Translation of "Gördüm" in Korean

0.011 sec.

Examples of using "Gördüm" in a sentence and their korean translations:

Bu raporu gördüm.

이 보고서를 접하게 되었죠.

Sonra seni gördüm.

그러다 당신을 보았죠.

Yalnız olmadığımı gördüm,

제가 혼자가 아니란 걸 알았습니다.

Bunun çözüm olamayacağını gördüm.

아무런 해결도 되지 않습니다

Aynı olayın yaşandığını gördüm.

저는 동일한 현상을 목격했습니다.

Başından beri bizzat gördüm,

제가 직접 봤잖아요. 저도 직접 참여했어요.

Siyasi bir gösteri gördüm.

제게는 정치적 쇼처럼 보였죠.

Çevrede bunlardan çok gördüm.

주변에 이게 많이 있더군요

Her şeyi gördüm ve biliyorum.

많은 일을 보고 겪었고, 지금도 기억합니다.

Aşağı doğru uçarken batıda sıradağlar gördüm.

헬기를 타고 있을 때 서쪽으로 뻗은 산을 하나 봤지만

Bear'ı gördüm, ama ona ulaşabileceğimi sanmıyorum.

베어를 포착했지만 여기선 접근할 수 없다

Bear'ı gördüm, ama ona ulaşabileceğimi sanmıyorum.

베어를 포착했지만 여기선 접근할 수 없다

''Dün gece bir uçan daire gördüm.

"지난 밤에 날아다니는 물체를 봤어.

Acıya yer ayrıldığında neler olabileceğini gördüm.

그러나 저는 고통을 위한 장소가 있을 때 어떠한 일이 일어나는지 알고 있습니다.

Ama hayatımın geri kalanında birçok faydasını gördüm.

하지만 남은 생애 동안 그만큼의 결실이 있는 경험이었습니다.

Washington Anıtı bizzat kendim, binlerce kez gördüm

워싱턴 기념비를 직접 수천 번은 봤기 때문에

Bu programların nasıl bir fark yarattığını gördüm.

전 이런 프로그램으로 인해 얼마나 큰 변화가 생겼는지 보았습니다.

Kendi araştırmalarımda, sözcüklerin çok önemli olduğunu gördüm.

제가 실시한 연구에서 저는 말이 중요성을 깨달았어요.

Koçluk sayesinde bir ekibin dönüşüm geçirdiğini gördüm.

저는 코치를 통해 탈바꿈한 팀을 볼 수 있었습니다.

En azından bir canın bu sayede kurtulduğunu gördüm.

저는 그로 인해 적어도 한 생명이 구해지는 것을 볼 수 있었습니다.

Ormanda en küçük şeylerin genelde en ölümcül olduklarını gördüm.

제가 정글을 겪어보니 조그만 것들이 가장 위험할 때가 많더군요

Tebdil-i kıyafet hayatımda bir sürü farklı karakter gördüm,

하지만 제가 위장을 하는 동안, 저는 너무 많은 유명인을 발견했어요.

Neredeyse iki ay kadar sonra, bir başka siyasi gösteri daha gördüm.

약 두 달 뒤에 또 다른 정치쇼가 있었습니다.

Oslo'da sadece birkaç saattir bulunuyorum ve aşağı yukarı 50 Tesla gördüm.

오슬로에 도착한지 2시간 정도 밖에 안 됐는데 벌써 50대의 테슬라를 보았습니다.

Bu şekilde üç balık yakaladığını gördüm. Gün içinde balık tuttuğunu hiç görmemiştim.

‎그렇게 물고기를 3마리나 ‎잡더라고요 ‎낮에는 본 적 없는 모습이었죠

Köpek balığının etrafında yüzüp kokusunu aldığını gördüm. "Olamaz, yine aynı kâbusu yaşayacağız."

‎상어는 주변을 헤엄치며 ‎문어 냄새를 추적했어요 ‎그 모습을 보니 불안감이 엄습했죠