Translation of "Sonunda" in Korean

0.009 sec.

Examples of using "Sonunda" in a sentence and their korean translations:

sonunda buldum.

‎드디어 찾아낸 거죠

Sonunda beklemeye değdi

[드디어 지금이야, 기다릴 가치가 있었어]

2012 yılı sonunda

2012년 말

Ve konuşmanın sonunda,

대화가 끝날 때쯤 그는 말했습니다.

Ve sonunda, dışarıdasın.

마침내, 바깥입니다.

Ancak bunun sonunda,

하지만 결국에는

Ama eninde sonunda,

하지만 언젠가는

Sonunda, bize ulaşır.

결국 그것은 우리에게 도달합니다

1980'lerin sonunda doğru

1980년대 후반에 드디어

Yüzyılın sonunda eriyebileceğini söylüyordu.

금세기 말까지 녹아 버린다는 겁니다.

Sonunda okumak için Amerika’ya geldim.

나중에 저는 미국으로 왔어요.

Geçen yıl sonunda kanıtlar yayınladık,

작년에서야 저희는 노화와 수면 부족이

Ve gün sonunda, yıkamaya bırakın.

바로 세탁기에 넣으세요."

Sonunda en büyük varlığımıza yatırım yapabiliriz.

결국 우리의 가장 위대한 자산에 투자할 수 있습니다.

Sonunda bunu nasıl işlediğini öğrenmek için

그걸 알아보기 위해서

Ama en sonunda düşünerek mantığıma oturttum.

하지만 전 마침내 이것을 합리화 했죠.

Tüm gezegen önünde sonunda acı çeker.

결국 이 지구 전체가 고통받게 됩니다.

Merak etme, sonunda her şey iyileşir."

걱정말아요. 결국 다 잘 될거야."

Vahşi istilacı sonunda veterinerler tarafından yatıştırılıyor

야생의 침입자는 정글에 방사되기 전

Gün sonunda topladığı materyalleri bize getiriyor,

일과가 끝나면, 리스 씨는 수거한 플라스틱을 가져옵니다.

Uçuş sonunda iletişim bilgilerimizi birbirimize verdik.

비행이 끝날 때에, 연락처를 주고받았습니다.

En sonunda, aşabildiğimde, çok yorgun oluyorum.

그리고 마침내 그 시간이 지나가면 저는 녹초가 됩니다.

sonunda gitarı yeniden çalmamı sağlayacak aksesuarlara sahiptim.

비로소 기타를 다시 연주할 수 있는 도구를 가질 수 있게 되었습니다.

Bencil devi, duvarı nasıl en sonunda yıktığını

그리고 이기적인 거인이 결국 담벼락을 허물고

En sonunda hastaneye götürülüp doğru panzehir verilince,

마침내 병원으로 간 마시는 올바른 해독제를 맞고

Günün sonunda bu sorumlulukların tümü bize ait.

결국 이건 모두 저희가 책임져야 해요.

Ama sonunda, çok şiddetli bir darbe değildi.

하지만 결국 이것은 폭력적인 쿠데타가 아니었습니다.

Kamu hizmeti veren şirket en sonunda yıktı,

공기업은 결국 공장을 철거했고,

Sonunda memurlar gelir ve evlerin kapılarını çalar,

이윽고, 관리들이 마을사람들을 찾아와서는

Bu yüzden evde, günün sonunda 15 dakikalığına

그래서 15분 동안, 하루 일과가 끝나고

Kefalet parasının bir ceza davası sonunda geldiğini biliyorduk,

우리는 형사 사건 마지막에 보석금을 돌려준다는 걸 알고 있었고

Günün sonunda bu dünyada yalnız hissetmemenin bir yolunu bulmak

삶이 끝나는 날 이 세상에서 외롭지 않을 방법을 찾고

Ama sonunda, bakır levha gravürleri ve tipo açıklamalarını kullanarak

하지만 궁극적으로, 저는 이 동판화와 인쇄된 설명들로

Yani bu gibi siyasi partilerin savundukları fikirler, eninde sonunda

제 말은, 이러한 정치적 운동이 장차 언젠가는

Ama sonunda birleşerek evinizde olabilecek kadar küçük olanlara küçülecek,

이 기기를 소형화한다면 결국 가정에서도 쓸 수 있을 것입니다.

Ama sonunda El Cap'e karşı kendimi denemeyi kabul ettim.

그러나 결국 엘 카피탄을 향해 제 자신을 시험해보고 싶다고 생각하게 되었습니다.

İspanya'daki savaş en sonunda 240.000 Fransız askerine mal olacaktı:

스페인 전선은 결과적으로 240,000명의 프랑스 병사들의 목숨을 앗아갔다

Napolyon sonunda ordunun geri kalanı kadar kötü durumda olmayan

여기서 나폴레옹은 어쨌든 폴로츠크에서 후퇴하는, 본대만큼은 고통을 받진 않은

Önünde sonunda sizi insanlara götürür. Pekâlâ, şimdi buna yakın duralım.

결국은 사람을 만나게 될 겁니다 자, 이제 강을 따라갑시다

Ve 2017'nin sonunda 2100'ün üzerinde Taobao köyü var.

2017년 말에는 2,100곳을 넘어섰습니다.

Bunun sonunda muhteşem bir etkileşim ve derin bir güven oluşabilirdi

‎문어와 상호 신뢰 속에 ‎교감을 나눌 수 있었는데

Denesem de en sonunda yapamadığım şeyler benim için sorun değil

제가 결과적으로 할 수 없는 것들에 대해서는 아무렇지 않다는 것입니다.

Sadece birkaç haftalık bir bebek bu. Ağaçların arasından duyduğu sesler sonunda gözünde somutlaşıyor.

‎태어난 지 몇 주 안 된 새끼는 ‎마침내 나무 사이로 들리던 소리가 ‎무엇인지 알게 됩니다