Translation of "لكل" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "لكل" in a sentence and their turkish translations:

ولكن لكل البشرية.

bütün insanlığın atası olarak görmek.

لكل شيء تاريخ صلاحية،

Her şeyin bir son kullanma tarihi var,

وصالحة لكل أنواع المزروعات.

İşlenebilir. Çalışılabilir.

لكل شخص نقطة ضعف.

Herkesin zayıf noktaları vardır.

ربما حلمت بالسفر لكل قارة.

Belki de tüm kıtaları gezmeyi hayal etmiştiniz.

لا أستطيع الذهاب لكل المدارس.

gidebileceğim birçok okul var.

وذهبت لكل خبير لأكتشف السبب.

ve sebebini bulabilmek için birçok uzmana gitmiştim.

‫نهارًا، ستكون مرئية لكل المفترسات.‬

Sabah olunca tüm avcılar onları görebilir.

شعبنا الذين يتبرعون لكل شيء

Her şeye bağış yapan halkımız

وكختام. أقول أنه لكل شخصية قصة.

Bitirirken şunu söyleyeyim. Her karakterin bir hikâyesi vardır.

واحدة للأغنياء وواحدة لكل شخص آخر.

zenginler için bir tane ve diğer herkes için bir tane.

المفتاح لكل هذه التغيرات هو المرونة العصبية.

Bu değişikliklerin en önemli anahtarı nöroplastisitedir.

لكل الأهمية التي نتمسك بها في الكون،

Evrende sahip olduğumuza inandığımız tüm öneme rağmen,

حسنا، في عملية التحدث لكل هؤلاء المستثمرين

Tüm bu yatırımcılarla konuşma sürecinde,

لكل منها طول يقدر ب 644 كيلومتر،

her biri 643 km uzunluğunda olan

وهذا يعني أن لكل مدارين خارجيين للكوكب،

Bunun anlamı bir dış gezegenin her iki yörüngesi için

وهذا ما يعادل جرّاح لكل 600,000 شخص.

Yani her 600.000 insan için tek bir cerrah.

هناك نقد لكل فيلم تقريبًا في الفيلم.

ağalık düzeni olmazsa olmazlardan zaten ağalık düzenine neredeyse her filminde eleştiri var

لأن لكل كوكب قوة جاذبية خاصة به

her gezegenin kendine ait bir çekim kuvveti olduğu için

هل تريد ان تكن نادل لكل حياتك؟

Bütün hayatın boyunca bir barmen olmak ister misin?

لكل واحد منها أكثرُ من 40 ألف عنصر،

ve her birinde 40 binden fazla ürün var.

‫يمكن لكل أنثى إنجاب أكثر من 100 جرو.‬

Her bir dişi 100'ün üzerinde yavru doğurabilir.

هل علمتم أن لكل 5 مليون شخص يزور الحافة

Kanyon'un kıyısına gelen her beş milyon insandan

وهكذا إذا أضفت نغمة لكل خلية من خلايا الدماغ

Eğer beyin hücrelerinin her birine bir tını ekleseydiniz,

سنسجل الموقع والزاوية لكل كرة رخامية تخرج من المتاهة.

düzenekten çıkan her bilyenin pozisyon ve açısını kaydedebiliriz.

أعطى لكل رجل سربالا رومانيًا وخوذة برونزية ودرعًا بيضاويًا

Her bir adama Roma zırhı, bronz miğfer ve oval Skutüm kalkanı temin ediliyor.

توضح لكم فجوات السعرات الحرارية لكل دولة على حدة.

Dünyanın tüm ülkelerindeki net kalori boşluklarını gösteriyor.

تعطى لكل واحد فيكم هذه النعمة الكبيرة وهي الحياة،

Siz de bu dev hediyeye sahipsini: Hayat,

اعطى مركز المعلومات السياحية خريطة المدينة لكل من طلبها .

Turist danışma merkezi isteyen herkese bir şehir haritası verdi.

لكل شخص حق التملك بمفرده أو بالاشتراك مع غيره.

Her şahıs tek başına veya başkalarıyla birlikte mal ve mülk sahibi olma hakkına sahiptir.

ليس الهدف أن تبيع لكل شخص يحتاج ما تملكه.

Amaç sende olana ihtiyacı olanlarla ticaret yapmak değil.

‫يمكن لكل خفاش شرب وزن جسده‬ ‫من الدماء كل ليلة.‬

Her bir yarasa her gece vücut ağırlığı kadar kan içebilir.

‫لكل الحيوانات التي تحملت الليل المتجمد،‬ ‫هذا التغيير مرحّب به.‬

Donuk geceden sağ çıkan tüm hayvanlar için müjdeli bir değişimdir bu.

لكل شخص الحق في حرية الاشتراك في الجمعيات والجماعات السلمية.

Her şahıs saldırısız toplanma ve dernek kurma ve derneğe katılma serbestisine maliktir.

لكل فرد دون أي تمييز الحق في أجرٍ متساوٍ للعمل.

Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin, eşit iş karşılığında eşit ücrete hakkı vardır.

أريد أن أقول لكل الأصدقاء عديمي الخبرة، وأنا أعتقد ذلك حقاً،

Gerçekten buna inanıyorum ve bir yazarın dediği gibi,

يمكنُ لكل سيارة إسعاف وعيادة طبية أن تحلل نوع السكتة الدماغية

Her ambulans ve her hastane inmenin türünü anlayarak

لكل شخص الحق في أن ينشئ وينضم إلى نقابات حماية لمصالحه.

Herkesin menfaatlerinin korunması için sendikalar kurmaya ve bunlara katılmaya hakkı vardır.

بينما قبل 30 عامًا، كان معدل جرائم القتل 8.5 لكل مائة ألف،

30 yıl önce ise cinayet oranı yüz binde 8,5'ti,

اشتكى برتييه: "الجندي البسيط هو أسعد مني ، أنا أتعرض لكل هذا العمل".

"Basit bir özel benden daha mutludur," diye şikayet etti Berthier, "Tüm bu iş yüzünden ölüyorum."

لكل شخص نفس الحق الذي لغيره في تقلّد الوظائف العامة في البلاد.

Her şahıs memleketin kamu hizmetlerine eşitlikle girme hakkını haizdir.

‫حيث توفّر مدننا مواطنًا‬ ‫لكل أنواع الحياة البرية‬ ‫ليس فقط ليلًا بل وأيضًا نهارًا.‬

Şehirlerimizin her türden vahşi yaşama yuva olduğu bir gelecek. Sadece geceleri değil, aynı zamanda... ...gündüzleri de.

- كان لكل بيت حديقة.
- كان هناك حديقة عند كل منزل.
- كانت هناك حديقة عند كل بيت.

Her evin bir bahçesi vardı.

لكل فرد الحق في حماية المصالح الأدبية والمادية المترتبة على إنتاجه العلمي أو الأدبي أو الفني.

Herkesin yarattığı, her türlü bilim, edebiyat veya sanat eserlerinden mütevellit manevi ve maddi menfaatlerin korunmasına hakkı vardır.

‫ويجب أن أكون مستعدًا لكل الاحتمالات.‬ ‫لا يمكنني أن أهدر الوقت.‬ ‫يجب أن يكون الأمر غريزيًّا تمامًا.‬

Ve tüm ihtimallere hazır olmalıyım. Aylaklık edemem. Her şey içgüdüsel olmalı.

لكل فرد الحق في الاشتراك في إدارة الشؤون العامة لبلاده إما مباشرة وإما بواسطة ممثلين يختارون اختيارا حرا.

Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir.

لكل شخص الحق في العمل، وله حرية اختياره بشروط عادلة مرضية كما أن له حق الحماية من البطالة.

Her şahsın çalışmaya, işini serbestçe seçmeye, adil ve elverişli çalışma şartlarına ve işsizlikten korunmaya hakkı vardır.

لكل شخص الحق في الراحة، وفي أوقات الفراغ ولا سيما في تحديد معقول لساعات العمل وفي عطلات دورية بأجر.

Her şahsın dinlenmeye, eğlenmeye, bilhassa çalışma müddetinin makul surette sınırlandırılmasına ve muayyen devrelerde ücretli tatillere hakkı vardır.

لكل فرد يقوم بعمل الحق في أجر عادل مرض يكفل له ولأسرته عيشة لائقة بكرامة الإنسان تضاف إليه، عند اللزوم، وسائل أخرى للحماية الاجتماعية.

Çalışan her kimsenin kendisine ve ailesine insanlık haysiyetine uygun bir yaşayış sağlayan ve gerekirse her türlü sosyal koruma vasıtalarıyla da tamamlanan adil ve elverişli bir ücrete hakkı vardır.

لكل شخص الحق في حرية الرأي والتعبير، ويشمل هذا الحق حرية اعتناق الآراء دون أي تدخل، واستقاء الأنباء والأفكار وتلقّيها وإذاعتها بأية وسيلة كانت دون تقيد بالحدود الجغرافية.

Her ferdin fikir ve fikirlerini açıklamak hürriyetine hakkı vardır. Bu hak fikirlerinden ötürü rahatsız edilmemek, memleket sınırları mevzubahis olmaksızın malümat ve fikirleri her vasıta ile aramak, elde etmek veya yaymak hakkını içerir.

لكل شخص الحق في حرية التفكير والضمير والدين، ويشمل هذا الحق حرية تغيير ديانته أو عقيدته، وحرية الإعراب عنهما بالتعليم والممارسة وإقامة الشعائر ومراعاتها، سواء أكان ذلك سرا أم جهرا، منفردا أم مع الجماعة.

Herkesin, fikir, vicdan ve din hürriyeti hakkı vardır; bu hak, din veya kanaat değiştirmek hürriyeti, dinini veya kanaatini tek başına veya topluca, açık olarak veya özel surette, öğretim, tatbikat, ibadet ve ayinlerle izhar etmek hürriyetini içerir.

لكل شخص بصفته عضوا في المجتمع الحق في الضمانة الاجمتماعية وفي أن تحقق بوساطة المجهود القومي والتعاون الدولي وبما يتفق ونظم كل دولة ومواردها الحقوق الاقتصادية والاجتماعية والتربوية التي لا غنى عنها لكرامته وللنمو الحر لشخصيته.

Her şahsın, cemiyetin bir üyesi olmak itibarıyla, sosyal güvenliğe hakkı vardır; haysiyeti için ve şahsiyetinin serbestçe gelişmesi için zaruri olan ekonomik, sosyal ve kültürel hakların milli gayret ve milletlerarası işbirliği yoluyla ve her devletin teşkilatı ve kaynaklarıyla mütenasip olarak gerçekleştirilmesine hakkı vardır.

لكل شخص الحق في التعلم، ويجب أن يكون التعليم في مراحله الأولى والأساسية على الأقل بالمجان، وأن يكون التعليم الأوّلي إلزاميا وينبغي أن يعمم التعليم الفني والمهني، وأن ييسر القبول للتعليم العالي على قدم المساواة التامة للجميع وعلى أساس الكفاءة.

Her şahsın öğrenim hakkı vardır. Öğrenim hiç olmazsa ilk ve temel safhalarında parasızdır. İlk öğretim mecburidir. Teknik ve mesleki öğretimden herkes istifade edebilmelidir. Yüksek öğretim, liyakatlerine göre herkese tam eşitlikle açık olmalıdır.

لكل شخص الحق في مستوى من المعيشة كاف للمحافظة على الصحة والرفاهية له ولأسرته، ويتضمن ذلك التغذية والملبس والمسكن والعناية الطبية وكذلك الخدمات الاجتماعية اللازمة، وله الحق في تأمين معيشته في حالات البطالة والمرض والعجز والترمل والشيخوخة وغير ذلك من فقدان وسائل العيش نتيجة لظروف خارجة عن إرادته.

Her şahsın, gerek kendisi gerekse ailesi için, yiyecek, giyim, mesken, tıbbi bakım, gerekli sosyal hizmetler dahil olmak üzere sağlığı ve refahını temin edecek uygun bir hayat seviyesine ve işsizlik, hastalık, sakatlık, dulluk, ihtiyarlık veya geçim imkânlarından iradesi dışında mahrum bırakacak diğer hallerde güvenliğe hakkı vardır.