Translation of "Olmam" in Spanish

0.021 sec.

Examples of using "Olmam" in a sentence and their spanish translations:

Tıraş olmam gerek.

- Tengo que afeitarme.
- Me tengo que afeitar.

Omzumdan ameliyat olmam gerekiyordu

Pero necesitaba una cirugía de mi hombro,

Masamı paylaşmaktan rahatsız olmam.

No me molesta compartir mi mesa.

Burada olmam gerekiyor mu?

¿Debería estar aquí?

Bundan emin olmam gerekiyordu.

Tenía que asegurarme.

Sıcak havadan rahatsız olmam.

No me afecta el clima cálido.

Burada olmam gerekmediğini biliyorum.

Sé que no se supone que esté aquí.

Ben asla sarhoş olmam.

Nunca me emborracho.

Seninle birlikte olmam gerekiyor.

Necesito estar contigo.

Ameliyat olmam gerekiyor mu?

¿Necesito una operación?

İğne olmam gerekiyor mu?

¿Me tengo que dar una inyección?

Çok sık hasta olmam.

No me enfermo muy seguido.

Daha dikkatli olmam gerek.

- Debería tener más cuidado.
- Yo debería tener más cuidado.

Ve evde ailemle olmam gerekiyordu.

y quería estar con mi familia.

Bir süre yalnız olmam gerekiyor.

Necesito estar sola por un rato.

Pazartesi günü orada olmam gerekiyor.

Debería estar allí el lunes.

Görünmez olsam, giyinmek zorunda olmam.

Si fuera invisible no tendría que vestirme.

Yarın burada olmam gerekiyor mu?

- ¿Tengo que estar aquí mañana?
- ¿Es necesario que esté aquí mañana?

Dürüst olmam gerekirse, birkaç yıl öncesinde

A decir verdad, hace unos años,

2.30'da bir yerde olmam gerekiyor.

Tengo que estar en algún lugar a las 2:30.

2.30'a kadar orada olmam gerekiyor.

Debería estar allí para las dos y media.

Ayağının kırık olmadığından emin olmam gerekiyor.

Necesito asegurarme de que tu pierna no esté rota.

Tom'a ödeme yapıldığından emin olmam gerekiyor.

Necesito asegurarme que le paguen a Tom.

Saat ondan önce burada olmam bekleniyordu.

Se supone que iba a estar aquí antes de las diez.

İkincisi ise, o yollardan geçmiş olmam.

Pero segundo, es porque en realidad he estado allí.

Sürüş öğretmenim daha sabırlı olmam gerektiğini söylüyor.

- El profesor de la escuela de conducir dice que debería tener más paciencia.
- Mi profesor de la autoescuela dice que debería tener más paciencia.

Tüm eleştrilerine önem verirsem, olduğum yerde olmam.

Si le diera importancia a todas sus críticas, no estaría donde estoy.

- Daha dikkatli olmalıyım.
- Daha dikkatli olmam gerekiyor.

Tengo que ser más cuidadosa.

Ben bir cümle değilim.Tatoeba'dan silinmiş olmam gerekir.

- No soy una oración. Deberían borrarme de Tatoeba.
- No soy una oración. Me deberían eliminar de Tatoeba.

Tek başıma olmam yalnız olduğum anlamına gelmez.

Sólo porque esté solo no quiere decir que sea solitario.

Bazıları bunu yapmak yerine okulda olmam gerektiğini söylüyor.

Algunas personas dicen que mejor debería estar en la escuela .

Rio'ya gelirsen rehberin olmam için beni aramayı unutma.

¡Si vienes a Río, no te olvides de llamarme para ser tu guía!

Bu 21. yüzyıl ekonomisinde başarılı olmam için çok önemli.

porque son vitales para mi éxito en la economía del siglo XXI.

10:00'a kadar orada olmam konusunda bana güvenebilirsin.

- Estaré allí sobre las 10:00.
- Estaré allí más o menos a las 10:00.

Bunu nasıl yaptığımı bilmiyorum. Önemli olan onu yapmış olmam.

No sé cómo lo hice, lo importante es que lo hice.

Ben ailemle birlikte pazar günün keyfini çıkarıyor olmam gerekir.

Yo debería estar disfrutando el domingo con mi familia.

İngilizce çalışıyor olmam gerek ama bir film izlemek istiyorum.

Debería estar estudiando inglés, pero quiero ir a ver una película.

Son dakikaya kadar ev ödevimi ertelememiş olmam gerektiğini biliyordum.

Sabía que no debería haber pospuesto hacer los deberes hasta el último minuto.

Nasıl bir beklentide olmam gerektiğini bilmesem de en kötüsüne hazırdım.

No sabía qué esperar pero me esperaba lo peor.

İngilizce çalışıyor olmam gerek ama bir film izlemeyi tercih ederim.

Debería estar estudiando inglés, pero prefiero ver una película.

Şu an nerede olmam gerekiyor. Kendi grubumdan hiç kimseyi bulamadım.

¿Dónde debería estar ahora? No puedo encontrar a nadie de mi grupo.

- Üç saat daha burada olmam gerekiyor.
- Üç saat daha burada olmalıyım.

Necesito estar aquí por otras cuatro horas.

Fakat işin hileli bir yanı da bu halde bile meditasyon yapabiliyor olmam.

Pero el truco es que lo puedo hacer así.

Hayatımı stressiz ve endişesiz yaşamak istiyorum. Zengin ya da ünlü olmam gerekmiyor, sadece mutlu olmak istiyorum.

Quiero vivir mi vida sin estrés y preocupaciones. No necesito ser rico y famoso, sólo quiero ser feliz...

- 2.30'a kadar evde olmalıyım.
- 2.30'a kadar evde olmak zorundayım.
- 2.30'a kadar evde olmam gerekiyor.

Tengo que estar en casa para las dos y media.

- Eğer bana sinirli olmamamı söylemeyi durdursan bu kadar sinirli olmam.
- Bana gergin olmamamı söylemeyi kesseydin herhalde bu kadar gergin olmazdım.

Si pararas de decirme que no esté tan nervioso, quizá no estaría tan nervioso.