Translation of "Yapıp" in Polish

0.003 sec.

Examples of using "Yapıp" in a sentence and their polish translations:

Onların yapıp yapmadığı açık değildi.

Nie było jasne, czy to zrobili czy nie.

Önemli olan elinden geleni yapıp yapmadığındır.

Ważne jest tylko to, czy robisz to z całych sił czy nie.

Ve başarılı şekilde beyin fırtınası yapıp

żeby zwiększyć ich zdolności przywódcze,

Onun onu yapıp yapmayacağı tamamen ona kalmış.

To całkowicie zależy od niego, czy to zrobi, czy nie.

Bana bir iyilik yapıp yapmayacağını merak ediyorum.

Zastanawiam się, czy zrobiłbyś coś dla mnie.

Şimdi son hamlemizi yapıp onları köye götürmeliyiz. Hadi.

Musimy je teraz dostarczyć do wioski. Chodźmy.

Duş yapıp tıraş olacağım, sonra da takımımı giyeceğim.

Wezmę prysznic, ogolę się i włożę garnitur.

Kilometrelerce yol yapıp geleceği biçimlendirecek olanlara ulaşmaya çalışıyorum.

Jeżdżę po całym kraju, starając się przekazać coś, co będzie kluczowe w przyszłości.

Tom Mary'ye ona bir iyilik yapıp yapamayacağını sordu.

Tom poprosił Mary o przysługę.

Tom Mary'den ona bir sandviç yapıp yapamayacağını sordu.

Tom poprosił Mary o zrobienie mu kanapki.

Daha çok para kazanmayı sağlayacak şeyler yapıp yapmayacağınızı seçiyorsunuz.

Wybieracie, czy działać tak, by płacono wam więcej.

Ve bunu bir yıl boyunca yapıp iki kilo kadar zayıflayın;

W ten sposób w ciągu roku zrzucicie prawie 2 kilogramy,

- O aynı hatayı yapmaya devam ediyor.
- O aynı hatayı yapıp duruyor.
- Durmadan aynı hatayı yapıyor.

Robi wciąż ten sam błąd.