Translation of "الأماكن" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "الأماكن" in a sentence and their turkish translations:

تضع الأماكن أحيانًا اللوم عليهم.

Bazen bazıları suçu onlarda buluyor.

هناك الكثير من الأماكن حولنا،

Etrafımızdaki açık alanda çok şey var

‫أكثر الأماكن غير الطبيعية على الكوكب.‬

Dünya'nın en doğal olmayan yerleri.

‫وفي بعض الأماكن،‬ ‫تكون هي المهيمنة.‬

Bazı yerleri de ele geçirmeye başlamışlardır.

سأكون في العديد من الأماكن المختلفة

Ben de çok farklı yerlerde olurdum

‫جعلتني أدرك‬ ‫مدى قيمة الأماكن البرية.‬

Vahşi doğanın ne kadar değerli olduğunu anlamamı sağladı.

‫إنها منتشرة بأعداد كبيرة في بعض الأماكن.‬

Bazı yerlerde çok fazlalar, sayıları inanılmaz.

‫أبدأ في الشعور بالرهاب من الأماكن المغلقة.‬

Klostrofobim artmaya başlıyor.

غالبًا ما نندفع لإعادة صنع هذه الأماكن،

Çoğu kez, acılarını dindirebileceğimizi düşünerek

أي مكان في العالم هو أجمل الأماكن؟

Dünyadaki en güzel yer neresidir?

وفي العديد من الأماكن في مختلف أنحاء العالم.

birbirimizden ayrılmış durumdayız.

‫لن تتخيلوا الأماكن ‬ ‫التي يمكن لهذه الشجيرة النمو فيها.‬

Bu çalının büyüyebileceği yerleri hayal dahi edemezsiniz.

بهذه الطريقة ، في العديد من الأماكن في البيئة الطبيعية

bu sayede doğal ortamda birçok yerde

في بعض الأماكن دفع 60 ميلا، واتخاذ 200000 السجناء.

Bazı yerlerde 60 km ilerledikçe, 200.000 esir.

وبينما تفتتح الأماكن العامة مجددًا، تظهر بعض الأسئلة المهمة:

Ve kamuya açık alanlar açılmaya başladı bu daha büyük sorulara yol açıyor:

هناك الكثير من الأماكن التي يمكن زيارتها في باريس.

Paris'te görülecek çok şey var.

أسمّي مثل هذه الأماكن، بأماكن العمل التي تتمتع بالأمان النفسي

Ben bu özel iş yerlerini psikolojik güven ortamı olarak nitelendiriyorum.

‫إلى الأماكن النائية‬ ‫التي لا يمكن بلوغها بأي طريق آخر.‬

ilaç götürmek isteyen doktorların kullandığı bir güzergâh.

‫هذه هي نوعية الأماكن ‬ ‫التي تحبها الزواحف المرعبة أو الثعابين.‬

Bunlar börtü böceğin veya yılanların seveceği yerler.

‫يمكن لهذه الأماكن أن تكون مخيفة بعض الشيء‬ ‫ولها مخاطرها بكل تأكيد،‬

Bu şeyler biraz ürkütücü olabilir ve kesinlikle tehlikeli

‫الأماكن المظلمة الرطبة جيدة دائماً ‬ ‫للعثور على الزواحف المرعبة.‬ ‫سنذهب إلى هناك.‬

Karanlık ve rutubetli yerler börtü böcek bulmak için her zaman iyidir. Biz de oraya gidiyoruz.

‫أنا "بير غريلز" وقد خرجت سالماً‬ ‫من بعض أقسى الأماكن على ظهر الكوكب.‬

Benim adım Bear Grylls ve ben dünyadaki en zorlu yerlerde hayatta kalmayı başardım.

ومنذ ذلك الوقت، صنعنا في المكتب، العديد من الأماكن الأخرى من أجل الناس.

O zamandan beri ofiste insanlar için birçok yer tasarladık.

يبلغ عمق النهر نحو ستة أميال في بعض الأماكن والطريقة الوحيدة لعبوره هي الحبل والبكرة

Nehir bazı bölgelerde altı mil derinliğinde ve onu geçmenin tek yolu bir kasnak ve bir ip kullanmak.

‫في البداية، فإن نزول المياه أمر صعب.‬ ‫إنه أحد أكثر الأماكن خطرًا ورعبًا للسباحة‬ ‫على وجه الأرض.‬

İlk başlarda suya girmek zor. Burası yüzmek için gezegendeki en vahşi, en korkunç yerlerden biri.