Translation of "Olmayan" in Polish

0.009 sec.

Examples of using "Olmayan" in a sentence and their polish translations:

Senin olmayan şeye dokunma.

Nie dotykaj tego, co nie jest twoje.

Hava akımı olmayan tünel mi?

czy tunel bez przeciągu?

Dünya'nın en doğal olmayan yerleri.

Najbardziej nienaturalne miejsca na Ziemi.

Pratiği olmayan teori işe yaramaz.

Teoria bez praktyki jest bezużyteczna.

Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.

Nie ma dymu bez ognia.

Yasal olmayan bir şey yapmadık.

Nie zrobiliśmy nic nielegalnego.

Kıskançlık olmayan hiçbir aşk yoktur.

Nie ma miłości bez zazdrości.

Bizim dünyamızda hiçbir anlamı olmayan şeylere

Raczej nie odczuwamy silnych emocji

çünkü dönüşü olmayan yolculuğa hazırlanmak gerekiyor.

bo trzeba się przygotować do ostatniej podróży.

Dikkatli olmayan insanlar çok hata yapar.

Nieuważni ludzie często popełniają błędy.

Benimle aynı fikirde olmayan insanlara alışkınım.

Przyzwyczaiłem się do osób, które się ze mną nie zgadzają.

Aptallık frenleri olmayan bir bisiklete binmektir.

Głupotą jest jeżdżenie na rowerze, który nie ma hamulców.

Şu anda geri dönüşü olmayan noktadayız. Kararlıyız!

To zdecydowanie bilet w jedną stronę. Ale decyzja podjęta!

Hava akımı olmayan bir madene asla girmeyin!

Nigdy nie wchodź do kopalni bez przepływu powietrza!

Daha iki nesil önce olmayan bu kasaba

W ciągu zaledwie dwóch pokoleń

Ben baharatlı olmayan bir şey yemek istiyorum.

Chcę zjeść coś, co nie jest pikantne.

Buradan uzakta olmayan büyük bir süpermarket var.

Niedaleko stąd jest spory supermarket.

Kendinize ait olmayan bir çocuğu yetiştirmek zordur.

- Nie jest łatwo wychowywać nie swoje dziecko.
- Trudno jest wychowywać cudze dziecko.

Aşağısı çok acımasız ve affedici olmayan bir yer.

To brutalnie bezlitosne miejsce.

Hava akımı olmayan tünelden mi gitmek istiyorsunuz? Tamam!

Chcecie wejść w tunel bez przeciągu? W porządku!

Nahoşun hoş olmayan anlamına gelmesinin bir nedeni var.

nie bez powodu "konflikt" oznacza "nieprzyjemności".

Ve hiçbir zaman aynı olmayan Londra gökyüzünü yansıtırlar.

i odbijają londyńskie niebo, które nigdy nie jest takie samo.

Göbek bağı üzerinde steril olmayan bir klemp var.

pępowina jest zaciśnięta niesterylną klamrą.

Belki de sahtecilik pek kurbanı olmayan bir suçtur?

Może fałszerstwo to przestępstwo bez ofiar?

Acı ve baharatlı olmayan bir şey yemek istiyorum.

Chcę zjeść coś, co nie jest gorące ani ostre.

Tom'un ebeveynleri buradan uzakta olmayan bir mezarlığa gömülü.

Dziadkowie Toma są pochowani na cmentarzu niedaleko stąd.

Tom'un buradan çok uzakta olmayan bir evi var.

Tom ma dom niezbyt daleko stąd.

Kendi ana dilinde doğal ses çıkarmak ve ana dilin olmayan bir dilde doğal olmayan ses çıkarmak çok kolaydır.

Jest bardzo łatwo brzmieć naturalnie w swoim ojczystym języku i bardzo łatwo brzmieć nienaturalnie w obcym.

Çok önemli olmayan bir şey hakkında neden endişe ediyorsun?

Dlaczego martwisz się czymś, co nie jest aż tak istotne?

Paramızı ihtiyacımız olmayan şeyler için boşa harcamamıza gerek yok.

Nie należy marnować pieniędzy na rzeczy, których nie potrzebujemy.

Aşk kördür ama kıskançlık var olmayan şeyleri bile görebilir.

Miłość jest ślepa, za to zazdrość widzi nawet to, czego nie ma.

Hava akımı olan tünel mi, hava akımı olmayan tünel mi?

tunel z przeciągiem czy tunel bez przeciągu?

Salatalıklar, ıspanak, brokoli ve soğanlar nişastalı olmayan sebzeler olarak kabul edilirler.

Ogórki, szpinak, brokuły i cebula są uważane za warzywa niskowęglowodanowe.

Tabii ki de yalnız yaşayıp da yalnız olmayan bir çok insan var.

Wiele osób mieszkających samotnie nie jest samotnych.

Nepal şu anda dikdörtgen biçiminde olmayan bir ulusal bayrağa sahip tek ülkedir.

Nepal jest obecnie jedynym państwem, którego flaga nie jest prostokątna.

Hikaye Neuilly -on-the -Seine'da sahnelenmiştir, Paris'ten çok uzak olmayan bir Fransız kasabası.

Opowiadanie rozgrywa się w Neuilly-sur-Seine, francuskim mieście niedaleko Paryża.

IPad hakkında hoşlanmadığım tek şey Apple'ın Uygulama Mağazasında mevcut olmayan uygulamaları kolaylıkla kuramamandır.

W iPadzie nie lubię tego, że nie da się łatwo zainstalować aplikacji, których nie ma w AppStore Apple'a.

Neredeyse hiç tarım arazisi olmayan bir ülke. Bu durum onları dünyanın hemen hemen her ülkesiyle

w górach, prawie bez ziemi rolniczej. To przede wszystkim zmusiłao ich do podpisania