Translation of "Bunun" in Korean

0.016 sec.

Examples of using "Bunun" in a sentence and their korean translations:

Bunun gibi.

바로 이곳처럼요.

Bunun bir şeye

어떤 상관인지,

bunun nedeni nedir?

왜 좋은 하루를 보내고 계신가요?

Bunun yerine size

만약 그 대신에 제가

Bunun hakkında düşündüm.

그리고 생각해보았죠.

bunun gerçekleşmiceğini biliyoruz.

쓰도록 하기 전엔 가능하지 않습니다.

Bunun cevabı evet.

대답은 '그렇다'입니다.

Ancak bunun sonunda,

하지만 결국에는

bunun çözüm olamayacağını gördüm.

아무런 해결도 되지 않습니다

Bunun da sebebi var;

여기에는 타당한 이유가 있습니다.

Bunun aydınlatıcı olduğunu düşünüyorum.

저는 이것이 아주 명확한 이야기라고 생각합니다.

Peki, bunun sebebi ne?

왜 이런 경향이 나타날까요?

Aynı bunun gibi, bakın.

그리고 이것도요

Bunun için eldiven takmalısınız.

그리고 꼭 장갑을 껴야 합니다

Bunun için helikopteri çağırmalıyız.

헬리콥터를 불러야 해요

Bunun hediye olmadığını söyledim.

그래서 저는 이게 선물이 아니라고 말했죠.

Bunun yerine şunları sormalıyız:

대신에 우리는 이렇게 되물어야합니다.

Kısmen bunun sonucu olarak

부분적으로는, 이로 인해,

Bunun üç sonucu olacak.

이때 세 가지 현상이 발생하게 됩니다.

Bunun nasıl işlediğini merak edebilirsiniz.

그러면 스토커웨어가 어떻게 작동하는지 물으시겠죠?

Bunun biraz maliyetli olduğunu biliyorum.

돈만 관심있는 것처럼 들리죠.

Fakat bunun doğru olmadığını biliyoruz.

하지만 이 주장은 사실이 아닙니다.

bunun oldukça umut vadedici olduğunu,

이쯤에서 제가 희망적인 이야기를 해야겠죠.

Bunun cevabı bana işimden geldi.

저는 그 답을 제 직업에서 얻었습니다.

Ama bunun mümkün olmadığını biliyordum.

하지만 그건 가능하지 않다는 사실을 알았습니다.

Sekiz yıldır bunun üzerine düşünüyorum.

저는 이 문제에 대해 8년째 고민을 하고 있습니다.

Bunun nasıl yanacağından emin değilim.

이게 어떻게 타오를지는 잘 모르겠어요

Bunun bizi yavaşlatmasına izin vermeyin!

의욕을 잃지 맙시다

Sanırım bunun nedeni sorduğum sorular.

생각컨대 제가 물었던 질문 때문인 것 같은데요.

Ve bunun işe yaradığını hissetmiyorum.

제 기능은 못하는 것 같네요.

bunun bir komedi olmadığını savunuyor.

나넷은 코미디쇼가 아니라고요.

Bunun yerine Batı uyumayı seçti.

서양세계는 대신 잠들기를 선택했습니다.

Öyle sanıyorum ki bunun sebebi

서양은 두 가지 큰 사건 때문에

Biraz da bunun sonucu olarak

부분적으로는 그 결과로

Bunun ne anlama geldiğini söyleyeyim:

감을 잡을 수 있도록 말해드리면

Ve bunun geçici olacağını biliyorduk.

그게 오래가지 않을 것을 알았다는 거예요.

bunun kaçınılmaz ve değiştirilmesi imkansız

그것을 바꾸는 것이 꼭 필요하면서도

Ve bunun gibi okyanus akıntılarını

다음 사진과 같이 아름답게 시각화된 결과를 만들어냅니다.

Bunun sebebi okulun sabah olması

그건 제가 학교 가는 날 아침에는

Bunun yerine, 10 dakika gülün

대신에 10분을 웃어봐요.

Bazı izleyicilerin bunun nasıl yapılabildiği konusunda

하지만 몇몇 분들이 의심한다는 것이 느껴집니다.

Bunun neden olduğunu tam olarak bilmiyoruz

우리는 이것이 왜 발생하는지 정확히 모릅니다.

Fakat bunun için gereken iğne yoktu.

그런데 수술에 필요한 바늘이 없었어요.

Ve bunun sonucunun adaletsiz hissettirmesi olasıdır.

결과는 불공평하게 나올 것입니다.

Bunun uyarısı da sırtlarındaki canlı renk.

개구리 등에 있는 밝은 색깔이 경계색입니다

Geri dönüp bunun yerine ipuçları arayalım.

돌아가서 나무에 오르는 대신 단서를 찾아보도록 하죠

Bunun nedeni, ağacın ışığa, güneşe yönelmesi

나무는 햇빛 쪽으로 뻗어나가기 때문이죠

Umarım bunun sizin seçiminiz olduğunu unutmamışsınızdır.

당신에게 달렸다는 걸 잊지 않으셨길 바랍니다

Umarım bunun sizin seçiminiz olduğunu unutmamışsınızdır.

당신에게 달렸다는 걸 잊지 않으셨길 바랍니다

Bunun yüksek riskli seçenek olduğunu söyleyebilirim.

분명히 말씀드리는데 아주 위험한 방법입니다

Bunun nedenini anladıktan kısa süre sonra

제가 그 이유를 알게 된지 얼마 되지 않아

Bunun son derece ironik olduğunun farkındayım.

엄청난 모순으로 들릴 수 있는 것 압니다.

Bunun ameliyatlar için ciddi sonuçları olabilirdi.

이건 수술할 때도 심각한 영향을 줄 수 있어요.

Bunun benzeri sistemlerde çalışan insanlar var

이미 이런 시스템을 현장에서 활용하는 곳도 있습니다.

Bunun üstüne, uzun bir süre gülümsedim.

그 일로 인해 저는 오랫동안 미소를 지었습니다.

Bunun yaşandığı tek yer Çin değil.

이런 일이 일어나는 곳은 중국뿐만이 아닙니다.

Bunun gibi çok fazla örnek var.

그리고 또 다른 아주 많은 예시들이 있습니다.

Bunun nasıl mümkün olduğunu merak edebilirsiniz.

어떻게 이 것이 가능한지 궁금하실 겁니다.

Bunun için de Pazar çizimi dediğim

그러기 위해서 저는 혼자서 연습을 시작했어요.

Yani, bunun yerine tutumlu olmaya başlasak.

대신 재활용(Thrifting)을 해 보면 좋지 않을까요.

Bunun bir parçası olacak biçimde tasarlayın.

그것을 분리할 수 있는 능력을 만드세요.

Ve bunun değişmesine yardım etmek istiyorum.

그리고 전 이걸 바꾸는데 기여하고 싶습니다.

Bunun gerçekleştiği bir yer hâlihazırda var.

‎실제로 그런 가능성이 ‎이미 실현된 도시가 있죠

Bunun bir fırsat olduğunu da öğrenmişler.

‎그것이 사냥 기회임을 알고 있죠

Bakın, bunun altında bir şey var.

여기 밑에 뭔가 있어요

Bunun gibi yüzlerce küçük iteklemeler var.

그 밖에도 이와 유사한 똑똑한 넛지들이 수 백개나 있습니다.

Bu araştırma, bunun nasıl olduğunu açıklıyor.

그리고 이 연구는 어떻게 그러한지에 대해 설명하기 시작합니다.

Bunun sonucunda, değerlerinizle uyuşan bir şekilde

그리고 그 결과는 여러분이 더 행복하다는 것입니다.

Diğerleri bunun kesinlikle nazik olduğunu düşünebilir.

무척 예의바르다고 생각하는 사람도 있을 것입니다.

Ancak, çoğumuz bunun doğru olmadığını biliyoruz.

그러나 대부분은 이것이 사실이 아닌 걸 알고있습니다.

Ama bunun altında, buraya gelebilmek için

‎하지만 속으로는 ‎이 암컷 문어가 ‎무척 자랑스러웠어요

Bunun sırrı ise sevdiğim şeyi yapıyorum,

동안의 비밀은 제가 사랑하는 일을 하고

Bunun için, bu gece iki numara yapacağım.

자 그러기 위해, 오늘 밤 두 개의 마술을 선보이겠습니다.

bunun nasıl yapıldığını bilebilir ya da bilmeyebilirsiniz

여러분은 이 방법을 알 수도 있고, 어쩌면 모를 수도 있겠죠.

bunun istem dışı körlükle ne ilgisi var?

이것이 무슨 상관이 있냐는 겁니다. '무주의 맹시'라는 것과 말이죠.

Ama bunun beni raydan çıkarmasına izin veremezdim.

하지만 좌절하게 둘 수 없었습니다.

Yani bunun anlamı, dinozorların ciğerlerinin üst kısmı

이것은 공룡들의 폐의 윗면이

Araştırmam, bunun üç ana nedeni olduğunu gösteriyor.

제 연구에 따르면 이에는 세 가지 주된 이유가 있습니다.

Sanırım bunun hakkında bir tahminde bulunmamı isteseydiniz

만약 이것에 대해 설명하라고 했을 때

önünde bunun hakkında konuştu ve çok utangaçtı.

놀라운 일이었죠, 상당히 수줍음 많은 친구거든요.

Veya bunun gibi sahilde koşarak zaman geçirmişsinizdir

개와 함께 해변을 달렸을 수도 있죠.

Herkes bunun nasıl mümkün olduğunu çözmeye çaşıyordu.

어떻게 이런 일이 일어났는지 모두 궁금했습니다.

Bunun için iyi bir fikrim var. Hadi.

좋은 생각이 있어요, 가시죠

İşe yararsa onu bunun içine sokmaya çalışacağız.

타란툴라가 나오면 이 통에 넣을 겁니다

Sorun şu ki, bunun olası olmadığını bulmuştuk.

문제는 이런 결과가 나올 가능성이 너무나 희박하다는 것이었습니다.

Rock konseri, bunun çok güzel bir örneği.

락 콘서트가 아주 좋은 예시인데요.

Araştırmam bunun önemli bir etkisi olduğunu gösteriyor.

제 연구 프로그램에서 현저한 효과를 드러냅니다.

bunun sebebi şoförün yabancı bir domuz olmasıymış.

버스 기사가 '터번쟁이'라 그렇다고 생각했다고 했죠.

Bunun, benim üç sessiz devrim dediğim şeye

그리고 제가 말씀 드릴 수 있는 건,

Bunun için, bu iki güçlü dev ülkenin

그러기 위해서는 그 두 나라, 그 둘 힘 있는 거인들은

bunun sonucunda ise yeniden ameliyat olmaları gerekiyor.

재수술을 해야 할 수 도 있어요.

Ayrıca, bunun varolduğunu biliyorsun zira kahramanı beyaza,

하지만 여러분도 이런 게 있다는 걸 아는게 영웅은 흰색으로 칠하고

bunun parayla ilgili olduğu algısını sona erdiriyorlar.

96%의 고객이 매번 법정에 돌아왔다는 점에서 알 수 있죠.

Bunun için bir şey yapmanın zamanı geldi.

그 점에 대해 뭔가 할 때입니다.

Bunun yalnızca %0,05'i sanat için ayrılsa

단지 0.05%를 예술에 할당할 경우,