Translation of "Edip" in Portuguese

0.005 sec.

Examples of using "Edip" in a sentence and their portuguese translations:

Yok edip yuvalarına taşıyabilirler.

eles podem destruir e movê-los para sua casa.

Bölgedeki insanlara bulaşıp hasta edip

infectar pessoas na área e deixá-las doentes

Ama beni hasta edip etmeyeceğini bilmiyorum.

mas não sei se estas me farão mal.

Acele edip birkaç böcek daha yakalamalıyız.

Temos de tentar apanhar mais bicharocos depressa.

Aile yoluna devam edip su bulmalı.

A família tem de seguir em frente e encontrar água.

Sadece dikkat edip etmediğini görmek istedim.

Eu só queria ver se você estava prestando atenção.

Acele edip bir karar verseniz iyi olur.

Tente decidir depressa.

Bunun ne büyük önemi onları rahatsız edip

quão importante é perturbá-los

Suçunu kabul edip etmemesinin hiçbir önemi yok.

Não importa se ela admite ou não sua culpa.

Benden nefret edip etmedikleri umurumda bile değil.

Eu não estou nem aí se me odeiam.

Bunun bir şey ifade edip etmediğini bilmiyorum.

Eu não sei se isso significa alguma coisa.

Fadıl, Güney Arizona'da atları tımar edip yetiştirdi.

Fadil criava cavalos, lavava-os e escovava-os no sul do Arizona.

Demek izleri takip edip suyumuzu tazelememiz gerektiğini düşünüyorsunuz?

Então acha que devemos seguir os rastos e procurar água?

Acele edip hatalar yapmaktansa acele etmemen daha iyidir.

É melhor ir com calma do que se apressar e cometer erros.

Önümüzdeki pazar günü bizi ziyaret edip etmeyeceğini bilmiyorum.

- Não sei se ele nos visitará no domingo que vem.
- Não sei se ele vem nos visitar domingo que vem.

Tom'u işi yapması için ikna edip edemeyeceğimi görelim.

Vejamos se eu consigo convencer Tom a realizar o trabalho.

Bunu yapmama birinin yardım edip edemeyeceğini merak ediyorum.

- Será que alguém poderia me ajudar a fazer isto?
- Eu me pergunto se alguém poderia me ajudar a fazer isso.

Ve tüm bunlar virüsün koruyucu tabakasını yok edip

Tudo isso pode quebrar esta camada protetora de umidade,

Tom bana Mary'ye yardım edip etmemesi gerektiğini sordu.

Tom me perguntou se ele deveria ou não ajudar Maria.

Tom'un Mary'nin bunu yapmasına yardım edip etmeyeceğinden eminim.

- Tenho certeza de que o Tom vai ajudar a Mary a fazer isso.
- Eu tenho certeza de que o Tom vai ajudar a Mary a fazer isso.

Ama bilmediğim şey, bunlardan birinin beni hasta edip etmeyeceği.

Mas não sei se este é dos que me podem fazer-me adoecer.

Acele edip birkaç böcek daha yakalamalıyız. Dinleyin, duyuyor musunuz?

Temos de tentar apanhar mais bicharocos depressa. Está a ouvir?

DAN MITRIONE BUGÜN ÖLDÜRÜLDÜ Kentleri işgal edip cephanelikleri, bankaları...

ASSASSINARAM HOJE DAN MITRIONE Ocuparam cidades, assaltaram arsenais, bancos...

Ve bir hata yaparsak bunu kabul edip düzeltmeye çalışacağız.

Se estivermos equivocados, iremos reconhecê-lo e corrigi-lo.

Solumda garip bir şekil fark edip aşağı ilerlediğimi hatırlıyorum.

E lembro-me que havia uma forma estranha à minha esquerda, a descer...

Yazıp yazmayacağımı ya da telefon edip etmeyeceğimi merak ediyorum.

Não sei se devo escrever ou telefonar.

Tom Boston'da çalışmaya devam edip etmeyeceği konusunda karar vermeliydi.

Tom precisava decidir se continuaria trabalhando em Boston.

Tom'un bu sorunu çözmemize yardım edip edemeyeceğini merak ediyorum.

Eu me pergunto se o Tom poderia ou não nos ajudar a resolver esse problema.

Ay'dan yansıyan morötesi ışığı absorbe edip florışı şeklinde etrafa yayıyorlar.

... absorvendo luz ultravioleta refletida pela Lua e emitindo-a como fluorescência.

Ve hızlı hareket edip zekice seçimler yapmazsak çok fazla dayanamayız.

e não duraremos muito se não formos rápidos e fizermos boas escolhas.

Yoksa az suyumuz kaldığını ve bunu doldurmam gerektiğini kabul edip

Ou, sabendo que temos pouca água e que precisamos de mais,

Tom'un günde kaç saat çalıştığımı fark edip etmediğini merak ediyorum.

Será que Tom percebe quantas horas eu trabalho por dia?

Işkence edip onları ortadan kaldırmak için birlikte çalıştığı bir plandı bu.

para encarcerar, sequestrar, torturar e fazer desaparecer adversários políticos.

Ve burada çok uzun süre hayatta kalamayız. Acele edip birkaç böcek daha yakalamalıyız.

e não vamos sobreviver por muito mais tempo. Temos de tentar apanhar mais bicharocos depressa.

Ama şunu yapabiliriz, bu göreve devam edip zehri canlı olarak bulmaya çalışmak için

Mas o que podemos fazer é continuar a missão e tentar ir buscar o antídoto à fonte,

Çocukken ,ölürsem dünyanın hemen ortadan kaybolacağını düşündüm.Ne çocukça bir aldanma!Ben sadece dünyanın bensiz devam edip var olacağını kabullenemiyordum.

Quando eu era criança, eu achava que se eu morresse o mundo simplesmente desapareceria. Que ilusão infantil! Eu não podia aceitar que o mundo poderia existir sem mim.