Translation of "ارتفاع" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "ارتفاع" in a sentence and their turkish translations:

ارتفاع 6 أمتار

yüksekliği ise 6 metre

ولكن معدل ارتفاع البطالة

ama işsizlik oranının fırlaması, uyuşturucunun yaygın şekilde

كشف ارتفاع الأرض تلقائيًا

Yerle yüksekliğini otomatik olarak algılayıp

أولًا، ارتفاع مستوى سطح البحر.

İlki deniz seviyesi yükselmesi.

‫حتى ارتفاع المد،‬ ‫أمامه ليلة متعبة.‬

Sular yükselene kadar... ...onu zorlu bir gece bekliyor.

على ارتفاع لا يمكن للسفن تجاوزه

gemilerin aşamayacağı yükseklikte

لكنها تتحرك إلى ارتفاع عدة أمتار

fakat metrelerce yüksekliğe taşınıyor

سيكون ارتفاع هذا المبنى 1800 متر

bu yapının yüksekliği 1800 metre olacaktı

مما يساهم في ارتفاع درجات الحرارة

bu kötü durumu çok daha kötü

ارتفاع تكاليف الأدوية يدفع العائلات إلى التشرد،

Yükselen ilaç fiyatları aileleri evsizliğe,

فقد يؤدي ذلك إلى ارتفاع قيمته متران،

iki metrelik bir artıştan söz edebiliriz.

وأننا نعاني من ارتفاع الإصابة بمرض عقلي.

ve akıl hastalığı açısında yüksek risk altındaydık.

ويؤدي إلى ارتفاع ضغط الدم واكتئاب أعلى

Bu yüksek tansiyona, ileri seviyede depresyona neden olabilir.

كان هناك ارتفاع وانخفاض، لكن أقرب للمعتدل.

inişli çıkışlı olsa da ılımandı.

الجنوبية. وبالتالي ارتفاع منسوب البحار والمحيطات الى الدرجة

tüm ülkelerin kendileriyle boğulacağı noktaya yükselecek

الذي تكلم عن ارتفاع معدل البطالة في اوائل الثمانينات

işsizliğin artışından

‫أنا على ارتفاع 12 متراً من سفح جرف.‬ ‫سترونني.‬

Bir uçurumun 12 metre aşağısındayım. Beni görürsünüz.

انتظر صلاح الدين ارتفاع الحرارة لرؤية ما سيفعله المسيحيون

Saladin, ısının yükselmesini ve Hıristiyanların ne yapacaklarını görün.

بالطبع، إن الاتفاق على ارتفاع برج إيفل أسهل بكثير

Tabii ki Eyfel Kulesi'nin uzunluğunda mutabık kalmak;

قانونياً بخفض الانبعاثات لابقاء معدل ارتفاع درجة حرارة الكوكب

bağlayıcı ilk küresel anlaşma olan Paris İklim Anlaşması'nın imzalanmasından sonra

بمجرد ارتفاع منسوب المياه. كما سيكون الوضع مماثلاً بالنسبة

görülüyor . Durum Danimarka ve Belçika için de benzer olacak

ارتفاع مستوى سطح البحر يهدد ثلاثةً وثلاثين مدينةً حول

otuz üç şehri tehdit ediyor . Çoğu Asya'da olan yüz elli milyondan fazla insan

ارتفاع درجات الحرارة وزيادة حموضة المحيطات. ما يغير النظم

Okyanusların ısınması ve asitlenmesinden dolayı köpekbalıkları bile nesli tükenme tehdidi altındadır

الوقود الاحفوري مع ارتفاع استخدام الطاقة في جميع انحاء

altmış altı metre yükseltecektir . Dünya

تخيل أنك وحدك على ارتفاع يصل طوله إلى 2000 قدم،

610 metre bir yapının en zorlu kısmında tek başınıza olduğunuzu düşünün,

يمكن أن يتجاوز ارتفاع المياه الواردة مبنى من 10 طوابق

gelen suyun yüksekliği 10 katlı bir binayı geçebiliyor

يبلغ ارتفاع الكتلة الجليدية في القارة القطبية الجنوبية 79 مترًا

antartika'daki buzul kütlenin yüksekliği 79 metre

داخل البحار والمحيطات متسببةً في ارتفاع منسوب مياه البحر. ما

akacağını ve deniz seviyesinin yükselmesine neden olacağını doğruladığında . Ne

بالانقراض. فان كنت من محبي الشوكولاتة لن يسرك ان ارتفاع

çikolatanın kaybolmasından memnun olmayacaksınız

الحرارة خلال المئة عامٍ الاخيرة الى ارتفاع مستوى المياه بمعدل

, toplam erime, denizlerdeki ve okyanuslardaki su seviyesini

‫ولكن من ارتفاع 5 آلاف قدم،‬ ‫سترى الـ"إس أو إس".‬

ama 1500 metre yukarıdan bakarsanız bu SOS'i görürsünüz.

يعيشون على ارتفاع مترٍ واحدٍ فوق مستوى سطح البحر. ما يعني

, deniz seviyesinin iki veya on metreye çıkması halinde katliam

مجزرة حال ارتفاع مستوى مياه البحار الى مترين او عشرة امتار.

demektir . Beklenen rakama göre, kutup buzunun tamamen erimesi durumunda

ستةٍ وستين متراً عن مستواها الحالي بعد ان تسبب ارتفاع درجات

, su seviyesinin on beş ila yirmi santimetre yükselmesine neden olduktan sonra

هو كيف وصف تقرير عام 2017 ارتفاع مسافة القيادة للاعبين المحترفين.

2017 raporunun profesyonel oyuncular için sürüş mesafesindeki artışı nasıl tanımladığıdır.

ادنى الجزر في العالم على ارتفاع اربعة متر فاصل اثنين عن مستوى

, deniz seviyesinden ikisini ayıran dört metre yükseklikte dünyanın en alçak adası

ربات البيت في أيامنا هذه لا يعرفن إلا الشكوى من ارتفاع الأسعار.

Bugünün ev hanımları, yüksek fiyatlardan şikayet etmekten başka hiçbir şey yapmıyor.