değildi.

ولم تكن العملية خياراً،

Ameliyat bir seçenek değildi

لكنها لم تكن سهلة.

Ancak yine de kolay değildi.

ولكنها لم تكن تبكي،

ama ağlamıyordu,

إنها لم تكن مدعوة.

O davet edilmedi.

لم تكن أول مرة.

Bu ilk kez değildi.

لا تكن ولداً سيئاً.

Kötü bir çocuk olma.

لم تكن ليلى تجيب.

Leyla cevap vermiyordu.

- إذا لم تكن معنا فأنت ضدنا.
- إذا لم تكن في صفنا فسنعدك من أعدائنا.
- إذا لم تكن تؤيدنا فأنت عدونا.

- Eğer bizimle değilsen o zaman bize karşısın.
- Eğer bizimle değilsen, bize karşısın.

ولم تكن أكبرمخاوف أمي وخالاتي

Annemin, teyzemin en büyük endişesi

إذا لم تكن قد شاهدتهم،

Eğer izlemediyseniz

نصيحته لم تكن متوقعة تمامًا.

Tavsiyesini hiç beklemiyordum,

هذه الفكرة لم تكن جديدة.

Bu yeni bir fikir değil.

لم تكن هذه الأبواب موجودة.

Burada bu kapı yoktu.

لم تكن سرقة المصرف خطيئة.

Banka soymaktan suçluluk duymuyorum.

إذا لم تكن هياكلنا قوية

eğer ki yapılarımız sağlam değilse

لم تكن في المنزل البارحة.

Onlar dün evde değildi.

لم تكن تلك هي الحقيقة.

O doğru değildi.

أهم شيء أن تكن صبوراً.

Her şeyden önce, sabırlı olun.

لماذا لم تكن هنا بالأمس؟

Dün niye burada değildin?

لم تكن التفاصيل جاهزة مباشرة.

Ayrıntılar hemen hazır değildi.

لم تكن لدى سامي أظافر.

Sami'nin tırnakları yoktu.

أن هذه العلاقة لم تكن ممكنة.

başından belliydi.

لم تكن جدتي تعرف مفردة نسوية

Büyük büyük annem "feminist" kelimesini bilmiyordu

ولم تكن حينئذ أية نباتات مزهرة،

etrafta hiç çiçekli bitki yoktu,

هذه لم تكن رحلة سهلة وهادئة،

Bu kolay ve huzurlu bir seyahat değildi

هذه لم تكن رؤية امرأة أمازونية

Bu bir Amazon kadının

ولم تكن لتتم دعوتي حتى لقارب،

22 milyon dolarlık yatı bir kenara bırakın

لم تكن الحياة التي خططت لها.

Planladığım hayat tam olarak bu değildi.

لماذا لم تكن هناك أي قيود؟

Neden kısıtlama yoktu?

جدتي لم تكن تعلم أنني مثلية،

Eşcinsel olduğumu bilmiyordu.

مالم تكن مدعومة ببيانات واسعة النطاق

değersiz ve yanıltıcıdır.

الدراسة لم تكن قد نشرت بعد.

Çalışma daha çıkmamıştı bile.

"أتعلم، لو لم تكن مصابًا بـالبهراق"...

"Senin de bildiğin gibi, vitilargon olmasaydı" dedi--

والشركة لم تكن قادرة على التكيف،

Ama şirket adapte olamadı

‫ما لم تكن حياتك على المحك.‬

Hayat memat meselesi olmadıkça.

بالطبع إذا لم تكن هذه مصادفة

tabi bunlar tesadüf değilse

لذلك لم تكن البشرية متاحة بعد

yani henüz insanlık ortada yoktu

‫لم أجدها. لم تكن في وكرها.‬

Onu bulamadım. Yuvasında yoktu.

‫لم تكن تخرج من ذلك الوكر.‬

O yuvadan çıkmayacaktı.

الطريقة الجديدة لم تكن مثاليةً البتة.

Yeni metot ideal olmanın dışında bir şeydi.

إنها لم تكن أول مرة يفعلوها.

Onların yaptığı ilk kez değildi.

إن لم تكن معي فأنت ضدي .

Ya benimlesin ya da bana karşısın.

لم تكن بنات زوجة سامي تحببنه.

- Sami'nin üvey kızları onu sevmiyordu.
- Sami'nin üvey kızları ondan hoşlanmıyordu.

لذلك الوظائف مدفوعة الأجر لم تكن خيارا.

İyi maaşlı bir kariyer seçeneği yoktu.

ربما لم تكن كلماته عن غضبٍ أصلًا.

Belki de kelimeleri her şeye rağmen öfke dolu değildi.

ولم تكن الشركة تتخلى عن الزبادي فقط،

Şirket yalnızca yoğurttan değil,

وإذا لم تكن زيادة خطر إصابتك بالسرطان

Ve eğer kanser hastası olma riskinizin artması

لأنك كنت هناك ومن ثم لم تكن

Çünkü oradaydın ve sonrasında değildin

ولكن عائلتي لم تكن تعرف فِعل ذلك.

Ama ailem bunu yapmayı bilmiyordu.

ولا تكن خائفًا من وضع نفسك هناك.

Ayrıca kendinizi göstermekten çekinmeyin.

وأحيانًا تأتي من اتجاهات لم تكن لتتخيلها.

ve bazen de hayal bile edemeyeceğiniz yönlerden eser.

ولكن ماذا لو لم تكن لديكم سماتي؟

Peki ya siz benim avantajlarıma sahip değilseniz?

هل تريد ان تكن نادل لكل حياتك؟

Bütün hayatın boyunca bir barmen olmak ister misin?

لم تكن كبيرة بما يكفي لتصبح الكواكب

gezegen olacak kadar büyük değildiler

لم تكن ماري من ذهب معها للمتحف

Birlikte müzeye gittiği Mary değildi.

إن لم تكن في تتويبا، فليست جملة.

Eğer o Tatoeba'da değilse, o bir cümle değildir.

هل صحيح أنك لم تكن هنا البارحة؟

Dün burada olmadığın doğru mu?

لم تكن تلك الفتاة مألوفة عند فاضل.

Fadıl o yeni kızı tanımıyordu.

قال توم بأن ماري لم تكن متعبة.

Tom Mary'nin yorgun olmadığını söyledi.

علم سامي أنّ ليلى لم تكن تحبّه.

Sami, Leyla'nın onu sevmediğini fark etti.

"دخل هذا الهدف لأن السلة لم تكن محمية،

"Sayı oldu çünkü potayı kimse savunmuyordu,

لكن لم تكن أي من الفحوصات الأخرى سلبية،

Diğer tahlillerde bir sorun yoktu,

لم تكن مهنة الإعداد مشهورة في ذلك الوقت،

Televizyonculuk diye bir şey o zaman yok,

♪ لم تكن، لم أترك عندما وجدت ♪

♪ Yoktun, bırakamadım bulunca ♪

عادة سيئة؛ ألم تكن سيجارة وكحول من الشارع؟

kötü alışkanlık; sokaktan edineceği sigara ve alkol değil miydi?

لم تكن أجهزة الكمبيوتر شخصية في تلك الأيام

O günlerde bilgisayarlar kişisel değildi

علاوة على ذلك ، لم تكن أعداد المستشفيات كافية.

Hastane sayıları da yeterli değildi üstelik.

لكن استراتيجية فابيوس لم تكن محبوبة في روما.

Fakat Fabius'un stratejisi o zamanlar Roma'da çok meşhur değildi.

إنها لم تكن أول مرة, ولن تكون الأخيرة.

Bu ilk kez değildi ve son kez de olmayacak.

لكن أفكارهم لم تكن في الواقع بعيدة المنال.

Fakat fikirleri aslında o kadar uzak değildi.

لم تكن أليس موجودة في الاجتماع، أليس كذلك؟

Alice, toplantıda mevcut değildi, değil mi?

لم تكن طفولتي سهلة، لكنني أحببت كل دقيقة منها

Çok kolay bir çocukluk değildi evet, ama her dakikasını sevdim

لم تكن هذه محض قضية تجسس رجالٍ على نساء.

Bu yalnızca erkeklerin kadınlar üzerindeki casusluğu değildi.

ومجرد جعل الأساسيات قويمة، لم تكن مهمة سهلة أبدًا،

sadece temeli doğru atmak hiç de küçük bir görev değildi

‫لم تكن بالفكرة السيئة، ‬ ‫ولكن الحظ لم يكن حليفنا.‬

Bu aslında kötü bir fikir değildi, sadece şanssızdık.

‫نحتاج لبعض المعونة هنا،‬ ‫لم تكن بالمجازفة التي تستحق.‬

Yardım çağırmamız gerekiyor. Bu almaya değer bir risk değildi.

كنت مترددا وخائفا، ولم تكن تلك التجربة التي أردتها.

Tereddüt ve korku içindeydim ve istediğim tecrübe bu değildi.

وكانت كاحتفالٍ مُبكّر، ولأنها في الحقيقة لم تكن كافية،

Aslında bu biraz erken kutlamaydı çünkü bu yeterli değildi,

ك.أ: ومع ذلك،لم تكن تقدم محتوى جديد فقط.

CA: Ve bununla sadece yeni içerik üretmediniz.

ربما لم تكن تجربتي مع (الدبليو دبليو إي) مثالية.

Belki de WWE tecrübem ideal değildi.

يعتقدون أن هناك تكنولوجيا. لم تكن التكنولوجيا كل شيء

onlar zannediyor ki teknoloji var. Teknoloji her şey değildi ki

إذا لم تكن هناك أشياء مثل السيارات والطائرات والتجارة

eğer ki arabalar, uçaklar ve ticaret gibi şeyler olmasaydı

في روما القديمة ، لم تكن المرأة مغلقة في المنزل

Eski Roma'da kadın eve kapatılmazdı

مع مطالبة حلفاء الملك بجعل ناي عبرة ، لم تكن

Kralın müttefikleri Ney'den bir örnek alınmasını talep ederken,

هىَ لم تكن تعرف أن هناك ترجمة للقرآن بالعبرية.

Kuran'ın İbranice bir çevirisi olduğunu bilmiyordu.

تزوّج فاضل بفتاة لم تكن قادرة على تكلّم العربيّة.

Fadıl, Arapça konuşamayan bir kızla evlendi.

أخبر الطّبيب ليلى أنّها لم تكن قادرة على الإنجاب.

Doktor, Leyla'ya çocuk sahibi olamayacağını söyledi.

قال توم: ماري لم تكن متردده في فعل ذلك.

Tom, Mary'nin bunu yapma konusunda isteksiz olduğunu söyledi.

كان سامي يعلم أنّ ليلى لم تكن في خطر.

Sami, Leyla'nın tehlikede olmadığını biliyordu.