Translation of "ödeme" in Spanish

0.010 sec.

Examples of using "ödeme" in a sentence and their spanish translations:

Ödeme berbat.

La paga es horrible.

Ödeme çok kötü.

- El pago es terrible.
- El salario es pésimo.
- La paga es de lo peor.

Sana ödeme yapabiliriz.

Nosotros podemos pagarte.

Kasada ödeme yaparsınız.

Pagar en la caja registradora.

Size ödeme yapıldı.

Te pagaron.

Ödeme yapmam gerekiyor.

Yo necesito pagar.

Yeteneğine göre ödeme yapılacak.

Se te pagará según tu habilidad.

Hangi ödeme seçenekleri mevcut?

¿Qué alternativas de pago están disponibles?

Smith ödeme talep etti.

- Smith reclamó el pago.
- Smith pidió que le pagaran.

Ödeme yapmadan restorandan ayrıldı.

El dejó el restaurante sin pagar.

Onlara nerede ödeme yaptın?

¿Dónde los pagaste?

Sana ödeme yapmalı mıyım?

- ¿Te tengo que pagar a ti?
- ¿Tengo que pagarte?

Ödeme sırası bende mi?

¿Es mi turno de pagar?

Ne zaman ödeme alırım?

- ¿Cuándo voy a cobrar?
- ¿Cuándo me van a pagar?

Tom'a yüklü ödeme yaparım.

Le pago bien a Tom.

Bana yeterince ödeme yapılmıyor.

No me pagan lo suficiente.

Ödeme yapmayı kabul etmedi.

Te negaste a pagar.

Tom ön ödeme yaptı.

- Tom pagó por adelantado.
- Tom pagaba por adelantado.

Sana kim ödeme yapıyor?

¿Quién te paga?

Sana iyi ödeme yapıyoruz.

Nosotros te pagamos bien.

Onlara iyi ödeme yapıyoruz.

Nosotros les pagamos bien.

Ona iyi ödeme yapıyoruz.

Nosotros le pagamos bien.

Onlar bana ödeme yapmadı.

No me pagaron.

Bir geri ödeme istemelisin.

- Deberías pedir el reembolso.
- Deberías pedir que te devolvieran el dinero.

Bana hiç ödeme yapmadın.

Nunca me pagaste.

çünkü bugün konuştuğumuz mobil ödeme,

porque los pagos vía móvil de los que todos hablan

Ben, gerçekten ödeme için hazırım.

Ya estoy lista para pagar.

Benzin için nerede ödeme yapacağım?

¿Dónde pago el gas?

Elbisesi için terziye ödeme yaptı.

Ella pagó a la modista por su vestido.

Peşin ödeme yapmak zorunda mıyım?

¿Debo pagar por adelantado?

Tom hâlâ bana ödeme yapmadı.

Tom todavía no me ha pagado.

Tom bilet için ödeme yaptı.

Tom pagó el boleto.

İş için ödeme yapıldığını hatırlamıyorum.

No recuerdo que me pagasen por el trabajo.

Tom ödeme olmadan askıya alındı.

Tom fue suspendido sin goce de sueldo.

O onun için ödeme almadı.

No le pagaron por ello.

Kitap için ödeme yaptın mı?

- ¿Pagaste el libro?
- ¿Habéis pagado el libro?

Bana bunun için ödeme yapılmıyor.

No me pagan por esto.

Kim gaz için ödeme yapıyor?

- ¿Quién va a pagar la gasolina?
- ¿Quién va a pagar el combustible?

Onlar ona iyi ödeme yapıyor.

Ellos le pagan bien.

Ben onlara iyi ödeme yapıyorum.

Yo les pago bien.

O bunun için ödeme almadı.

No le pagaron por ello.

Biz Tom'a iyi ödeme yaparız.

Le pagamos bien a Tom.

Onlar Tom'a iyi ödeme yaparlar.

Ellos le pagan bien a Tom.

Bunun için ödeme yapman gerekiyor.

Deberías pagarlo.

Peşin ödeme yapmam gerekiyor mu?

¿Tengo que pagar por adelantado?

Onlar sana iyi ödeme yapıyor.

Ellos te pagan bien.

Yaklaşık elli dolar ödeme yaptım.

Pagué unos 50 dólares.

Adam ödeme yapmadan restorandan ayrıldı.

El hombre se fue del restaurante sin pagar.

Çek ile ödeme yapabilir miyim?

¿Puedo pagar con cheque?

Çek ile ödeme yapmak istiyorum.

Quisiera pagar con cheque.

Tom henüz bize ödeme yapmadı.

Tom no nos ha pagado todavía.

Kesinlikle bir geri ödeme istiyorum.

Claro que querría un reembolso.

Onlar bana geri ödeme yapmadı.

- No me querían dar el reembolso.
- No me querían devolver el dinero.

Sana ödeme yapıldı, değil mi?

Ya te han pagado, ¿no?

Kamu hizmetleri için ödeme yapmak zorundasın.

Tienes que pagar por los servicios.

Onlar bana ödeme yaparsa, onu yaparım.

Lo haré si me pagan.

Bir kişisel çekle ödeme yapabilir miyim?

¿Le pago con un cheque nominativo?

Ben bir geri ödeme talep ediyorum.

Exigo un reembolso de mi dinero.

Tom'a ödeme yapıldığından emin olmam gerekiyor.

Necesito asegurarme que le paguen a Tom.

Biri bunun için ödeme yaptı mı?

¿Pagó alguien esto?

- Bugün maaş günü.
- Bugün ödeme günü.

Hoy es día de pago.

Şu ayakkabılar için ödeme yaptınız mı?

¿Pagaste por esos zapatos?

Tom her şey için ödeme yaptı.

Tomás lo pagó todo.

O otelde peşin ödeme yapmak zorundasın.

En ese hotel hay que pagar por adelantado.

Ben kredi ile ödeme yapabilir miyim?

¿Puedo pagar a crédito?

İlk ders için zaten ödeme yaptım.

Ya pagué la primera lección.

Tom hesabı ödeme konusunda ısrar etti.

Tom insistió en pagar la cuenta.

- Seyahat çekiyle ödeyebilir miyim?
- Seyahat çeki ile ödeme yapabilir miyim?
- Seyahat çekiyle ödeme yapabilir miyim?

¿Puedo pagar con cheques de viaje?

Artık ödeme yapılmazsa gelmeye devam edecekler mi?

¿Seguirían regresando si ya no les pagaran?

Sana yaptığın işin miktarına göre ödeme yapılacak.

- Se te pagará según la cantidad de trabajo que realices.
- Se le pagará de acuerdo a la cantidad de trabajo que haga.

Tom her şey için ödeme yapmak zorunda.

Tom tiene que pagar por todo.

Tom hasar için ödeme yapmayı teklif etti.

- Tom se ofreció a pagar los desperfectos.
- Tom se ofreció a pagar los daños.

Eğer kalite istiyorsanız, bunun için ödeme yapın.

Si quieres calidad, paga por ella.

Bunu geri ödeme için iade edebilir miyim?

¿Puedo devolver esto para que me lo reembolsen?

- Tom çoktan ödendi.
- Tom'a çoktan ödeme yapıldı.

Tom ya ha sido pagado.

Dürüstlüğün uzun vadede ödeme yaptığına seni temin edebilirim.

Te puedo asegurar que tu honestidad paga a la larga.

Ben fakir bir öğrenciyim ve sana ödeme yapamam.

Soy un pobre estudiante y no puedo pagarte.

O her birimize sonsuz yaşam için ödeme yaptı.

Él pagó una vida eterna por cada uno de nosotros.

Bu ücretsiz, bunun için ödeme yapmak zorunda değilsiniz.

No tienes que pagar por eso, es gratis.

Borç verdiğim insanlar asla bana geri ödeme yapmıyorlar.

Las personas a las que les presto dinero nunca me lo devuelven.

Bizim çimi biçmesi için bitişikteki çocuğa ödeme yaparız.

Hemos pagado al muchacho vecino para cortar nuestro césped.

Lütfen kredi kartı ile değil, nakit ödeme yapın.

Por favor, pague en efectivo y no con tarjeta de crédito.

- Onlar bana ödeme yapmalılar.
- Onlar bana para vermeliler.

Ellos deberían pagarme.

Eğer bu ödenmemiş borçlar için toplu bir ödeme almazsak

Si no llevamos la cuenta de las deudas que nos deben,

Tom daha iyi ödeme yapan bir işe başvurmayı düşünüyor.

Tom está pensando en postular a un trabajo que pague mejor.

Böyle bir pislik olduğun için sana ödeme yapılıyor mu?

¿Te pagan por ser tan imbécil?

Onun için bana ödeme yapılması şartıyla o işi yapacağım.

Haré ese trabajo bajo la condición de que me paguen.

Şimdi katıl ve tam bir yıl boyunca ödeme yapma.

Únete ahora y no pagarás nada por todo un año.

O her ay gaz için ne kadar ödeme yapar?

¿Cuánto paga de gas por mes?

"Baba" filminin ödeme linkini bana gönderdiğin için teşekkür ederim.

Gracias por enviarme el enlace de compra para la película "El padrino".

Bakkal, manav, ekmekçi, sütçü ve başkalarına da ödeme yapmalıyım.

Tengo que pagar al tendero, frutero, al panadero, al lechero y a otros.

Paula Grayson'a göre, bu insanlara ödeme yapmanın en iyi tolu.

Esta es una manera mejor de pagar a la gente, según Paula Grayson.

Neden benim garajıma arabamı koyman için sana ödeme yapmam gerekiyor?

¿Por qué debo pagarte por poner mi auto en mi garage?

Tom oğlunun eğitimi için nasıl ödeme yapacağı hakkında endişelenmeye başladı.

Tom se empezó a preocupar acerca de cómo iba a pagar la educación de su hijo.

Bir gönüllü ödeme olmadan topluma yararlı işler yapan bir kişidir.

Un voluntario es un hombre que realiza labores útiles para la sociedad sin paga.

O bana bu hafta ödeme yapacağına söz verdi ama sözünü tutmadı.

Ella prometió que me pagaría esta semana, pero no mantuvo su palabra.