Translation of "Yerine" in Korean

0.015 sec.

Examples of using "Yerine" in a sentence and their korean translations:

Onun yerine...

‎대신...

Bunun yerine size

만약 그 대신에 제가

yerine getirilmeyen sözlerin

우리는 종종

Önden bağlı olmak yerine

아마 생각하시겠죠, 앞 부분이 연결된 것이 아니라

Bazen sorunlarımızla uğraşmak yerine

때때로 우리는 당면한 문제를 해결하기 보다는

Düşünmeden hareket etmek yerine,

생각하지 않을 때와 반대로 행동하게 되며

Dayanıklılık uzmanı olmak yerine,

회복성 전문가가 아닌

Caddeler yerine yürüyüş alanları

차도 대신 산책로가 있는 도시요.

Ve herkese fikirleri yerine

의견 대신,

Bunun yerine şunları sormalıyız:

대신에 우리는 이렇게 되물어야합니다.

Pekala, herkes rahatça yerine yerleşsin,

자 이제, 그냥 편안하게 앉아서

Bu durumda, kuledeki bekçi yerine

이 경우는 감시탑의 교도관이 아니라,

Bunun yerine Batı uyumayı seçti.

서양세계는 대신 잠들기를 선택했습니다.

Kırmak yerine, ölmeyi seçeceğini biliyorum.

차라리 죽음을 택할 남자도 있습니다.

Ve o düzensiz hamle yerine...

‎무작정 돌진하지 않고

Bunun yerine, 10 dakika gülün

대신에 10분을 웃어봐요.

Güneş ışığı yerine yapay LED'ler kullanılır.

자연광이 LED와 같은 인공광으로 대체됩니다.

Ve solunum sisteminin parçalarını yerine sabitleyip

호흡기의 부위를 제자리에 고정시켜 이것들이 움직이지 못하도록 하는

Geri dönüp bunun yerine ipuçları arayalım.

돌아가서 나무에 오르는 대신 단서를 찾아보도록 하죠

Gelecek nesilleri beslemeleri için korumak yerine,

이는 빠르게 소모되고 있고, 정부가 그것을

Yani, bunun yerine tutumlu olmaya başlasak.

대신 재활용(Thrifting)을 해 보면 좋지 않을까요.

Neleri kaybettikleri, nelerin yerine getirilmediği konusunda.

잃어버렸거나 실현되지 않았던 것에 대해서도.

Onun yerine salata karıştırıcısı gelmiş gibisiniz.

채소탈수기를 받은 것 같군요.

Merkeze nesnel koşullar yerine öznel koşullar geldi.

객관적 조건에 있던 관심이 주관적 조건으로 이동했습니다.

Siyah ailelerin de yüzmesine izin vermek yerine

시의회는 흑인 가구에게 풀장을 개방하느니

CEO’ların kendileri yerine acı çekecek çalışanları var.

고용된 사람들이 당하는 일이죠.

Duyguları alıp cinsiyet yerine yetenek yönüyle düşünebiliriz.

우리는 감정을 표할 수 있고 성별이 아니라 유능함에 대해 생각할 수 있습니다.

Ve fırça yerine çubuk kullanan insanlar görüyoruz,

여기 사람들은 막대기나

Acısını çekmekte olan bu kıza yardım etmek yerine...

인생의 고난으로 고통받는 그 소녀를 말이죠.

Burnundaki termal girintiler ışık yerine ısı tespit ediyor.

‎코의 열 구멍이 빛 대신 ‎열을 감지합니다

Kendini güvende hissettiği ve her gün iş yerine

기업 사다리의 모든 단계에 있고 오르고 있는 곳

Muhtemelen mini mini arabalar ve büyük hükümetler yerine

저는 힘이 큰 정부 아래에서 작디 작은 차를 몰기 보다는

Standart bir terim olan "Perakende Satış 2.0" yerine

"소매판매 2.0" 같은 평범한 명칭 대신에

Bunun yerine, onlara engin ve sonsuz denizi arzulamayı öğretin."

대신에, 그들이 광할하고 끝없는 바다를 동경하도록 이끌어라."

Bunu sahiden yerine getirmeleri için gerçek bir etki, değişim

진정한 변화, 진정한 영향력, 그리고 자원들이

çünkü anlamam gereken yalnızca kendi nefret ve zalimliğim yerine

저 스스로의 증오감과 그것에 대해 알아내려 하는 대신

Onun yerine tuzak tellerinden oluşan ağları aracılığıyla yoklar dünyayı.

‎눈으로 보는 대신 ‎거미줄 망으로 세상을 느끼죠

Gözlerini pek kullanmaz. Onun yerine karanlıkta yolunu koklayarak bulur.

‎녀석은 시각이 아니라 후각으로 ‎어둠을 헤쳐 나갑니다

Ama onun yerine şehir sakinlerinin %90'ın kaçtığını öğrendi

하지만 그 대신, 그는 모스크바의 주민들의 90%가 도망쳤다는 사실을 알게 되었다.

Öncelikli olarak bu insanlar bencil, hızlı ya da pratik olan yerine

하지만 무엇보다 근본적인 것은 이들이 공평한 체계에서 일했다는 것입니다.

Aynı şeyleri tekrar inşa etmek yerine daha iyisini yapacak kişileri bekliyorlar.

예전의 영광을 살리는 정도가 아니라 더 나은 공동체를 만들고 싶어 해요.

Fakat Birleşik Krallık, çalışanların kovulmasını beklemek yerine, farklı bir şey yapıyor.

그러나 노동자들이 해고되기를 기다리는 대신 영국은 다른 일을 하고 있습니다.

Aslında daha iyisini de yapabiliriz. Sırt çantası yerine, içindeki kuru çantayı kullanırız.

더 나은 방법이 있습니다 배낭 대신 방수 주머니를 이용하는 거죠

Ya da kendinizi onun yerine koyarsınız ve buna da Spekülatif İz Sürme denir.

반면 데이나의 입장이 돼 보는 건 추론적 추적이라고 합니다

O panzehrin yerine yenisini koymalıyız. Bu yüzden olabildiğince fazla sayıda zehirli yaratık yakalamaya çalışacağız.

해독제를 보충해야 하므로 최대한 많은 독성 생물을 찾아서 잡아야 합니다

Bu yaratıkları ne kadar çabuk bulursak hayat kurtarıcı panzehri o kadar çabuk şekilde yerine koyabiliriz.

이 생물들을 빨리 찾을수록 인명 구조 해독제를 빨리 보충할 수 있습니다