Translation of "Bırakmasını" in Portuguese

0.004 sec.

Examples of using "Bırakmasını" in a sentence and their portuguese translations:

Doktor sigarayı bırakmasını önerdi.

O médico sugeriu que ele parasse de fumar.

Siz ikinizin tartışmayı bırakmasını istiyorum.

- Eu quero que vocês duas parem de brigar.
- Eu quero que vocês dois parem de brigar.
- Quero que vocês dois parem de brigar.
- Quero que vocês duas parem de brigar.

Polis şüphelinin silahını bırakmasını emretti.

O policial ordenou ao suspeito que soltasse sua arma.

Tom'a beni yalnız bırakmasını söyle.

Diga ao Tom que me deixe em paz.

Onlara beni yalnız bırakmasını söyledim.

Eu disse-lhes para me deixarem sozinho.

Tom'un beni yalnız bırakmasını istiyorum.

- Eu quero que Tom me deixe em paz.
- Eu quero que Tom me deixe sozinho.
- Eu quero que Tom me deixe sozinha.

Doktor sigarayı ve içkiyi bırakmasını söyledi.

O médico disse a ele para parar de fumar e de beber.

Doktor, babama sigarayı bırakmasını tavsiye etti.

O médico advertiu o meu pai para que parasse de fumar.

Doktor ona içmeyi bırakmasını tavsiye etti.

- O doutor o aconselhou a beber menos.
- O doutor o aconselhou a parar de beber.

Doktor Bay Smith'e sigarayı bırakmasını söyledi.

O médico disse ao Sr. Smith para parar de fumar.

Tom'un beni tren istasyonuna bırakmasını istedim.

Pedi a Tom que me deixasse na estação de trem.

Tom Mary'nin şarkı söylemeyi bırakmasını istedi.

- Tom pediu à Mary que parasse de cantar.
- Tom pediu que Mary parasse de cantar.

Tom Mary'ye John'u yalnız bırakmasını söyledi.

Tom disse a Maria para deixar John em paz.

Tom, Mary'ye yalan söylemeyi bırakmasını söyledi.

Tom mandou Mary parar de mentir.

Doktoru Tom'a sigarayı bırakmasını tavsiye etti.

O médico de Tom recomendou-lhe que parasse de fumar.

Az önce Tom'a Mary'yi yalnız bırakmasını söyledim.

Acabei de dizer a Tom para deixá-la em paz.

O, ona içki içmeyi bırakmasını tavsiye etti.

Ele a aconselhou a parar de beber.

Doktor bu hastaya sigarayı bırakmasını tavsiye etti.

O médico recomendou a esse paciente que parasse de fumar.

Onun gitmesini ve kendisini huzur içinde bırakmasını istiyor.

Ele quer que ela vá embora e o deixe em paz.

Tom'un doktoru ona içki içmeyi bırakmasını tavsiye etti.

O médico de Tom aconselhou-o a parar de beber.

Fadil, Layla'ya kendi evini bırakmasını ve kendisiyle yaşamasını söyledi.

Fadil disse a Layla que ela deveria deixar sua casa e morar com ele.

Tom Mary'ye kullanmayı bitirdiğinde çekici alet çantasına geri bırakmasını söyledi.

Tom disse à Mary para que devolvesse o martelo à caixa de ferramentas quando ela tivesse terminado de usá-lo.

- Doktor ona içmeyi bırakmasını tavsiye etti.
- Doktor ona içmeyi azaltmasını tavsiye etti.

O médico o aconselhou a diminuir a bebida.