Translation of "Teklif" in Japanese

0.026 sec.

Examples of using "Teklif" in a sentence and their japanese translations:

Teklif geçti.

その案は通った。

Ona evlenme teklif edeceğim.

- 彼女に求婚するつもりだ。
- 彼女にプロポーズするんだ。

Ona karşı teklif verdim.

私は彼に対抗して入札した。

Bu teklif şartlarımızı karşılamıyor.

この申し出は、われわれの要求を満たさない。

Teklif ettiğine alternatif yok mudur?

君の提案することのほかに方法はないのか。

Teklif geçen hafta ele alındı.

その提案は先週だされた。

Ona ciddi bir teklif yapacağım.

僕はこれから彼に重大な申し出をするつもりです。

Tom bana çıkma teklif etti.

トムが私をデートに誘った。

Sana evlenme teklif etti mi?

彼はあなたに結婚を申し込んだのですか。

Aniden, bana evlenme teklif etti.

彼は出し抜けに私に結婚してくれといった。

Ona hiç çıkma teklif edilmedi.

彼女は一度もデートに誘われたことがないのよ。

Değeri farklılaşmış teklif olarak veya

それは差別化する価値提案とか 固有のプロセスとか

Beklenebilenden daha fazlasını teklif etti.

彼は期待以上のものを提供した。

O, ona çıkma teklif etti.

彼女は彼をデートに誘った。

- Suzy, Tom'un ona çıkma teklif edeceğini umuyor.
- Suzy Tom'un çıkma teklif edeceğini umuyor.

スージーはトムがデートに誘ってくれるだろうと期待している。

Bugün burada, şunu teklif etmek istiyorum:

私は今日ここで

Başka biri var mı teklif veren?

ほかに値をつける人はいませんか。

Yerinde olsam, ona evlenme teklif ederim.

僕が君なら、彼女にプロポーズするところだけれど。

Tom Mary'ye bir sandalye teklif etti.

トムはメアリーに椅子を勧めた。

Ona evlenme teklif etmeye karar verdim.

私は彼女にプロポーズするよう決心した。

O, genç kadına evlenme teklif etti.

彼はその若い婦人に結婚を申し込んだ。

İlgi çekici bir teklif. Üzerinde düşüneceğim.

面白い提案だね。ちょっと考慮しよう。

Politikacıya büyük bir rüşvet teklif etti.

彼はその政治家に多額の賄賂を贈った。

O size evlenme teklif etti mi?

彼はあなたに結婚を申し込んだのですか。

Senin onayınla, işi ona teklif etmek istiyorum.

君が賛成してくれれば喜んで彼にその仕事を提供しよう。

Eski radyomuz için on dolar teklif etti.

彼は私たちの古いラジオを10ドルで買うと言った。

Evi ona 300,000 dolara satmayı teklif ettik.

私たちは彼にその家を30万ドルで売ると申し出た。

Cesaretini topladı ve ona evlenme teklif etti.

彼は思い切って彼女にプロポーズした。

Biz ona güzel bir iş teklif ettik.

私たちは彼によい仕事を提供した。

Eski soba için on dolar teklif ettim.

私は古いストーブに10ドルの値をつけた。

Jim Anne'e birkaç kez çıkma teklif etti.

ジムはアンを何回か招待した。

Tom'un Mary'ye arkadaşlık teklif edecek cesareti yoktu.

トムにはメアリーをデートに誘う勇気がなかった。

Onları ziyaret etmeyi teklif ettim ve kabul ettiler.

実家を訪問してよいか尋ねたら 彼らはイエスと答えてくれました

Genç adam ona evlenme teklif etmeye karar verdi.

若者は彼女にプロポーズをすると決心した。

Gittikçe daha fazla insan yardım etmeyi teklif etti.

ますます多くの人々が援助を申し出た。

New York'a bir haftada kaç sefer teklif edersiniz?

ニューヨーク行きは一週間に何便ありますか。

Nihai teklif önümüzdeki hafta bir ara ilan edilecek.

最終提案は来週中に発表されます。

Bu teklif 15 Ağustos 1999 yılında sona erecek.

この見積りは1999年8月15日まで有効です。

Tom sonunda Mary'ye çıkma teklif etmeye karar verdi.

メアリさんはついにトムさんにデートに誘われました。

İşe yarayıp yaramadıklarını görmek için geniş yelpazede teklif edilen

私は提案される様々な技術の実効性を

Tenzing, bana evinde kalmayı ve iş vermeyi teklif etmişti.

テンジンは私を家に置いて 仕事をくれました

İyi bir maaş teklif eden iyi bir şirkete geçti.

彼は給料の良い会社に変わった。

Onunla bir anlığına yalnız kaldığında, ona çıkma teklif etti.

彼と彼女と2人きりになれたほんの束の間に、デートをしてくれと頼んだ。

Ona elli peni teklif ettim ve o kabul etti.

私が彼に50ペンスを差し出すと、彼はそれを受け取った。

Yerini yaşlı adama teklif etmesi, onun nazik bir davranışıydı.

老人に席を譲るとは彼も礼儀をわきまえている。

Eğer ölürsem lütfen kalbimi ihtiyacı olan birine teklif edin.

万一私が死んだら、私の心臓を必要な人に提供して下さい。

Jane biz dışarıda iken bizim çocuklarımıza bakmayı teklif etti.

ジェインは私たちが留守のとき子供たちの世話をしてくれると申し出た。

Evlilik teklif etmeden önce düğün planlamak arabayı atın önüne koymaktır.

プロポーズもしないうちから、結婚式の計画をするのは、本末転倒だ。

Teklif iyi bir fikir gibi görünmesine rağmen, onlar onu reddetti.

その提案はいい考えのように思われたが、彼らは断った。

O, Bayan Lee'ye evlenme teklif etti ve o kabul etti.

彼がリー嬢に結婚を申し込んだところ、彼女は承諾した。

Çiftliğimi satmaya çalışıyorum, ancak şimdiye kadar herhangi bir teklif almadım.

私は農場を売ろうとしているのだが、今までのところ申し込みは全くない。

Johnny Alice'e evlenme teklif etti ve o da kabul etti.

ジョニーはアリスに結婚を申し込み、彼女は承諾した。

O, bir centilmen gibi kalktı ve koltuğunu ona teklif etti.

紳士らしく彼は立って自分の席を彼女に勧めた。

Biz, mevcut koşullar altında daha fazla fiyat indirimi teklif edemeyiz.

現状では、これ以上の値引きはいたしかねます。

Ben ona biraz para teklif ettim ama o bunu kabul etmedi.

私は彼にお金を差し出したが、彼はどうしてもそれを受け取ろうとはしなかった。

Tom sadece şansını denedi ve Mary'ye çıkma teklif etmek için aradı.

トムはいちかばちかでメアリーをデートに誘う電話をした。

Böyle bir şey yapmaları için para teklif ediliyor, onlar da bu fırsatı değerlendiriyorlar.

高い報酬を提示されたら ひどい行為でもやってしまう

O onun çatısını tamir etmesine yardım etmeyi teklif ettiğinde o çok memnun olmuştu.

彼女が屋根の修理を手伝いましょうかと言った時、彼は大喜びしました。

Ve% 83 indirim ve 3 ay ücretsiz özel teklif için EPICHISTORY promosyon kodunu kullanın!

プロモーションコードEPICHISTORYを使用して83%オフ、3か月間無料の特別オファーをご利用ください。

- Daha makul bir öneri Emmet'in teorisi ile ilgili Leech'in sunduğudur.
- Emmet'in teorisi ile bağlantılı olarak Leech'in sunduğu teklif en makulüdür.

リーチがエメット理論との関連で提供した提案のほうがより妥当なものである。