Examples of using "الأرض" in a sentence and their turkish translations:
Dünya güzel bir gezegendir.
Dünya yuvarlak.
Dünya yuvarlaktır.
Dünya dönüyor.
şimdi dünya üzerindeki kara parçası bütündü
dünyada yeryüzüne çarpmadan önce hava infilak etti
Peki, neden Dünya?
Dünya gayet güzel.
Kargaşa her yeri etkisi altına aldı,
Kargaşa her yeri etkisi altına aldı!
Yere saplayın.
Daha birçoğu toprağın altında
uçaklar yere daima parelel gidiyor
yer üstüne inşa çıkıyor
Hizmetçi yeri sildi.
Yeryüzü güzeldir.
Dünya'nın yörüngelerinde
Zemin ıslak görünüyor.
Dikkat: ıslak zemin.
ayak tabanlarınız yere değecek şekilde olsun ,
ve yer altına kilitliyorlardı.
her yere yeniden uyum getirecek.
Yeryüzü gözlem uyduları.
suyun yerlere aktığını,
Dünya'nın neresinde olursa olsun...
Dünya ve Mars arasındaki mesafe bu --
Sanki bana bakıyordu ama aslında yere bakıyordu.
dünya'nın etrafı buzul kütle ile çevrili
sabit üzerinde durmuyor yani
Yerle yüksekliğini otomatik olarak algılayıp
Adam aniden yere düştü.
Dünya güneşin etrafında döner.
Ay Dünya'dan uzaktadır.
- Hawaii dünyada cennettir.
- Hawaii dünyadaki bir cennettir.
Dünya, Güneş'in etrafında döner.
Dünya güzel bir gezegendir.
Gözlüğün yere düştü.
- Zemin kanla kaplanmıştı.
- Yer kana bulandı.
onu Dünya'dan uzaklaştırıyor.
Silahlarınız yere bırakın.
Dünya portakal şeklindedir.
Bu arazi benim mülkiyetimdir.
Tom yere düştü.
O araziye ihtiyacımız var.
Ben yerde uyudum.
Dünya, Mars ve Jüpiter gezegendir.
Eğer Dünya gezegeninde yaşıyorsanız
ya da sürünerek karaya çıkan bir balık hayal ederiz.
Dünya ve Ay, aynı izotopa sahipler.
Yalnızca Dünya ve Ay ikizlerdir.
Fakat yer kavgası asla son bulmayacak.
bu canlı atmosfer içindeki dünyalıları temellendiren şeyler.
Hani bir söz vardır ya toprak oldu gitti diye
fakat dünya'nın düz olduğunu iddaa ediyorlar
onun en dış çevresini ise yer kabuğu çevreliyor
dünyanın çekirdeği ay kadar büyük
dünya atmosferi ısınıyor,
Olduğum gibi yerin içine gireceğim
Bay Ford bu araziye sahiptir.
Yaşlı adam yere düştü.
Kalemi yerden al.
Onlar gerçekten yerde yattılar.
Tom silahı yere koydu.
Dünyaya isabet eden büyük bir asteroit.
hiç yere ulaşmadan
tabi ki dünya'yı vurmamak için rota dışına doğru.
Bu toprakların sahibi kimdir?
Dünya'ya inmek durumunda kalıyorum
Hikâyeleri sadece burada, Dünya'da anlamlıdır.
o derin yer altındaydı,
Tıpkı mahvolmuş yeryüzünü dönüştürüp
veya sebze meyve yetiştiriciliği için paylaşılan araziyi,
Bu şehir zemine çok nazikçe oturtulmuş.
Dünyadaki en gösterişsiz kulübe bile
Bununla birlikte arazi, ordunun en büyük düşmanı.
Dünya'nın tüm habitatlarında...
bunun sebebi ise dünya'nın yuvarlak olması
yeryüzüne yayılmasıyla oluşan harekete
kuyruklu yıldızdan kopan bir parça dünyaya yöneldi
karıncaların hemen hemen hepsi yer altına yuva yapıyor
Bu arazinin bir kısmı benim.
Tanrı dünyayı altı günde yarattı.
Bugün yapay uydularımız dünya çevresinde dönüyor.
'Dünya'ya yakın bir cismin çarpma ihtimali
İnsanlar dünyanın düz olduğunu düşünüyordu.
Biz güneşin dünyadan daha büyük olduğunu biliyoruz.
Güneşin dünyanın etrafındaki hareketi bir yanılsamadır.
Dünya'daki yaşam kıymetlidir.
yere uzanıp bir suçluyla değil de kanserle olan mücadelesini kaybettiği için
Dünya'da bazen bazı şeyler yavaş hareket edebilir.
Dünya'daki insan uygarlığının hikâyesini kısaca düşünün.
Isının büyük kısmını zeminden kaybedersiniz.
yerin altındaki yılan çukurlarına ve saklanacak bir sürü yer olan
Dünya ve Ay'ın kökenleri için ana fikre
her 90 dk'da bir gezegeni tam dolaşarak
ve alacakaranlık bölgesindeki hayat Dünya iklimiyle iç içe geçmiş durumda.