Translation of "البشرية" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "البشرية" in a sentence and their turkish translations:

لا. تحتاج البشرية

Hayır, hayır. İnsanlığın

ولكن لكل البشرية.

bütün insanlığın atası olarak görmek.

رحلات الفضاء البشرية .

deneyimine sahipti .

تعمل ضد مصالح البشرية.

insanoğlunun çıkarlarına karşı faaliyette.

للأسف البشرية مرة أخرى

yine insan malesef

وسيكون ذلك كارثيًا لخُمس البشرية.

ve bu insanlığın beşte biri için felaket olacak.

وفقًا لنظريات التنمية الاجتماعية البشرية،

İnsan sosyal gelişim teorilerine göre

لاختراق طريقنا حول التجربة البشرية.

etrafından dolanmayı bırakalım.

هذه المرة هي نهاية البشرية

bu sefer insanlığın sonunu getiriyor

محتجزة بذلك عقودًا من الانبعاثات البشرية.

karbonun yüzde 30'unu toplayabileceğini gördük.

هو ناتج المجهودات البشرية تحكمها فكرة

İlerleme, bik fikrin yön verdiği insan çabalarının sonucu,

لذلك لم تكن البشرية متاحة بعد

yani henüz insanlık ortada yoktu

كانت الغسّالة إحدى أعظم اختراعات البشرية.

Çamaşır makinesi tüm zamanların en büyük icatlarından biriydi.

وبالطبع أعني بـ"تراثنا"، تراث البشرية أجمع.

Tabii miras derken her yerdeki insanları kastediyorum.

الكائنات البشرية التي تتمتع بالمهارة وبالصحة والإنتاجية.

Yetenekli, sağlıklı ve üretken insanlar.

في شهادة مذهلة على مثابرة النفس البشرية

insan ruhunun inanılmaz azminin ve yaratıcılıkla adapte olma yeteneğimizin

أخيرا، هل التنوير يتعارض مع الطبيعة البشرية؟

Son olarak, Aydınlanma insan doğasına aykırı mı?

ستساعد في تطويرٍ أفضل للتجارب السريرية البشرية.

çığır açan sistemler geliştiriyoruz.

وأكثر من نصف البشرية يعيشون على هذه المساحة

İnsanlığın yarısından fazlası bu alanda yaşıyor,

تصدر أصواتًا بتردد لا تستطيع الأذن البشرية سماعه

insan kulağının duyamayacağı frekansta sesler çıkarıyorlar

وأسوأ ما في اﻷمر حقاً هي حركة التكنولوجيا البشرية.

Aralarından en kötüsü ise insancıl teknoloji hareketi.

لن تكون البشرية أفضل ما لم يكن هناك تحوّل ثقافي.

Kültürel dönüşüm olmadan insanlık gelişmez.

مستعرفا بأن مواردها وقوتها البشرية يمكن أن تغذّي التوسع العثماني.

O, buranın kaynakları ve insan gücü sayesinde Osmanlı İmparatorluğunun arazisini daha da büyütebileceğini biliyordu.

المئة وما زالت الحلول البشرية لتفادي اندثارها تتركز حول تقليل

oranında ve bunların ortadan kaybolmasını önlemek için insani çözümler hala sera gazı emisyonlarını

لذلك ما زلنا بعيدين بثلاث إلى خمس سنوات عن التجارب البشرية.

Hâlâ insan denemelerinden üç ile beş yıl uzaktayız.

على البشرية. وفي حال انتشاره في مكانٍ ما يجب التحرك عاجلاً.

Onu durdurmak için. Guardian gazetesi, Nepal'in dünyadaki en bulaşıcı ve ölümcül on salgından

‫تُركّز جهوده على الدراسة،‬ ‫منع الصراع وتعقب القطط الهائمة‬ ‫في المساحات البشرية.‬

Eğitim, saldırıların önlenmesi ve insanların yaşadığı alanlarda dolaşan kedilerin takibi üzerine çalışıyor.

ولذلك، فإن جسدك عبارة عن مستعمرة بكتيرية بالإضافة الى القليل من الخلايا البشرية.

Siz bir kaç insan hücresi eklenmiş bir yürüyen bakteri kolonisisiniz.

‫إننا في حالة من الإلحاح و الخطورة‬ ‫و النطاق لم تواجه البشرية من قبل.‬

Öncelikle biraz bağlam.

‫أو ربما نضع بعض أوراق الشجر والعصي‬ ‫في حقيبة الظهر‬ ‫وأغطي هذه الهيئة البشرية الواضحة.‬

Ya da çantama biraz yaprak ve dal doldurup keskin insan formu görüntüsünü kırarım.

لكن الشيء الوحيد الذي نعرفه هو أننا لا نعرف سوى القليل جدًا عن تاريخ البشرية

fakat bildiğimiz bir şey var o da insanlık tarihi hakkında çok az şey bildiğimizdir