Translation of "Müzisyen" in Japanese

0.007 sec.

Examples of using "Müzisyen" in a sentence and their japanese translations:

- O müzisyen gibi bir şeydir.
- Müzisyen sayılır.

彼はちょっとした音楽家です。

O, doğuştan müzisyen.

- 彼女は天性の音楽家だ。
- 彼女は生まれながらの音楽家だ。

- Tom bir parça müzisyen.
- Tom müzisyen gibi bir şey.

トムはちょっとした音楽家だ。

Müzisyen, ailesini yoksul bıraktı.

音楽家が死んで遺族は貧困にさらされた。

Ailemdeki ilk müzisyen benim.

私は家族の中で初めての音楽家なのです。

Bir müzisyen olmak isterim.

音楽家になりたいです。

Çocuk ünlü bir müzisyen oldu.

- その少年は成長して有名な音楽家になった。
- 少年は成長し有名なミュージシャンになった。

Müzisyen sahnede keman çalmaya başladı.

その音楽家は舞台でバイオリンをひき始めた。

Müzisyen davulunu yüksek sesle çaldı.

その演奏者はドラムを強くたたいた。

Büyüyüp ünlü bir müzisyen oldu.

彼女は成長して有名な音楽家になった。

Büyük bir müzisyen olduğunu kanıtladı.

彼女は偉大な音楽家であることがわかった。

Bir müzisyen olarak kendini kanıtladı.

彼は音楽家として身を立てた。

Yaşamdaki amacı bir müzisyen olmaktı.

彼の人生の目的は音楽家になることだった。

Müzisyen olan üç oğlu var.

彼には音楽家になった3人の息子がいる。

O büyük bir müzisyen oldu.

彼は偉大な音楽家になった。

O bir müzisyen gibi görünüyor.

彼は音楽家のようだ。

En sevdiğiniz Kanadalı müzisyen kim?

お気に入りのカナダのミュージシャンは誰ですか?

Bir müzisyen seslerdeki küçük farkları anlayabilir.

音楽家は音の小さな違いが分かる。

Mozart bir müzisyen olmak için getirildi.

モーツァルトは、音楽家になるように育てられた。

On iki müzisyen bir topluluk oluşturdu.

12人の音楽家たちが協会を構成しています。

Onun müzisyen olan üç oğlu vardır.

彼には息子が3人あって、みな音楽家になった。

Onun ünlü bir müzisyen olduğunu biliyorum.

私は彼が有名な音楽家であることを知っている。

Yıllar sonra iyi bir müzisyen oldu.

彼は成長して後年有名な音楽家になった。

Onun gençken bir müzisyen olduğunu söylüyorlar.

彼は若い頃音楽家だったといううわさだ。

Maalesef ben büyük bir müzisyen değilim.

私は別にたいした音楽家ではないです。

O, bir müzisyen olmakla gurur duyuyor.

彼はミュージシャンであることを誇りにしている。

Bu orkestranın şefi iyi bir müzisyen.

このオーケストラの指揮者は優れた音楽家です。

Müzisyen olarak ilk kez sahneye çıktı.

彼女は音楽家として初めて世に出た。

Eğer tekrar yaşasam bir müzisyen olmak isterim.

もう1度人生をやり直すとすれば音楽家になりたい。

Müzisyen Japonya'nın yanı sıra yurtdışında da ünlüdür.

その音楽家は、日本だけでなく外国でも有名だ。

Ben onu bir müzisyen olarak çok düşünmüyorum.

彼は大したミュージシャンではないと思う。

Bazıları onun, gençliğinde bir müzisyen olduğunu söylüyor.

彼は若い時は音楽家だったという噂です。

Hiçbir müzisyen o müziği cenaze töreninde çalmayı düşünmezdi.

どんな音楽家も葬式にその音楽を演奏しようと思わなかったであろうに。

Bir işadamı olmasının yanında, o bir müzisyen de.

彼は実業家であるばかりでなく、音楽家でもある。

Müzisyen kafasını salladı ve küçük piyanosunu bir kenara itti.

音楽家は頭を振って小さなピアノを押して行ってしまいました。

Bu müzisyen hem Japonya'da hem de Amerika 'da çok övüldü.

その音楽家は日本とアメリカで高い評価を受けた。

Müzisyen hem Japonya hem de Amerika Birleşik Devletleri'nde büyük ilgi görüyor.

その音楽家は日本とアメリカの両方で人気が高い。

Onun görüşüne göre, o şu ana kadar gördüğü en iyi müzisyen.

彼女の意見では、今まで見た中で彼が最高のミュージシャンです。