Translation of "Gerekiyordu" in Spanish

0.005 sec.

Examples of using "Gerekiyordu" in a sentence and their spanish translations:

Kullanışlı olması gerekiyordu,

Y se supone que debe de ser práctico,

İngilizce çalışman gerekiyordu.

Tenías que estudiar inglés.

Nasıl bilmem gerekiyordu?

- ¿Cómo se suponía que lo supiera?
- ¿Cómo iba a saberlo?

Gerçekten gitmem gerekiyordu.

De verdad que me tenía que ir.

Onun dinlenmesi gerekiyordu.

Él necesitaba descansar.

Evde kalmam gerekiyordu.

Tuve que quedarme en casa.

Omzumdan ameliyat olmam gerekiyordu

Pero necesitaba una cirugía de mi hombro,

Ve şahitleri olması gerekiyordu

y se suponía que eran testigos

Tom'un kolu kesilmesi gerekiyordu.

- A Tom le tuvieron que amputar el brazo.
- Le tuvieron que amputar el brazo a Tom.

Bundan emin olmam gerekiyordu.

Tenía que asegurarme.

Seni şahsen görmem gerekiyordu.

- Necesitaba verte en persona.
- Necesitaba verle en persona.

Tom'un acele etmesi gerekiyordu.

Tom tenía que darse prisa.

Bir çözüm bulunması gerekiyordu.

Había que encontrar una fórmula.

Daha erken gelmen gerekiyordu.

Deberías haber venido antes.

Ve evde ailemle olmam gerekiyordu.

y quería estar con mi familia.

Ama bilmem gerekiyordu. Bilmek istiyordum.

Pero tenía que saberlo. Deseaba saberlo.

- Gitmek zorunda kaldım.
- Gitmem gerekiyordu.

Tuve que ir.

Onun burada sessiz olması gerekiyordu.

Se suponía que habría silencio aquí.

Sivrisinekler nedeniyle pencereyi kapatmamız gerekiyordu.

Tuvimos que cerrar la ventana por los mosquitos.

- Durdurmak zorunda kaldım.
- Durmam gerekiyordu.

Tuve que parar.

Onunla birlikte partiye katılması gerekiyordu.

Se suponía que ella asistiera a la fiesta con él.

Tom'un köpeğinin dışarı çıkması gerekiyordu.

El perro de Tom tenía que salir.

Bugün orayı taksi durağına çevirmesi gerekiyordu

tuvo que convertirlo en una estación de taxis hoy

Böyle bir virüsün çıkması mı gerekiyordu?

¿se suponía que se lanzaría un virus así?

Senin Tom'a yardım etmen gerekiyordu, biliyorsun.

Se suponía que ibas a ayudar a Tom, ¿sabes?

Tom'un şimdiye kadar burada olması gerekiyordu.

Se suponía que Tom estuviera aquí por ahora.

Askerlerinin Mareşal Lannes'ın birlikleri tarafından kurtarılması gerekiyordu.

Sus tropas tuvieron que ser rescatadas por el cuerpo del mariscal Lannes.

Restoranda buluşmamız gerekiyordu ama o asla gelmedi.

Se suponía que nos íbamos a encontrar en el restaurante, pero Tom nunca apareció.

Kate'in kız torununun ağaçlar arasında çalışması gerekiyordu.

La nieta de Kate necesitaba estudiar entre los árboles.

Bu programların insanlardan alınan vergilerle ödenmesi gerekiyordu.

Estos programas tuvieron que ser pagados con los impuestos del pueblo.

Biz kurtarıldık ama bir bedel ödenmesi gerekiyordu.

Nosotros estábamos a salvo, pero un precio tenía que ser pagado.

Eğer ki dünya yuvarlak olsaydı bizim görmememiz gerekiyordu

si el mundo fuera redondo no deberíamos haber visto

Bu durumda bütün gölgelerin aynı yönde olması gerekiyordu

En este caso, todas las sombras tenían que estar en la misma dirección.

Tom'un bu öğleden sonra bana yardım etmesi gerekiyordu.

Se suponía que Tom me ayudara esta tarde.

Tom ve Mary'nin bu sabah köpeklerini veterinere götürmeleri gerekiyordu.

Se suponía que Tom y Mary llevaran a su perro al veterinario esta mañana.

Apollo Programı hayatta kalacaksa, bir sonraki görevin başarılı olması gerekiyordu.

Si el Programa Apolo iba a sobrevivir, la próxima misión tenía que ser un éxito.

Saat sekizde orada olması gerekiyordu fakat saat ona kadar gelmedi.

Se suponía que él estaría allí a las ocho pero no se presentó hasta las diez.

Film rulolarını değiştirdikleri andaki kesintileri gizlemenin bir yolunu bulmaları gerekiyordu.

Tenían que encontrar una manera de ocultar los cortes cuando cambiaban los rollos de película.

Aya gitmek için NASA'nın şimdiye kadar tasarladığı en büyük roket gerekiyordu.

Viajar a la luna requería el cohete más grande que jamás había diseñado la NASA.

- Ben gitmek istemedim ama mecburdum.
- Ben gitmek istemedim ama gitmem gerekiyordu.

No quería ir, pero no tenía más remedio.

- Tom'un 2.30'a kadar burada olması bekleniyordu.
- Tom'un 2.30'a kadar burada olması gerekiyordu.

Se suponía que Tom estuviera aquí a las 2:30.

Daha sonra Napolyon'un Regensburg'un bir an önce alınması gerekiyordu ve her zamanki gibi Lannes'a döndü.

A continuación, Napoleón necesitó que se llevaran rápidamente a Ratisbona y, como de costumbre, se volvió hacia Lannes.

Bu hayvan, bulunması imkânsız olmayı öğrenmek için milyonlarca yılını harcadı. Ahtapot izlerinin görünüşünü öğrenmem gerekiyordu.

Este animal hace millones de años que aprende a ser imposible de encontrar. Tuve que aprender cómo eran las huellas de pulpo.