Translation of "Ayrıldı" in Spanish

0.009 sec.

Examples of using "Ayrıldı" in a sentence and their spanish translations:

Otobüs erken ayrıldı.

El bus partió temprano.

O, parçalara ayrıldı.

Se hizo pedazos.

Buradan aceleyle ayrıldı.

Ella salió de acá apurada.

O şirketten ayrıldı.

Ella renunció a la compañía.

Tom kasabadan ayrıldı.

Tom está fuera de la ciudad.

Arkadaşın kentten ayrıldı.

Tu amigo dejó la ciudad.

Tren zamanında ayrıldı.

El tren salió puntual.

Tüm koltuklar ayrıldı.

Todos los asientos están reservados.

Bardak parçalara ayrıldı.

El vaso se rompió en pedazos.

Tom şehirden ayrıldı.

Tom se fue de la ciudad.

Mary benden ayrıldı.

María terminó conmigo.

Elvis binadan ayrıldı.

Elvis ha abandonado el edificio.

Tom Boston'dan ayrıldı.

Tomás se fue de Boston.

Tom, Boston'dan ayrıldı.

Tom se fue de Boston.

Tom benden ayrıldı.

Tom ha roto conmigo.

Da üç bölüme ayrıldı:

también se dividió en tres secciones:

Yılın sonunda Japonya'dan ayrıldı.

Se fue de Japón a fin de año.

Komite beş bölüme ayrıldı.

El comité se dividió en cinco secciones.

Otobüs az önce ayrıldı.

El bus acaba de partir.

Sınav iki bölüme ayrıldı.

El examen fue dividido en dos partes.

Sınıf dört gruba ayrıldı.

La clase estaba dividida en cuatro grupos.

Tren az önce ayrıldı.

El tren acaba de salir.

O, Noel Günü ayrıldı.

Ella se marchó en navidades.

O, gülümsedi ve ayrıldı.

Él sonrió y se fue.

Ödeme yapmadan restorandan ayrıldı.

El dejó el restaurante sin pagar.

Tren zamanında istasyondan ayrıldı.

El tren salió de la estación con puntualidad.

Tom, Mary ile ayrıldı.

- Tom terminó con María.
- Tom cortó con Mary.

Tom işten erken ayrıldı.

Tom salió temprano del trabajo.

Tom kız arkadaşından ayrıldı.

- Tom terminó con su polola.
- Tom rompió con su novia.

O, sabah erken ayrıldı.

Se fue por la mañana temprano.

Okuldan geçen hafta ayrıldı.

Él dejó la escuela la semana pasada.

O zaten ofisten ayrıldı.

Ella ya ha salido de la oficina.

Tom barmenlik okulundan ayrıldı.

Tom dejó la escuela de bartenders.

Tom aceleyle odadan ayrıldı.

Tom dejó apresuradamente la habitación.

Duyduğuma göre, onlar ayrıldı.

Según lo que oí, ellos terminaron.

Bir süre önce ayrıldı.

- Se fue hace un rato.
- Hace rato que se fue.

Bu koltuk ayrıldı mı?

¿Está reservado este asiento?

Evden saat sekizde ayrıldı.

- Salió de la casa a las ocho.
- Salió de casa a las ocho.

Jim dün Paris'ten ayrıldı.

- Jim dejó París ayer.
- Jim se fue ayer de París.

Hizmetçi kız, işinden ayrıldı.

La criada dejó el empleo.

Onlar ne zaman ayrıldı?

¿A qué hora se fueron?

Tom ne zaman ayrıldı?

¿A qué hora se fue Tom?

O, veda etmeden ayrıldı.

Se fue sin despedirse.

O buradan hemen ayrıldı.

Ella se marchó de aquí de inmediato.

Bir saat önce ayrıldı.

Se fue hace una hora.

Tom bugün Mascia'dan ayrıldı.

Tom ha roto hoy con Mascia.

Mary, erkek arkadaşından ayrıldı.

Mary rompió con su novio.

- Tom şehirden ayrıldı.
- Tom şehri terk etti.
- Tom kasabadan ayrıldı.

Tom dejó el pueblo.

O, arkadaşları ile birlikte ayrıldı.

Ella salió con sus amigos.

Her konuşmacıya beş dakika ayrıldı.

Cada conferenciante tenía asignados cinco minutos.

Byron dönmemek üzere İngiltere'den ayrıldı.

Byron se fue de Inglaterra, para no volver.

Hoşça kal demeden odadan ayrıldı.

Ella salió de la habitación sin decir adiós.

Amerika'ya gitmek için Japonya'dan ayrıldı.

Dejó Japón rumbo a Estados Unidos.

Beni gördüğü anda odadan ayrıldı.

Se fue de la habitación en cuanto me vio.

Tek kelime söylemeden odadan ayrıldı.

- Él salió de la habitación sin decir ninguna palabra.
- Él salió de la habitación sin decir una palabra.

Ceketini giydi ve evden ayrıldı.

Se puso el abrigo y se fue de casa.

O, az önce evden ayrıldı.

Acaba de salir de casa.

Bana mektubu verdi ve ayrıldı.

Me entregó la carta y salió.

O, sınıftan ne zaman ayrıldı?

¿Cuándo salió del aula?

İşten sonra ofisten hemen ayrıldı.

Ella abandonó la oficina inmediatamente después del trabajo.

Kabin fırtına tarafından parçalara ayrıldı.

La cabaña fue rota a pedazos por la tormenta.

Tom Mary'yi öptü ve ayrıldı.

Tom besó a María y se fue.

Dedesinin ölümünün ardından ülkeden ayrıldı.

Abandonó el país después de la muerte del abuelo.

- Kim terk etti?
- Kim ayrıldı?

- ¿Quién se ha ido?
- ¿Quién lo ha dejado?

Tom az önce ofisimden ayrıldı.

Tom acaba de salir de mi despacho.

Giderler için 2200 dolar ayrıldı.

Se asignaron 2.200 dólares para los gastos.

Yaklaşık 10 dakika önce ayrıldı.

Él salió hace unos 10 minutos.

Tom pazartesi sabahı erkenden ayrıldı.

Tomás se marchó temprano el lunes por la mañana.

Kyoto'ya gitmek için Tokyo'dan ayrıldı.

Él dejó Tokio por Kioto.

O, az önce ofisten ayrıldı.

Se acaba de ir de la oficina.

Tom birkaç dakika önce ayrıldı.

Tom se ha ido hace unos minutos.

Tom kahvaltıdan sonra evden ayrıldı.

Tom salió de casa después de desayunar.

Geç kalmamak için erken ayrıldı.

Se fue pronto para no llegar tarde.

Hasta hissettiği için sınıftan ayrıldı.

Se ausentó de la clase porque se sentía enfermo.

Susan bir saat önce ayrıldı.

Susan se fue hace una hora.

Cam kase minik parçalara ayrıldı.

El cuenco de cristal se rompió en trozos diminutos.

Kırmızı sandalye ayrıldı. O özeldi.

La silla roja fue puesta aparte. Era especial.

Ben eve gitmeden önce ayrıldı.

Ella se fue antes de que yo llegara a casa.

O, üç gün önce ayrıldı.

Él se fue hace tres días.

Tom Boston'dan ne zaman ayrıldı?

¿Cuándo dejó Boston Tom?