Translation of "Yoktur" in Chinese

0.005 sec.

Examples of using "Yoktur" in a sentence and their chinese translations:

Uzayda hava yoktur.

宇宙裏是沒有空氣的。

Hiç sabrım yoktur.

我沒耐性。

Ayda hava yoktur.

月球上沒有空氣。

Ermenistan'da deniz yoktur.

亚美尼亚里没有海。

Bilimsiz gelecek yoktur.

没有科学就没有未来。

Venüs'ün uydusu yoktur.

金星沒有衛星。

Azimsiz başarı yoktur.

沒有堅持,就沒有成功。

Kaplumbağaların dişleri yoktur.

烏龜沒有牙齒。

Dikensiz güller yoktur.

沒有玫瑰花是不長刺的。

Gerçek görüntüler yoktur.

没有真实的幻觉。

Ev gibi yer yoktur.

金窩銀窩不如自己的狗窩。

Onun güzellik duygusu yoktur.

她沒有審美感。

Onun hiç arkadaşı yoktur.

- 他没有任何朋友。
- 他没有朋友。

Başarmak için kestirme yoktur.

成功是沒有捷徑的。

Ay'ın kendi ışığı yoktur.

月亮不会自己发光。

Bugün iki öğrenci yoktur.

今天有兩個學生缺席。

Kıskançlık olmadan sevgi yoktur.

- 爱都是嫉妒的。
- 没有妒忌就没有爱情。

Onun espri anlayışı yoktur.

他没有任何幽默感。

Onun çok parası yoktur.

他没有很多钱。

Tom'un bir babası yoktur.

汤姆没有父亲。

Venüs'ün herhangi uydusu yoktur.

金星沒有衛星。

Çimenin olduğu yerde su yoktur. Suyun olduğu yerde çimen yoktur.

有草的地方无水,有水的地方无草。

- Hiç su yoktur.
- Su yok.

沒有水。

Endişe için hiçbir neden yoktur.

这没什么好担心的。

Müzik yoksa hayat da yoktur.

- 沒有音樂就沒有生命。
- 沒音樂,沒生活。

Peter'ın toplantıya katılmasına gerek yoktur.

彼得不需要參加會議。

Onun şikayeti için son yoktur.

他的埋怨沒有盡頭。

Ne yazık ki, o yoktur.

不幸的是,她不在。

Dil yoksa ulus da yoktur.

没有语言,没有国家。

- Bir arabam yoktur.
- Arabam yok.

我沒有汽車。

- Aşk mevcut değildir.
- Aşk yoktur.

愛不存在。

Kıskançlık olmayan hiçbir aşk yoktur.

沒有不存在嫉妒的愛。

Tom'un çok fazla özgürlüğü yoktur.

汤姆没有很多自由。

- Tom'un hiç erkek kardeş veya kız kardeşi yoktur.
- Tom'un hiç kardeşi yoktur.

Tom沒有兄弟也沒有姊妹。

Resmî bir konuşma hazırlamana gerek yoktur.

您没必要准备一个正式的演讲。

- Papanın evlenme hakkı yoktur.
- Papa evlenemez.

罗马教皇无权结婚。

Önemli şeyler için asla zamanın yoktur!

你从来没时间处理重要的事情!

Ölümden daha korkunç hiçbir şey yoktur.

没什么比死亡更可怕。

Profesyonel yazarların düzenli bir geliri yoktur.

專職作家沒有固定的收入。

Dostluktan daha önemli bir şey yoktur.

没有任何东西比友情更重要。

Bu ilacın hiçbir yan etkisi yoktur.

这药没有副作用。

Diğer insanların işlerine karışmaya hakkın yoktur.

你沒有干涉他人事務的權力。

Onun doğru ve yanlış anlayışı yoktur.

他是非不分。

- Kamerada film yoktur.
- Bu kamerada film yok.

這個相機裡沒有胶卷。

Karısı olmadan, bir erkeğin hiçbir değeri yoktur.

男人没了妻子就一点价值都没有了。

Onun on ikiden fazla köpek yavrusu yoktur.

它没有超过十二个孩子少。

Bu ilacın herhangi zararlı yan etkileri yoktur.

这个药没有有害的副作用效果。

Onların kızgın olmak için hiçbir gerekçeleri yoktur.

他们没有理由饿着。

5 yaş altı çocuklar için giriş ücreti yoktur.

五岁以下的小孩票价全面。

- Kamerada film yoktur.
- Bu kamerada hiç film yok.

這個相機裡沒有胶卷。

Bir bebeğin iyi ve kötü hakkında bilgisi yoktur.

嬰兒不懂得分是非黑白。

Birisinin evladını kaybetmesinden daha acı bir şey yoktur.

沒有比失去孩子更讓人悲傷的事。

- Dikensiz bir gül yoktur.
- Her gülün dikenleri vardır.

沒有不帶刺的玫瑰。

Dünyada Everest dağı kadar yüksek başka bir dağ yoktur.

世界上任何山峰都达不到珠穆朗瑪峰的高度。

Birinden daha aşağıda olduğunu hissetmek için hiçbir neden yoktur.

你没理由觉得自己比别人差的。

Güzel bir yürüyüş yapmaktan daha iyi bir şey yoktur.

没有什么比散步更好的了。

Oraya ister taksiyle gidin, ister yayan gidin, fazla bir farkı yoktur.

你乘出租車去和走路去也沒有甚麼分別。

- Bir çözüm yoksa, öyleyse hiçbir sorun yok.
- Çözüm yoksa sorun da yoktur.

- 如果没有解决方法,那就没有问题。
- 沒有解決的方法,也就不會有問題。

- Teoride, teori ve pratik arasında hiçbir fark yoktur. Fakat pratikte var.
- Teoride, teori ve uygulama arasında farklılık yok. Ama uygulamada var.

理论上说,理论和实践没有区别。但实践上说,是有的。