Translation of "Yoktur" in Arabic

0.009 sec.

Examples of using "Yoktur" in a sentence and their arabic translations:

Yoktur çünkü

لأنه لا يوجد

...saklanacak yer yoktur.

‫ما من مخبأ.‬

Yararsız iş yoktur.

لا توجد وظيفة بدون فائدة.

Suyun kalorisi yoktur.

الماء به صفر سعرات حرارية.

Kaplumbağaların dişleri yoktur.

- السلاحف ليس عندها أسنان.
- السلاحف لا تملك أسنان.

İslamiyet'te mezar taşı yoktur

لا يوجد شواهد في الإسلام

Onun diyetinde kalsiyum yoktur.

الكالسيوم ليس من ضمن حميته.

Kıskançlık olmadan sevgi yoktur.

ليس هناك حب بلا غيرة.

İsviçre klavyesinin ß'i yoktur.

ليس هناك ß في لوحة المفاتيح السويسرية.

Tek bir gün bile yoktur.

لا نريد أن نكون سعداء فيه.

Herhangi bir antikor koruması yoktur

ليس لديهم أي وقاية للأجسام المضادة،

Yeryüzünde propagandanın bulunmadığı ülke yoktur.

لا يوجد مكان في العالم خالِ من الدعايات الكاذبة المغرضة

Eğer aranızda umuyorum yoktur ama

أتمنى أن تكون من بينكم ولكن

İslamiyet'te böyle bir uygulama yoktur

لا يوجد مثل هذا الممارسة في الإسلام

Insanların yarasalarla doğrudan bir bağlantısı yoktur

الناس ليس لديهم اتصال مباشر مع الخفافيش

Aslında İslamiyetle uzaktan yakından alakası yoktur

في الواقع ، لا علاقة لها بالإسلام

Bunun aksini söyleyen bir kuram yoktur

لا توجد نظرية تقول عكس ذلك

Bu cümleyi şuan muhtemelen hatırlamayan yoktur.

لا يوجد أحد ربما لا يتذكر هذه الجملة الآن.

Onun dürüstlüğü hakkında hiç şüphe yoktur.

لا يوجد شك بخصوص إخلاصه.

...polenlerini saçacak kuş veya arı yoktur geceleri.

‫لكن لا توجد أي طيور أو نحل لنشر لقاحها.‬

Bir 45'likle bankaya girmek gibisi yoktur.

من الرائع دخول مصرف ومعك مسدس عيار 45.

Bir devrimden daha siyasi bir şey yoktur.

لا أعرف عملاً سياسياً أكثر من الثورة.

Yüzüklerin efendisi filmini hatırlamayanınız yoktur her halde

لا تتذكر فيلم سيد الخواتم على أي حال

Kadınların sayılmamasının İslamiyetle bağdaştırılacak hiçbir tarafı yoktur

لا يوجد شيء يرتبط بالإسلام عندما لا تحسب النساء

Aptal işler yoktur, sadece aptal insanlar vardır.

لا يوجد عمل غبي، فقط أناس أغبياء.

Aman Tanrım! Senin krallığına hiçbir itirazım yoktur.

اللهم , لا اعتراض.

Eğitimden başka bir çıkışı yoktur bu toplumun.

هذا المجتمع ليس له مخرج سوى التعليم.

Proleterlerin zincirlerinden başka kaybedecek hiçbir şeyleri yoktur.

ليس لدى البروليتاريا شيء تفقده سوى قيودها.

Allah'tan başka tanrı yoktur. Muhammed Allah'ın elçisidir.

لا اله الا الله .محمد رسول الله

Dönüp tekrar Japoncaya başladım çünkü Japoncanın sonu yoktur.

عدت إلى اليابانية مجدداً لأنها لا تنتهي.

Bir kadının istedikten sonra yapamayacağı şey yoktur zaten

لا يوجد شيء لا تستطيع المرأة فعله بعد أن تريد

Everest'in tarihinde bunu ondan fazla başarabilmiş kimse yoktur.

وهذا أكثر من أي شخص في تاريخ تسلق الجبل.

Belki de gerçekten kendine ait bir odası yoktur.

ربما هي حقا لا تملك غرفة خاصة بها.

Japonya'da, Biwa gölünden daha büyük bir göl yoktur.

في اليابان، ليس بحيرة أكبر من بحيرة بيوا.

Köşeye sıkışmış bir hayvandan daha tehlikeli bir şey yoktur!

‫لا شيء أشد خطورة‬ ‫من حيوان مُحاصر!‬

Ağustos böceği ile karıncanın hikayesini bilmeyen yoktur her halde

لا أحد يعرف قصة الزيز والنمل على أي حال

Allah'tan başka bir ilâh yoktur ve Muhammed, Allah'ın elçisidir.

لا إله إلا الله محمد رسول الله.

- O, hastalıktan dolayı mevcut değil.
- O, hastalıktan dolayı yoktur.

- غابت لأنها مريضة.
- كانت غائبة بسبب المرض.

Terli bir atkıdan geçmiş olan altınfıçı kaktüsü suyu gibisi yoktur.

‫لا شيء يعادل سوائل الصبار البرميلي‬ ‫الذي تمتصه عبر  قطعة قماش متعرقة.‬

- Olanaksız kelimesinin ne anlama geldiğini bilmem.
- İmkânsız kelimesi benim lügatimde yoktur.

ليس في قاموسي كلمة مستحيل.

Bir tam günlük çalışmadan sonra bir bardak bira gibi bir şey yoktur.

لا شيء يماثل كأسا من الجعة بعد جهد يوم كامل.

- Teoride, teori ve pratik arasında hiçbir fark yoktur. Fakat pratikte var.
- Teoride, teori ve uygulama arasında farklılık yok. Ama uygulamada var.

- نظريا، لا فرق بين النظرية والتطبيق، لكن تطبيقيا، يوجد فرق.
- من النّاحية نظريّة، لا فرق بين النّظريّة و التّطبيق، لكن من ناحية تطبيقيّة، هناك فرق.