Translation of "Etti" in Chinese

0.023 sec.

Examples of using "Etti" in a sentence and their chinese translations:

- O, iflas etti.
- O iflas etti.

他破产了。

Tekerleği icat etti.

他發明了輪子。

Şirket iflas etti.

公司破产了。

O vefat etti.

她死了。

O intihar etti.

他自杀了。

Herkes fark etti.

所有人都注意到了。

O istifa etti.

他辞职了。

Odayı terk etti.

他走出了房間。

O pes etti.

他让步了.

Suçunu itiraf etti.

他承認他有罪。

- O çocuklarını terk etti.
- O, çocuklarını terk etti.

她抛弃了她的孩子。

- Onu kim inşa etti?
- Bunu kim inşa etti?

这是谁建的?

- Kendini asarak intihar etti.
- Kendisini asarak intihar etti.

他上吊自殺了。

Geçenlerde evini ziyaret etti.

他前幾天拜訪了她家。

Mektubun beni mutlu etti.

你的來信使我快樂。

Doktor boğazımı muayene etti.

醫生檢查了我的喉嚨。

Doktor hastaları muayene etti.

醫生檢查了病人。

Yeniden ödeyerek saçmalık etti.

这是他的愚蠢付出代价了。

Telefonu kim icat etti?

- 谁发明了电话?
- 電話是誰發明的?

Adam sonunda itiraf etti.

那个男人最终供认了他的罪行。

Popüler şarkıcı intihar etti.

那个流行歌手自杀了。

Çocuk ebeveynlerini mutlu etti.

這個男孩讓他的父母高興。

Çocuk kızla alay etti.

這個男孩取笑了這個女孩。

Gürültü bebeği rahatsız etti.

噪声吓到了婴儿。

O bana ateş etti.

他槍擊了我。

Fiyatlar yükselmeye devam etti.

物价持续上涨。

Kadın adama tahammül etti.

那女士容忍了那男人。

O, kocasıyla alay etti.

她取笑了她的丈夫。

Ondan oturmasını rica etti.

她叫他坐下。

Suçlu olmadığını beyan etti

她声称自己没罪。

Odasını güllerle dekore etti.

她用玫瑰花装饰了她的房间。

O, işi berbat etti.

- 她把工作弄得一團糟。
- 她工作做得亂七八糟。

Telefon numarasını not etti.

他寫下這個電話號碼了。

Karaokeyi kim icat etti?

卡拉 OK 是誰發明的?

Kitabı Londra'dan sipariş etti.

她从伦敦订了这本书。

O yasayı ihlal etti.

他触犯了法律。

Araba hızlanmaya devam etti.

車子繼續加速。

Kızının giyinmesine yardım etti.

她帮她女儿穿好衣服。

Tom onları terk etti.

汤姆抛弃了他们。

Babam evliliğimize itiraz etti.

我的父親反對我們的婚姻。

Hapishanede kocasını ziyaret etti.

她探望了她在監獄裡的丈夫。

Zehir alarak intihar etti.

他服毒自殺了。

O, cinayeti itiraf etti.

他供认了杀人的罪行。

Sizi kim davet etti?

誰邀請了你們?

Zehir içerek intihar etti.

她服毒自杀了。

O suçunu itiraf etti.

他承認他有罪。

O bana hıyanet etti.

他出卖了我。

O çalışmaya devam etti.

- 她繼續工作。
- 她继续工作。

O, planımıza itiraz etti.

他反對我們的計劃。

O görevlerini ihmal etti.

他怠忽職守了。

Not defterine not etti.

他把这记在他的笔记本上。

O konuşmaya devam etti.

他一直說個不停。

O, rakibini nakavt etti.

他把對手擊倒了。

O bana iltifat etti.

他称赞了我。

Şirket toplantıyı iptal etti.

公司取消了会议。

Askerler binayı işgal etti.

士兵们占领了这个建筑。

Meslektaşımızın annesi vefat etti.

我们同事的母亲过世了。

Tom hepimize yardım etti.

湯姆幫了我們。

Tom beni takip etti.

汤姆跟着我。

Onu kim icat etti?

那是谁发明的?

O, arkadaşlarına yardım etti.

她幫助了她的朋友們。

Tom düşünmeden hareket etti.

汤姆不加思索地行动。

O bana yardım etti.

她帮助过我。

Tom korktuğunu itiraf etti.

汤姆承认他感到害怕。

Tom korkusunu itiraf etti.

汤姆承认了他的恐惧。

O, hatalarını kabul etti.

他得知了他的错误。

Tom Boston'u ziyaret etti.

汤姆去过波士顿。

O şiirimle alay etti.

她嘲笑我的詩。

Katil suçunu itiraf etti.

凶手承认了自己的犯罪。

O dün vefat etti.

- 他昨天过世了。
- 他昨天逝世了。
- 他昨天去世了。

O, öğrencilere veda etti.

他向学生们告别了。

Tom soruşturmasına devam etti.

湯姆繼續他的調查。

Tom ülkeyi terk etti.

汤姆出国了。

Johnny Alice'e evlenme teklif etti ve o da kabul etti.

約翰向愛麗絲求婚,而且她接受了。

- Anne Henry'nin önerisini kabul etti.
- Anne Henry'nin teklifini kabul etti.

安妮接受了亨利的求婚。

Çocuk bisikleti çaldığını inkar etti.

那个男孩否认偷了自行车。

Doktor sigarayı bırakmamı tavsiye etti.

醫生勸我戒煙。

Doktor onu yarasını tedavi etti.

醫生把她的傷治好了。

Tom parayı çaldığını inkar etti.

Tom否认偷了钱。

Berber onun saçını tıraş etti.

理髮師為他理了頭髮。

Yemek onun açlığını tatmin etti.

這頓飯讓他充饑解餓了。

Tıp onun hastalığını tedavi etti.

那藥治好了他的病。

O, karı temizlememe yardım etti.

她幫我清除積雪。

Faturayı ödemem konusunda ısrar etti.

她坚持让我付钱。

Onun konuşması izleyiciyi tahrik etti.

她的演说感动了听众。

Onun söylediklerine inanmamamı tavsiye etti.

她劝我别相信她的话。

Karısının dışarıda çalışmasına itiraz etti.

他反对妻子在外工作。

Son anda randevuyu iptal etti.

他到了最后的一刻才取消了约会。

Konferans sırasında şirketimizi temsil etti.

他代表我們公司出席了會議。

Onu ortaya dökmekle tehdit etti.

他威胁要公开。

O, yalan söylediğini itiraf etti.

他承认他撒谎了。

Birçok küçük şirketler iflas etti.

许多小公司倒闭了。

Tüm okul öneriyi kabul etti.

全校學生都贊成了這個建議。

Uzun adam aceleyle terk etti.

高的男人匆匆地走了。

O benim hastalğımı tedavi etti.

我的病给他治好了。

O benim fikrimi kabul etti.

他接受了我的主意。