Translation of "çıkmaz" in Polish

0.003 sec.

Examples of using "çıkmaz" in a sentence and their polish translations:

Bu yol çıkmaz.

Ta droga to ślepy zaułek.

Bu çıkmaz bir sokak.

To ślepa uliczka.

Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.

Nie ma dymu bez ognia.

Onu yıkasanız bile rengi çıkmaz.

Kolor nie schodzi nawet po praniu.

O, evden çıkar çıkmaz yağmur yağmaya başladı.

Jak tylko wyszedł z domu, zaczęło lać.

Ne kadar su olduğunu bilmenin imkânı yok, derin bir çıkmaz da olabilir.

Nie wiemy, ile jest tam wody, może to być po prostu ślepy zaułek.

- Eski alışkanlıklar zor biter.
- Can çıkar huy çıkmaz.
- Eski alışkanlıkları terk etmek kolay değil.

- Stare nawyki trudno zwalczyć.
- Stare przyzwyczajenia trudno zwalczyć.