Translation of "Yapmadan" in Spanish

0.004 sec.

Examples of using "Yapmadan" in a sentence and their spanish translations:

Bir vasiyet yapmadan öldü.

Él murió sin haber hecho un testamento.

Ödeme yapmadan restorandan ayrıldı.

El dejó el restaurante sin pagar.

Hata yapmadan İngilizce yazamıyor.

Él no puede escribir en inglés sin cometer errores.

- Bir dili hatalar yapmadan öğrenemezsiniz.
- Bir dili hata yapmadan öğrenemezsin.

No puedes aprender un idioma sin cometer errores.

Ilk esprimi bile yapmadan önce

supe, antes incluso de soltar mi primera broma,

Kötülük yapmadan da para kazanılabilir.

Se puede ganar dinero sin hacer el mal.

Tom hata yapmadan Fransızca yazamaz.

Tom no puede escribir en francés sin cometer errores.

Tom hata yapmadan Fransızca konuşamaz.

Tom no puede hablar francés sin cometer errores.

Adam ödeme yapmadan restorandan ayrıldı.

El hombre se fue del restaurante sin pagar.

- Aptalca bir şey yapmadan önce Tom'la konuşmalıyız.
- Tom aptalca bir şey yapmadan onunla konuşmalıyız.

Debemos hablar con Tom antes de que haga algo estúpido.

- Tom'u aptalca bir şey yapmadan önce bulmalıyız.
- Tom aptalca bir şey yapmadan onu bulmalıyız.

Debemos encontrar a Tom antes de que haga algo estúpido.

Tom kahvaltı yapmadan önce genellikle duş alır.

- Tom suele darse una ducha antes de desayunar.
- Tom suele ducharse antes de desayunar.

Aptalca bir şey yapmadan önce onu bulmalıyız.

Debemos encontrarlo antes de que cometa una estupidez.

Başkalarının hayatını tatsız yapmadan hayatından zevk almalısın.

Deberías disfrutar tu vida sin hacer desagradable la vida de los otros.

Kurabiye hamuru yapmadan önce unu eledin mi?

¿Has tamizado la harina antes de hacer la masa para las galletas?

Sadece bir şey yapmadan orada durmak zorundasın.

Solo debe quedarse ahí sin hacer nada.

Tatillerde, ben günleri hiçbir şey yapmadan geçirdim.

Pasé días sin hacer nada en las vacaciones.

Karantina bölgesi bile yapmadan nasıl bir önlemdi acaba?

¿Qué tipo de precaución fue sin siquiera hacer una zona de cuarentena?

Bir şey yapmadan sık sık saatlerce burada otururdu.

Se sentaría aquí con asiduidad durante horas sin hacer nada.

Tom bütün gün odasında hiçbir şey yapmadan oturuyor.

Tom se pasa todo el día sentado en su habitación sin hacer nada.

Bir plan yapmadan yolunuzu buna göre bulmak mı istiyorsunuz?

¿Quieren intentar luchar contra la ciénaga y continuar sin un plan?

O her zaman yapmadan önce bir şeyi dikkatlice planlar.

Él siempre planea una cosa cuidadosamente antes de hacerla.

Adamlarınız kıyıma uğrarken burada bir şey yapmadan nasıl durabiliyorsunuz?

¿Cómo puede quedarse ahí sin hacer nada mientras sus compatriotas mueren masacrados?

- İngilizceyi asla hatasız konuşamaz.
- Hata yapmadan asla İngilizce konuşamaz.

Él nunca habla inglés sin cometer errores.

Tom ukulelesi ile hata yapmadan bir şarkı bile çalamıyor.

Tom ni siquiera puede tocar una canción en su ukelele sin equivocarse.

Kışın, önceden uygun hazırlık yapmadan bir dağa tırmanacak kadar aptal değilim.

No soy tan estúpido como para escalar una montaña en invierno sin antes hacer los preparativos adecuados.

Ama bunu yapmadan önce bu ilaçları halletmeliyiz. Onları serin tutacak bir şey yapmalıyız.

Pero antes, debemos ocuparnos de la medicina y ver cómo mantenerla fresca.

Ödeme yapmadan internetten müzik indirmenin yanlış olduğunu biliyorum ama ben yine de yapıyorum.

Sé que bajar música del Internet sin pagar está mal, pero lo hago de todos modos.

Her iki ordu bir diğerinin önüne yerleştirildi ve günlerini bir şey yapmadan geçirdiler.

Los dos ejércitos estaban situados el uno en frente del otro y se pasaban los días sin hacer nada.

Tom Mary'ye sonunda onu yapmadan önce kaç kez odasını temizlemesini söylemek zorunda kaldığını merak etti.

Tom se preguntaba cuántas veces debería decirle a María que limpiara su pieza antes de que al fin lo hiciera.

- Tom kahvaltı yapmadan önce e-postasını kontrol eder.
- Tom kahvaltı etmeden önce e-mailine bakar.

Tom revisa su correo antes de desayunar.