Translation of "تضع" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "تضع" in a sentence and their turkish translations:

تضع الطيور البيض.

Kuşlar yumurtlar.

أنت تضع واقي الشمس

güneş kremi sürüyorsunuz

لا تضع وقتك سدی

Zamanını boşa harcama.

تضع الأماكن أحيانًا اللوم عليهم.

Bazen bazıları suçu onlarda buluyor.

لا تضع الكتب على الطاولة.

Kitapları masanın üstüne koyma.

‫يجب أن تحترس أين تضع يدك.‬

Ellerinizi koyduğunuz yere dikkat etmelisiniz.

عندما تضع أنثى الدبور بيضها داخل الزهرة

ölmesi ve ayrışması

ألا تضع حفرة كرات في غرفة الاستراحة،

mola odasına top çukuru koyma

هذه الأهداف تضع نصب أعيننا فرص عصرنا،

Bu hedefler bize hayatımızın önemli anlarını ve fırsatlarını sunar.

لا تنسَ أن تضع طابعاً على رسالتك.

Mektubuna bir pul yapıştırmayı unutma.

‫تضع يدك في ملزمة وتضغط عليها، وثم تسخّنها.‬

Elinizin bir mengeneye sıkışıp ardından yanması gibi.

‫إنها تلك اللحظة التي تضع وزنك على الحبل.‬

Ağırlığınızı ona bıraktığınız an.

عليك أن تضع علامة استفهام في نهاية السؤال.

Bir sorunun sonuna soru işareti koyman gerekir.

المستقبل الذي سيذهب بالامارات بعيداً. بينما تضع الدول خططاً

Emirates'i çok uzağa götürecek olan gelecek. Devletler , kamu gelirini artırmak

هي أن المعالجة تضع أصابعها بعيدًا عن وجهي بـ12 إنش

terapist parmaklarını yüzünden 15 ila 30 cm kadar uzakta tutacak

أنت في الواقع تضع احتمال إعادة إنتاج النظام في خطر.

sistemin yeniden üretme kapasitesini riske atmış olurdunuz.

‫ما أن تضع بيوضها الـ15،‬ ‫عليها العودة من حيث بدأت.‬

15 yumurtasını bırakır bırakmaz başladığı yere dönmek zorunda.

‫تضع جسدها في تلك الوضعية الغريبة‬ ‫والتي تبدو وكأنها صخرة.‬

Vücudunu kaya gibi görünen tuhaf bir pozisyona sokuyor.

يجدر بك أن تضع في حسبانك أنك لم تعد شابا.

Artık genç olmadığını dikkate alsan iyi olur.

ذهبت ليلى إلى صالون حلاقة كي تضع ملحقات في شعرها.

Leyla saçlarını uzatmak için bir kuaföre gitti.