Translation of "Yoktur" in Portuguese

0.022 sec.

Examples of using "Yoktur" in a sentence and their portuguese translations:

Yoktur çünkü

Porque não há

Şüphe yoktur.

- Não há dúvidas.
- Não há dúvida.

Kurallar yoktur.

- Não há regras.
- Não têm regras.

Mükemmellik yoktur.

A perfeição não existe.

Cadılar yoktur.

Bruxas não existem.

- Şans yoktur.
- Şans diye bir şey yoktur.

Sorte não existe.

- İspanyolcada düzeltme işareti yoktur.
- İspanyolcada şapka işareti yoktur.
- İspanyolcada inceltme işareti yoktur.

O acento circunflexo não existe na língua espanhola.

- Aşk hastalığının tedavisi yoktur.
- Aşk acısının ilacı yoktur.
- Kara sevdanın çaresi yoktur.

Não há cura para dor de cotovelo.

...saklanacak yer yoktur.

... não há abrigo disponível.

Uzayda hava yoktur.

Não há ar no Espaço.

Hiç sabrım yoktur.

Eu não tenho paciência.

Mükemmel insanlar yoktur.

Pessoas perfeitas não existem.

Hiçbir seçenek yoktur.

Não há escolha.

Aptallığın tedavisi yoktur.

Não há cura para a estupidez.

Ay'da bitki yoktur.

Não há plantas na lua.

Ayda hava yoktur.

Não há ar na lua.

Kelliğin tedavisi yoktur.

Não existe cura para a calvície.

Ermenistan'da deniz yoktur.

Não há mares na Armênia.

Gölgesız ışık yoktur.

Não há luz sem sombra.

Bilimsiz gelecek yoktur.

Sem ciência não há futuro.

Ay'ın atmosferi yoktur.

A Lua não tem atmosfera.

Farelerin yeğenleri yoktur.

Os ratos não têm sobrinhos.

Yararsız iş yoktur.

Não existe um ofício sem benefício.

Hiçbir kanıt yoktur.

Não há evidências.

Acısız zevk yoktur.

Não existe alegria sem dor.

Hiçbir garanti yoktur.

Não há garantias.

Suyun kalorisi yoktur.

A água não tem calorias.

Sonsuz aşk yoktur.

Não existe amor eterno.

Balinaların solungaçları yoktur.

As baleias não possuem brânquias.

Yunusların solungaçları yoktur.

Os golfinhos não possuem brânquias.

Kaplumbağaların dişleri yoktur.

As tartarugas não têm dentes.

Geçmişsiz gelecek yoktur.

Não existe futuro sem o passado.

Susuz yaşam yoktur.

Não há vida sem água.

Gerçek görüntüler yoktur.

Não há visões reais.

Öğrenmenin yaşı yoktur.

Não há idade para aprender.

Gerçek arkadaşlık yoktur.

Amizade verdadeira não existe.

- Ayda hava yoktur.
- Ay üzerinde hiç hava yoktur.

Não há ar na lua.

- Aşk acısının ilacı yoktur.
- Kara sevdanın çaresi yoktur.

Não há cura para dor de cotovelo.

- Ev gibi bir şey yoktur.
- Ev gibi yer yoktur.

Não há nada como o lar.

İslamiyet'te mezar taşı yoktur

Não há lápide no Islã

Ev gibi yer yoktur.

Não há lugar como o nosso lar.

Soğuk algınlığının tedavisi yoktur.

Não há cura para o resfriado comum.

Onun çok parası yoktur.

Ela não tem muito dinheiro.

Bu kuralın istisnaları yoktur.

Essa regra não tem exceções.

Onun hiç arkadaşı yoktur.

Ele não tem nenhum amigo.

Başarmak için kestirme yoktur.

O caminho para o sucesso não conhece atalhos.

Genç insanların erdemleri yoktur.

Os jovens não têm virtudes.

Mantığın burada yeri yoktur.

A lógica aqui não tem lugar.

Aşksız hayatın anlamı yoktur.

A vida sem amor é sem sentido.

Zamanın sonu yoktur. Sonsuzdur

O tempo não tem fim. Ele é infinito.

Matematikte hiçbir inanç yoktur.

Não há credos em matemática.

Kıskançlık olmadan sevgi yoktur.

Não existe amor sem ciúmes.

Tanrı ve Buda yoktur.

Não existe nenhum Deus e nenhum Buda.

Bizim ülkemizin geleceği yoktur.

O nosso país não tem futuro.

Ayda hiç ot yoktur.

Não há grama na Lua.

Onun espri anlayışı yoktur.

Ele não tem senso de humor.

Tom'un bir babası yoktur.

Tom não tem pai.

Üçgenlerin dört köşesi yoktur.

Os triângulos não têm quatro ângulos.

Belki Tom'un çocukları yoktur.

Talvez Tom não tenha filhos.

Hiç mavi mango yoktur.

Não existe manga azul.

Bu sorunun yanıtı yoktur.

Essa pergunta não tem resposta.

Prokaryotik hücrelerin çekirdekleri yoktur.

As células procarióticas não têm núcleo.

Eğer aranızda umuyorum yoktur ama

Espero que você esteja entre você, mas

İslamiyet'te böyle bir uygulama yoktur

Não existe tal prática no Islã

- Hiç su yoktur.
- Su yok.

Não há água.

Düş görmenin hiçbir maliyeti yoktur.

Sonhar não custa nada.

Mars'ta yetişen hiçbir çiçek yoktur.

Não há flores crescendo em Marte.

Kırsal bölgede hiç eğlence yoktur.

Não há entretenimento na zona rural.

İzin istemek için gerek yoktur.

Não precisa pedir permissão.

- Bir arabam yoktur.
- Arabam yok.

- Não tenho carro.
- Eu não tenho carro.

Ne yazık ki, o yoktur.

Infelizmente ela não está.

Bunu işletecek hiçbir yol yoktur.

Não há mais jeito de isso funcionar.

Çocuklar için hiç sabrım yoktur.

Eu não tenho paciência com crianças.

Hayatta hiçbir şeyin garantisi yoktur.

Não há garantias na vida.

Bazı insanların hiç sabrı yoktur.

Algumas pessoas não têm paciência.

"Can't" diye bir sözcük yoktur.

Não existe palavra tipo "não posso".

Sevgisiz yaşamın hiç anlamı yoktur.

A vida sem amor não tem significado algum.

Yayın balıklarının hiç pulu yoktur.

Peixe-gato não tem escamas.

Bu konuda hiçbir seçenek yoktur.

Não há escolha neste assunto.

- Aşk mevcut değildir.
- Aşk yoktur.

O amor não existe.

Kıskançlık olmayan hiçbir aşk yoktur.

Não tem amor sem inveja.

Tom'un acele etmesine gerek yoktur.

Tom não precisa correr.

Dikenleri olmayan bir gül yoktur.

Não há rosas sem espinhos.

Tom'un çok fazla özgürlüğü yoktur.

Tom não tem muita liberdade.

Gerçekte, burasının hiç yerçekimi yoktur.

Na verdade, isso não tem importância.

Kameraların gerçeği yakalama eğilimi yoktur.

As câmeras não costumam captar a realidade.

Orada hiç sağlık personeli yoktur.

Ali não há quaisquer paramédicos.

Tanrı'nın hiçbir şeye ihtiyacı yoktur.

Deus não precisa de nada.

Insanların yarasalarla doğrudan bir bağlantısı yoktur

as pessoas não têm conexão direta com os morcegos

Aslında İslamiyetle uzaktan yakından alakası yoktur

na verdade, não tem nada a ver com o islã

Bunun aksini söyleyen bir kuram yoktur

Não há teoria que diga o contrário

Bu cümleyi şuan muhtemelen hatırlamayan yoktur.

Não há ninguém que provavelmente não se lembre dessa frase no momento.

Hava yolculuğu gibi bir şey yoktur.

Não há nada como viajar de avião.