Translation of "سأكون" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "سأكون" in a sentence and their turkish translations:

سأكون إلى جانبكم،

Seninle olacağım

سأكون هناك غداً.

Yarın orada olacağım.

قلت، سأكون بخير.

İyi olacağımı söyledim.

سأكون حذرا جدا.

Çok dikkatli olacağım.

سأكون سريعا للغاية.

Baya hızlı bir sunum olacak.

سأكون في الحمام.

Ben banyoda olacağım.

سأكون في المكتبة.

Kütüphanede olacağım.

سأكون في هذا المكان."

işte orada olacağım."

فاعتقدت بأنني سأكون بخير.

düşündüm.

سأكون هنا طوال الأسبوع.

Bütün hafta burada olacağım.

سأكون هنا طوال اليوم

Bütün gün burada olacağım.

قررت أنني بالتأكيد سأكون الإخيرة.

Son anlatan kesinlikle ben olacaktım.

وحيثما أكون، سأكون إلى جانبكم،

Nerede olursam olayım, senin yanında olacağım.

سأكون جاهزة خلال عشر دقائق.

On dakika içinde hazır olacağım.

أنا متأكد أني سأكون بخير.

İyi olacağıma eminim.

ّسأكون حذراً لو كنت مكانك.

Yerinde olsam dikkatli olurdum.

سأكون هناك حتى 2:30.

2.30'a kadar orada olacağım.

سأكون وكيل المعارف، يقول سأقوم بالتدريس.

Maarif vekili olacağım, öğretmenlik yapacağım diyor.

بعد 6 أو7 سأكون: "ربما لا!"

Altı veya yediden sonra, "Belki de olmuyor."

سأكون صريحة جدَا حيال هذا الأمر:

Şunda gerçekten açık olalım:

سأكون في العديد من الأماكن المختلفة

Ben de çok farklı yerlerde olurdum

مالذي سأكون جيداً فيه في النهاية؟

Sonuçta neyde iyi olabilirdim?

يقول سأكون معلماً. سأقوم بدراسات متعلقة بالتعليم.

Diyor ki ben öğretmen olacağım. Ben eğitimle ilgili çalışmalar yapacağım.

سأكون سعيدة لو أنني اختفيت من الوجود.

Birden yok olsam, bundan mutlu olurdum.

أنني سأكون الشخص الذي يقف بجوار مديري.

bulaşık yıkarken buluyorum kendimi.

لكني سأكون مسرورة لحملها حتى تجد مقعدك!"

ama dilerseniz koltuğunuzu bulana kadar eşyalarınızı tutabilirim."

لأني سأكون واثقة أنه على ما يرام.

Eminim her şey iyi olacak.

أعتذر، لا أعتقد أنني سأكون قادراً على ذلك.

Üzgünüm, yapabileceğimi sanmıyorum.

لم يكن توم يعلم بتاتا أنّي سأكون هنا.

Tom'un burada olacağıma dair hiçbir fikri yoktu.

أنا لست متأكّداً أنّني سأكون قادراً على القدوم معك

Seninle gelip gelemeyeceğimden emin değilim.

‫إن دخلت هذه المياه البيضاء هنا،‬ ‫سأكون في مشكلة كبيرة.‬

Su buradayken bunu denersem başım büyük belaya girer.

سأكون قد درست الإنجليزية لخمس سنوات مع حلول فبراير المقبل.

Önümüzdeki şubat ayında beş yıldır İngilizce eğitimi alıyor olacağım.

إن عشت حتى ال100 من عمري، سأكون حيّة في عام 2103.

100 yaşına kadar yaşarsam 2103'te de hayatta olacağım.