Translation of "تعمل" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "تعمل" in a sentence and their turkish translations:

أين تعمل؟

O nerede çalışıyor?

وها هي تعمل.

İşte bu şekilde çalışıyor.

"جميع الأنظمة تعمل!"

"Tüm sistemler hazır!"

ولكنها تعمل بكد.

Ama çok çalıştı.

إنك تعمل بجد.

Çok çalışıyorsun.

لم تعمل المكابح.

Fren işe yaramadı.

لمَ تعمل هنا؟

- Neden burada çalışıyorsunuz?
- Niçin burada çalışıyorsun?

أرني كيف تعمل.

Onun nasıl çalıştığını bana göster.

الآلة الآن تعمل.

Makine şimdi çalışıyor.

لا تعمل. العب!

Eğlenme. çalış!

أرى أنك تعمل.

Çalıştığını görebiliyorum.

هي تعمل بجد.

O çok sıkı çalışıyor.

تعمل السيارة بالكهرباء.

Otomobil elektrikle çalışır.

هل تعمل اليوم؟

Bugün çalışıyor musun?

هل تعمل لوحدك؟

Yalnız mı çalışıyorsun?

تعمل ضد مصالح البشرية.

insanoğlunun çıkarlarına karşı faaliyette.

والأمر هو إنها تعمل.

Konu şu ki işe yarıyor.

لكنها لا تعمل كصورة.

Tabii her şey fotoğraf olmuyor.

ينبغي أن تعمل بنصيحته.

Onun tavsiyesini takip edebilirsin.

عليك أن تعمل بجدّ.

- Sıkı çalışmalısın.
- Sıkı çalışman gerekiyor.

- ما مهنتك؟
- ماذا تعمل؟

- Sizin işiniz nedir?
- Hangi işle meşgulsün?
- Mesleğiniz nedir?

كانت تعمل لدى شركتنا.

Bizim şirket için çalışırdı.

دعنا نأمل أنها تعمل.

Bunun işe yaramasını umalım.

كانت تعمل طوال اليوم.

O, bütün gün boyunca çalışmaktaydı.

- ظلت تعمل.
- تابعت عملها.

O çalışmaya devam etti.

هي تعمل في المدرسة.

O, okulda çalışıyor.

أهلاً ، هل تعمل هنا؟

Merhaba! Burada mı çalışıyorsunuz?

كانت ليلى تعمل كمتعرّية.

Leyla bir striptizci olarak çalıştı.

هل تعمل لوحة المفاتيح؟

Klavye çalışıyor mu?

تعمل فعلاً على النحو المنشود.

istendiği gibi çalışıp çalışmadığı.

لا تعمل الأزمة بهذا الشكل.

Kriz bu şekilde işlemez.

ولتعلم هويتك ومع من تعمل،

Gerçekte kim olduklarını, gerçekte kimlerle çalıştığımızı bilmek için,

‫في الضوء،‬ ‫تعمل الفقاقيع كمنارة...‬

Baloncuklar, ışıkların altında yol gösterici oluyor.

فهي تعمل مثل الحساب البنكي،

Daha çok banka hesabı gibi çalışır,

مدفأتنا الكهربائية لا تعمل جيدا.

Elektrikli ısıtıcımız iyi çalışmıyor.

- استمرت في العمل.
- بقيت تعمل.

O çalışmaya devam etti.

أعتقد أنك تعمل خطأً كبير

Sanırım büyük bir hata yapıyorsun.

انا لا اجعلك تعمل شيء

Sana bir şey yaptırmıyorum.

إنها تعمل في مجال التسويق.

O, pazarlamada çalışır.

لا تعمل بهذه النصيحة رجاءً.

Lütfen bu tavsiyeye uyma.

إن لم تعمل لن تأكل.

Çalışmazsan yemek yemezsin.

هي ممرّضة و تعمل هنا.

O bir hemşire ve burada çalışıyor.

لا تعمل قوة الاستياء بهذا الشكل.

Memnuniyetsizliğin gücü bu şekilde çalışmıyor.

هل عليك أن تعمل يوم الأحد؟

Pazar günü çalışman mı gerekiyor?

كان عليك أن تعمل بجهد أكبر.

Daha sıkı çalışmalıydın.

إنها لا تحتاج إلى أن تعمل.

- Onun çalışmasına gerek yok.
- Çalışmaya ihtiyacı yok.

أحقاً تريد أن تعمل في بوسطن؟

Gerçekten Boston'da çalışmak ister misin?

إنها تريد أن تعمل في المستشفى.

O, hastanede çalışmak istiyor.

لا ينبغي أن تدخن عندما تعمل.

Çalışırken sigara içmemelisin.

أنت لم تعمل بما فيه الكفاية.

Yeterince sıkı çalışmadın.

إن لم تعمل لن تستطيع الأكل.

Çalışmazsan yemek yiyemezsin.

أقترح بأن تعمل بما يقوله توم.

Tom'un söylediğini yapmanızı öneririm.

بدأت دانيا تعمل في نادٍ للتّعرّي.

Dania bir striptiz kulübünde çalışmaya başladı.

قد تعرفون كيف تعمل، وقد لا تعرفون،

bunun nasıl yapıldığını bilebilir ya da bilmeyebilirsiniz

والتي تعمل مع المسلمين الصغار داخل أوروبا.

çeşitli kuruluşlarda gönüllü görev almaya başladım.

ممرضة تعمل مساءً في أحد المستشفيات المزدحمة

Kalabalık bir şehir hastanesinde gece nöbetindeki bir hemşire

وكذلك التوصل إلى حلول تعمل في الواقع،

ve gerçekten işe yarayacak çözümler üretmemiz demek,

وباقية العالم لا تزال تعمل على ذلك.

dünyanın geri kalanıysa yetişmek üzere.

‫تعمل أعين التماسيح بشكل جيد في الظلام.‬

Timsahların karanlıkta iyi gören gözleri vardır.

يجب أن تعمل بجد حتى لا تفشل.

Başarısız olmamak için çok çalışmalısın.

- ما مجال عمل خالتك؟
- ماذا تعمل عمتك؟

Teyzen ne iş yapar?

انت تعمل بمشقة كبيرة . استرح لبعض الوقت .

Çok fazla çalışıyorsun. Bir süre işi hafiften al.

لقد شاهدت العديد من العائلات تعمل بواظئف غريبة،

Ailelerin sürekli tuhaf işlerde çalışıp sonunda boşta bir iş olmadığını

على سبيل المثال، إذا كنت تعمل في مطعم،

Örneğin, restoran işindeyseniz

لذا، يمكنم أن تتساءلوا، كيف تعمل تلك البرامج؟

Bunun nasıl işlediğini merak edebilirsiniz.

‫وغالبا ما تعمل على أقل من خمسة فدادين.‬

Genellikle 20 dönümden az alanlarda işleyen düşük gelirli ülkelerde

والذي لا تعمل أي من المبادئ الأخرى بدونه.

saygı olmadan diğer ilkeler işe yaramaz.

يصب البعض بالصحراء كانت الامارات تعمل منذ سبعينيات

ülkeleri vururken , BAE geçen yüzyılın yetmişli yıllarından beri

لماذا لا تأتي كي تعمل في هذه العيادة؟

Neden bu klinik için çalışmaya gelmiyorsun?

لأن ببساطة هذه هي قوانين الفيزياء التي تعمل معنا.

çünkü konu tamamen fizik kurallarından ibaret.

أعتقد أن هذه الأصوات قد تجعلها تعمل بشكل مشترك

sanırım ortak hareket etmelerine sebep bu sesler olabilir

كل هذه العوامل تعمل على تحطيم الطبقة الخارجية الرطبة،

Ve tüm bunlar virüsün koruyucu tabakasını yok edip

المشكلة هنا هي بأن المرونة العصبية يمكن ان تعمل باتجاهين.

Buradaki problem nöroplastisitenin iki yönde çalışabilmesi.

إنّه مجد الرأسمالية، أن تعمل وتجني النقود من أموال الناس.

Kapitalizmin övüncü bu. Çalışmak ve başkalarının parasıyla para kazanmak.

حكومة تعمل بجديةٍ على اكماله فهل يصبح حلم العراقيين حقيقةً

Yani Al Fawal Grand Port'un uygulanması için umut bugün de devam ediyor. Ve onu tamamlamak için çok çalışan

تعمل في مكتب مستشار البيت الابيض ما سيسهل عليها مهامها

konuşan bir kadın olarak tanımlayarak

- أين تعمل؟
- أين تذهب للعمل؟
- أين مكان عملك؟
- أين تعملين؟

Nerede çalışıyorsun?

لا يكفي أنْ نرى كيف تعمل هذه الإشارات على المستوى المخبري.

Görülecek bir şey de işaretlerin laboratuvar şartlarında nasıl çalıştığı.

كانت تعمل على تحويل غاز ثاني أكسيد الكربون إلى كربون صلب،

bu karbondioksiti karbonat mineraline dönüştürüyorlardı

هذا الحد وستبقى ايما في لندن تعمل في البنوك وتساعد والدها

Bu noktada sona erecek ve Emma Londra'da bankalarda çalışacak ve babasının

كانت اسماء تعمل على لفت انظار الاعلام لها اكثر وجاءتها الفرصة

Asma, medyanın dikkatini daha fazla çekmek için çalışırken, uygun olan

متعثر. فانت تعمل في الطابق رقم 100 تحديداً في مركز التجارة

. New York'taki Dünya Ticaret Merkezi'nin 100. katında çalışıyorsunuz

وتجربة أنماط مختلفة ، أدرك لاعبو الغولف أن الدمامل تعمل بشكل أفضل.

Ve farklı desenleri denemekle birlikte golfçüler, gamzelerin en iyi şekilde çalıştığını fark etti.

في ولاية كاليفورنيا، عليك دراسة تربية الأطفال الصّغار كي تعمل في روضة.

Kaliforniya'da, bir çocuk yuvasında çalışmak için erken çocukluk eğitimi almanız gerekir.

ولم تكن تعمل على خلق بيئةٍ لا يخشون فيها الحديث إلى بعضهم البعض

ve birbirleriyle konuşmaktan çekinmediklerine emin olmadıkça

‫تعمل ذكور الخنازير كحراس قوية‬ ‫لأنها تبلغ ضعفيّ وزنها.‬ ‫لا يستحق الأمر المخاطرة.‬

Parstan iki kat ağır olan erkek domuzlar korkulası korumalardır. Riske girmeye değmez.

‫كانت القروية "لاكشماما" تعمل في حقل‬ ‫في ولاية "كارناتاكا"‬ ‫عندما اختفى ماعزها الثمين فجأة.‬

Köylü Lakchmamma değerli keçisi aniden koşmaya başladığında Karnataka'daki bir tarlada çalışıyordu.

تعمل فرق من وحدات التحكم في الطيران على مدار الساعة ، وتشرف على مسار المركبة الفضائية

Uçuş kontrol ekiplerinden oluşan ekipler, uzay aracının yörüngesini ve