Translation of "Onları" in Japanese

0.008 sec.

Examples of using "Onları" in a sentence and their japanese translations:

Onları cezalandırabilirsiniz.

ゴミ箱に放り込めます

...onları öldürebilir.

‎殺す可能性もある

Onları atmalısın.

捨てたほうがいいですよ。

Onları biliyorum.

- 私は彼女たちを知っています。
- 私は彼らを知っている。

Onları kandırdı.

彼は彼らを騙した。

çünkü onları ölçemezsiniz.

測ることができないですから

Onları dünyaya yansıtıyorsunuz.

外の世界へと投影されます

Onları beyninize kazıyor.

物語は脳に叩き込まれます

Toplumun onları istemediklerini,

社会からも 求められていない

Onları güldürmek istemedim.

笑わせたかったのではありません

Onları görerek yakalayamaz.

‎視覚は役に立たない

Onları buradan çıkarın.

それをここから持っていけ!

Onları hamburgerle besledi.

彼女は彼らにハンバーガーを与えた。

Onları bana göster.

俺に見せてくれ。

Onları nasıl aldın?

どうやって手に入れたの?

Onları öpüşürken gördüm.

2人がキスしてるとこ見ちゃった。

Onları ona ver.

それを彼に与えなさい。

Onları yakından izleyin.

- 彼らのすぐ後ろに付いて行きなさい。
- あの人たちのすぐ後ろをついて行くのよ。

Onları nasıl istiyorsunuz?

どのように両替いたしましょうか。

Tom onları gördü.

トムは彼らを見かけた。

Onları buradan çıkar.

それをここから持っていけ!

Muhtemelen onları sevmiyorsun.

- あなたは恐らく、彼らのことが好きではない。
- 君は多分、彼らのことが好きじゃない。

Onları asla kullanmayacağız.

私達はけっしてそれらを使わない。

Onları Kate'e götüreceğim.

ケイトの所に持って行くんだ。

Onları tanıyor musun?

- あなたは彼らを知っていますか。
- あの人たちのこと知ってる?

- Onları birbirinden nasıl ayırıyorsun?
- Onları nasıl ayırt edersin?

どうやって区別付けるんです?

Sanırım onları haksız çıkardık.

でもそれは間違いだと 証明できたと思うんです

Bakın, onları böyle bırakacağız.

置(お)いておこう

Onları yemek olarak kullanır

エサとして使う

Onları yem olarak kullanır

エサとして使う

Onları hiç çözebilecek miydim?

2つを解きほぐすことは できるのだろうか?

Onları seyretmek için toplanıyorlar?

それを見ているのでしょう?

Istemeyi ve onları şekillendiren

そういった資質を 兼ね備える女性たちを

Onları oradan çıkarabilir misin?

「あなたはそれらをそこから出すことができますか?」

Onları partiye davet ettim.

わたしはかれらをパーティーに招待しました。

Onları ne için cezalandırıyorsun?

- なぜあなたは、かれらをばっするのですか。
- どうしてあなたは彼らを罰しているのですか。

Onları bir bıçakla kesin.

ナイフでそれらを切りなさい。

Hiç kimse onları ayıramaz.

だれも彼らの仲を引き裂けない。

Ben bütün onları okuyabilirim.

- それら全部読むことができる。
- 僕ね、それ全部読めるよ。

Muhtemelen onları deniz tutacak.

- 彼らは船酔いしそうだ。
- あいつら船酔いしそうだよな。

Haber onları mutlu etti.

彼らはその知らせを聞いて喜んだ。

Beş saat onları aradı.

彼は5時間それを捜した。

Sabah onları güvertede buldu.

朝が明けると彼らは甲板に出ていた。

Maalesef onları zamanında bitiremem.

時間内に終わりそうもないと思う。

Onları tekrar görmek istiyorum.

もう一度あの人たちに会いたいの。

Yakında onları karşılamaya gideceğim.

すぐに会いに行くからね。

Onları uğurlamaya gerek yoktur.

彼らを見送る必要は無い。

Onları annem için seçeceğim.

母にそれらを選んであげよう。

Öğretmenleri onları çok çalıştırıyor.

彼らは先生に猛勉強させられているところだ。

Biz onları sessiz tuttuk.

私たちは彼らを静かにさせておいた。

Ben onları hiç tanımıyorum.

あの人たちを、まったく知りません。

Biz beyzbolda onları yendik.

- 私達は野球で彼らを負かした。
- 俺ら、野球であいつらに勝ったんだ。

Onları arabayla Kanda'ya bıraktım.

私は彼らを神田で降ろした。

Onları trende bırakmış olabilirim.

私は電車の中に置き忘れたのかもしれない。

Hiçbir şey onları durduramaz.

彼らを止めるものは何もありません。

Onları çok uzun bekletmemelisin.

あなたはそんなに長く彼らを待たせておくべきではない。

Sadece onları toparlamanız gerekli.

あなたはそれらを組み立てるだけでいいのです。

Annen onları yaptı mı?

あなたのお母さんがそれらを作ったのですか。

Dün gece onları gördük.

昨夜、彼らを見かけました。

Köpekler gelince, onları severim.

犬は好きです。

- Yarın geri döndüğümde onları arayacağım.
- Geri döndüğümde onları yarın ararım.

明日帰ったら電話します。

Sebzeleri yeme yerine, o, onları bir doğrayıcıya koyar ve onları içer.

彼は野菜を食べる代わりに、ミキサーにかけて飲む。

Onları şerefinize tercih eder misiniz?

自分の名誉ではなく 子供を選んであげてください

Onları zeki görünmek için taktım,

頭が良さそうに見えるのでかけてます

Biz de onları havaalanından alacaktık.

私たちは空港に出迎えることになっており

Onları seviyoruz ve onlara yanaşıyoruz.

私達はそれらを好み 近づいていきます

Onları evrenimizin işitsel turuna çıkarıyorum,

あらゆる人を 夜空を抜け 観測可能な宇宙の端まで

Onları aşan tek tür biziz,

障壁を乗り越えることができた 唯一の種であり

Ama onları tanıyıp hikâyelerini öğrenerek

イスラエル人や彼らの歴史について学び

Ve bu onları mutlu etti.

嬉しかったのではないかと

Peki onları nasıl öldürüp yiyor?

‎一体どうやって ‎仕留めて食べるのだろう

Yiyecek yokluğu onları çok acıktırdı.

食糧不足が彼らをひどく空腹にした。

Onları aldığında lütfen bana bildir.

受け取ったらご連絡下さい。

Ayakkabıları almadan önce onları denemelisin.

靴を買う前には、試しに履いてみなければならない。

Onları yurt dışından almak zorundayız.

- 外国から買わなくてはなりません。
- 海外から購入しなくてはいけませんね。

Ve o onları çok özlüyor.

それで、彼女はとてもさびしく思っています。

Savaş onları mutluluktan yoksun bıraktı.

その戦争で彼らの幸せは奪われた。

Kaza onları mutluluklarından mahrum etti.

- その事故で彼らの幸せを奪った。
- その事故で彼らの幸せは奪われた。

Bir saatten fazladır onları arıyorum.

1時間以上ずっと探しているんですが。

Onları ikna etmeye çalışmak saçma.

彼らを説得しようなんて愚かなことだ。

Onları kovma yetkisini bana verdi.

彼らを解雇する権限をくれた。

Onları herhangi bir yerde görmedim.

彼らにはどこでも会ったことがない。

Onun konuşması onları gözyaşlarına boğdu.

彼のスピーチは彼らを感動させ涙を流させた。

Çiftçi onları meşgul etmeyi severdi.

農園主は、彼らを忙しくさせておくのが好きだったのです。

Onları ayrı ayrı sarar mısınız?

別々にラッピングしてもらってもいいですか?

Kan ve şiddet onları büyülüyor.

- 彼らは血と暴力に引き付けられている。
- 彼らは血と暴力に魅せられている。

Onları akşam yemeğine davet ettim.

彼らを夕食に招待しました。

Tüm köy onları karşılamaya çıktı.

村民総出で彼を迎えた。

Onları hafta sonuna kadar almalısın.

今週末までには届くはずです。

Polisler onları hırsızlık için tutukladı.

警察は盗みで彼を逮捕した。

O onları elmaları çalarken yakaladı.

彼らはリンゴを盗んでいるところを捕まった。

Ona onları okuyabilip okuyamayacağımı sordum.

私は彼に私がそれらを読めるかどうかたずねた。

Onları uğurlamak için havalanına gittim.

私は彼らを見送りに飛行場まで行った。

Onlar onları göl üzerinde vurdu.

湖の上に打ち上げるから。

Onları derhal yeniden yayınlayabilir misiniz.

すぐに再発行していただけますか。

Bulaşıkları yıkadı ve onları kuruladı.

彼女は皿を洗い、それから乾かした。