Translation of "Yoktur" in Japanese

0.019 sec.

Examples of using "Yoktur" in a sentence and their japanese translations:

Şüphe yoktur.

絶対確実だ。

- Aşk hastalığının tedavisi yoktur.
- Aşk acısının ilacı yoktur.
- Kara sevdanın çaresi yoktur.

恋の病に薬なし。

...saklanacak yer yoktur.

‎隠れる場所はない

Uzayda hava yoktur.

宇宙空間には空気がない。

Adada yaşam yoktur.

その島に住むことは不可能だ。

Aksine kanıt yoktur.

そうでないことを示す証拠がある。

Hiç sabrım yoktur.

忍耐力がありません。

Hiçbir seçenek yoktur.

仕方がないよ。

Aptallığın tedavisi yoktur.

馬鹿につける薬はない。

Ayda hava yoktur.

- 月には空気がない。
- 月に大気はない。

Maalesef, o yoktur.

あいにく、彼女は不在です。

Kelliğin tedavisi yoktur.

脱毛症に治療法はない。

Siyasetle alakaları yoktur.

- 彼らは政治に無関心だ。
- 彼らは政治には無関心だ。

Ermenistan'da deniz yoktur.

アルメニアには海がない。

İstisnasız kural yoktur.

- 例外のない規則はありません。
- 例外のない規則はない。

İşçilerin ülkesi yoktur.

労働者は祖国をもたない。

Bahçede güller yoktur.

庭にはばらがありません。

Ay'ın atmosferi yoktur.

月には大気圏がない。

Öğrenmenin yaşı yoktur.

- 学ぶのに年を取りすぎているということはない。
- どんなに年を取っても学問ができないことはない。
- 幾つになったって学べるんだよ。

Hiçbir kanıt yoktur.

- 証拠がありません。
- 証拠はありません。

Rahiplerin eşleri yoktur.

神父は妻を持たない。

Venüs'ün uydusu yoktur.

金星は月がない。

Uyku gibisi yoktur.

睡眠ほどよいものはない。

Kaplumbağaların dişleri yoktur.

- 亀には歯が無いです。
- 亀には歯がありません。

Dikensiz güller yoktur.

棘の無いバラはない。

- Aşk acısının ilacı yoktur.
- Kara sevdanın çaresi yoktur.

恋の病に薬なし。

- Ev gibi bir şey yoktur.
- Ev gibi yer yoktur.

- 我が家ほどいいものはない。
- 家程良いところはない。

Yaşam yolunda dönüş yoktur.

- 人生という道を引き返すことはできない。
- 人生という道で後戻りはできない。

Ev gibi yer yoktur.

- 家程良いところはない。
- わが家にまさる所はない。
- わが家にまさる所なし。

Soğuk algınlığının tedavisi yoktur.

ふつうのかぜに治療法はない。

Bill'in macera ruhu yoktur.

ビルには冒険心がまったくない。

Dennis'in kaba davranışları yoktur.

デニスには粗暴なところがない。

Bunu yapmanın avantajı yoktur.

- そんな事しても利点がない。
- そんなことをしても利点はない。

Tasarının geçme ihtimali yoktur.

その法案が通過する可能性はない。

Hiçbir karşıt kanıt yoktur.

そうでないという証拠は何も無い。

Onun güzellik duygusu yoktur.

- 彼女は美に対するセンスを持っていない。
- 彼女は美的センスがゼロだ。

Onun çok parası yoktur.

彼女はあまりお金はもっていない。

Onun diyetinde kalsiyum yoktur.

彼の食事にはカルシウムが欠けている。

O hastalık nedeniyle yoktur.

彼は病気で休んでいる。

Bu kuralın istisnaları yoktur.

この規則に例外はありません。

Onun hiç arkadaşı yoktur.

彼には友達が一人もいない。

Onun yön duygusu yoktur.

彼は方向音痴だ。

Başarmak için kestirme yoktur.

成功への近道はない。

Onun hiçbir figürü yoktur.

彼女はスタイルが悪い。

Onları uğurlamaya gerek yoktur.

彼らを見送る必要は無い。

Burada asgari ücret yoktur.

- ここでは最低賃金は存在しない。
- ここに最低賃金はない。

Ay'ın bir atmosferi yoktur.

月には大気圏がない。

Ay'ın kendi ışığı yoktur.

月は自分では光らない。

Aşksız hayatın anlamı yoktur.

愛のない人生など全く無意味だ。

Bugün iki öğrenci yoktur.

今日は二人の生徒が欠席している。

Kıskançlık olmadan sevgi yoktur.

愛に嫉妬はつきもの。

Ayda hiç ot yoktur.

- 月には草が生えて無い。
- 月に草は生えていない。

Onun espri anlayışı yoktur.

- 彼は面白みのない人だ。
- 彼はまったくユーモアのセンスに欠けている。

Venüs'ün herhangi uydusu yoktur.

金星は月がない。

Yaptıklarının hiçbir bahanesi yoktur.

君の行動に弁解の余地はない。

Danny'n güzellik duygusu yoktur.

ダニーには美的センスがない。

Onun kesinlikle düşmanları yoktur.

彼女には敵が全くいない。

Çimenin olduğu yerde su yoktur. Suyun olduğu yerde çimen yoktur.

草が生えているところに水はない。水があるところに草は生えない。

Tek bir gün bile yoktur.

一日もありません

Herhangi bir antikor koruması yoktur

人間には抗体による守りがなく

Yeryüzünde propagandanın bulunmadığı ülke yoktur.

プロパガンダが存在しない国など 地球上 どこにもありません

- Hiç su yoktur.
- Su yok.

水が少しもない。

Endişe için hiçbir neden yoktur.

心配するようなことは何もない。

Gösteri boyunca giriş izni yoktur.

開演中入場お断り。

Müzik yoksa hayat da yoktur.

音楽がない人生は無い。

Kaderle kavga etmenin faydası yoktur.

運命に文句を言ってみたところで始まらない。

Benim açımdan bir sakınca yoktur.

- 私のほうに異存は有りません。
- 私としては異存はありません。
- 異論はないです。
- それらは私的には問題ない。

Kendi çocuğunu sevmeyen anne yoktur.

- 自分の子供を愛さない母親はいない。
- わが子を愛さない母親はいない。

Peter'ın toplantıya katılmasına gerek yoktur.

ピーターは会合に出なくてよい。

Oraya gitmenin hiçbir anlamı yoktur.

そこにたどりつく方法はない。

Bu tür kedinin kuyruğu yoktur.

- この種の猫には尾が無い。
- このタイプの猫にはしっぽがない。

Dünyada sadece güzel insanlar yoktur.

世の中、親切な人ばかりじゃない。

Jack'in hayatta hiçbir amacı yoktur.

ジャックは人生に何の目的も持たない。

Onun şikayeti için son yoktur.

彼のぐちにはきりがない。

Kırsal bölgede hiç eğlence yoktur.

田舎には娯楽がない。

Şehrimizin henüz su hizmeti yoktur.

私の町にはまだ水道が無い。

Bu işlevin yan etkileri yoktur.

関数が副作用を持たない。

Ay üzerinde hiç hava yoktur.

月には空気がない。

Ne yazık ki, o yoktur.

あいにく、彼女は不在です。

İnsanlığın ilerlemesi için sınır yoktur.

人間の進歩には限度がない。

İnsan arzusunda hiçbir sınır yoktur.

人間の欲望には限りがない。

Benim evimde fazla mobilya yoktur.

私の家には家具がほとんどない。

Bu konuda hiçbir seçenek yoktur.

この問題において選択の自由はない。

- Aşk mevcut değildir.
- Aşk yoktur.

愛は存在しない。

- Bir arabam yoktur.
- Arabam yok.

- 私は車を持っていません。
- 車は持ってないんです。
- 俺、車持ってないんだ。

Dikenleri olmayan bir gül yoktur.

- 河豚は食いたし命は惜しし。
- とげのないバラはない。
- 棘の無いバラはない。

Yoksullar için hiç dinlenme yoktur.

貧乏暇なし。

Başarı için basit bir yol yoktur.

成功への楽な道はない。

Hava yolculuğu gibi bir şey yoktur.

- 空の旅行ほどよいものはない。
- 空の旅ほどよいものはない。

Yangının nedeni hakkında çok şüphe yoktur.

火事の原因はだいたいわかっている。

Arkadaşlık kadar değerli bir şey yoktur.

何事も友情ほど大切ではない。

Adaya düzenli bir tekne servisi yoktur.

その島には定期便はない。

Aspirin'in kan basıncına hiç etkisi yoktur.

アスピリンは血圧に何ら影響はない。

Arkadaşlardan daha önemli bir şey yoktur.

友達より大切なものはない。

Çalışmasında 1000'den az kitap yoktur.

彼の書斎には少なくとも1000冊の本がある。

Onun zamanında gelme olasılığı çok yoktur.

彼が時間通りにくる可能性はあまりない。