Translation of "Oldu" in Korean

0.012 sec.

Examples of using "Oldu" in a sentence and their korean translations:

Oldu mu?

이해하셨어요?

İşte oldu.

역시 그렇죠.

...başarılı oldu.

‎무사히 해냈습니다

Hayvanlar mümkün oldu.

동물들이 탄생하게 되지요.

Fırsatına sahip oldu.

가게마다 들렀습니다.

Ama burada oldu.

하지만 바로 이곳에서 이루어냈죠.

Bu hayalim gerçek oldu.

꿈이 이루어졌습니다.

Bu durum hepimize oldu.

우리 모두에게 일어나는 일입니다.

Peki bu nasıl oldu?

그렇다면 어떻게 된 일일까요?

Küçük mağara temizlenmiş oldu

이 작은 굴은 이제 정리됐고

Sonuç ne mi oldu?

그리고 결과적으로

Konuşmada bir sessizlik oldu.

한참을 침묵하다

Bu nasıl oldu bilmiyorum.

어떻게 그렇게 됐는지도 모르겠어요.

Orada gerçek oldu bile.

중국에서는 현실이 되었기 때문입니다.

Büyük bir uydumuz oldu

우리는 매우 큰 위성을 가지게 됐고

Bu hep böyle oldu.

항상 그랬습니다.

Ancak bir şey oldu,

그런데 어떤 일이 생겼고

Tahmin edin ne oldu?

하지만, 어땠을까요?

Ve işte, yok oldu, gitti.

그러면 사라지게 됩니다. 없어졌죠.

Orada da bir şeyler oldu.

그런데 거기서도 상황이 달랐습니다.

Sonra inanılmaz bir şey oldu.

그런데 놀라운 일이 벌어졌습니다.

Ama bunu bulmamız iyi oldu.

우리한텐 잘된 일이죠

Pekâlâ. Bu gayet iyi oldu.

자, 아주 성공적입니다

Bir balık avlama deliğimiz oldu!

낚시 구멍이 생겼습니다

Bir balık avlama deliğimiz oldu.

낚시 구멍이 생겼습니다

Ellerim şimdiden... Buz gibi oldu.

벌써 제 손이... 얼음장 같습니다

Ama tahmin edin ne oldu?

하지만

Sonra birdenbire bir Zach'imiz oldu.

그리고 우리는 갑자기 자크를 갖게 됐어요

Ve üç grup faturamız oldu.

그 이후에 3개의 청구서를 받았어요.

Yavaş bir dönme hızı oldu.

천천히 자전하게 되었죠.

Nasıl buraya vardık? Ne oldu?

어떻게 이렇게 되었을까요? 무슨 일이 일어난 걸까요?

Bu tüm proje özgün oldu--

이 연구는 너무나 독특해졌고

Ve gerçek bir şampiyon oldu.

그리고 진정한 챔피언이 되었죠.

Ve işte bakın ne oldu.

자, 이걸 보세요, 무슨 일이 일어났는지.

Kertenkeleler ve kaplumbağalar araştırma konumuz oldu.

도마뱀과 거북이의 해부학 구조를 살펴보았습니다.

Kalp, duygusal hayatlarımızın bir sembolü oldu.

심장은 우리의 정서적 삶의 상징이었습니다.

Ama Hindistan'a vardığımda bir şeyler oldu.

그런데 인도에 도착했을 때 다른 상황이 펼쳐졌습니다.

Cecile emekli oldu ancak Kongo mültecilerini

그녀는 은퇴했지만 최근 삶의 새 목적을 찾았는데요,

Bu iyi bir buluş oldu. Tamam.

잘 찾았습니다 좋아요

Fakat bizim durumumuzda, bu gerçekten oldu.

그러던 어느날, 저희는 마침내 한 번의 결실을 얻었습니다.

Iş için, topluluk toplantıları vs. oldu,

상업목적으로, 파티장소 등등 다목적 장소가 됐습니다.

Düşünme şeklimizi değiştirecek bir şey oldu.

지도에 대한 관점을 바꿀 일이 생겨났습니다.

Memleketim ile ilgili durumda bu şekilde oldu.

제 고향 프리타운에서 그랬죠.

Gary ile benim aramdaki söyleşi viral oldu.

게리와 저의 생중계 통화가 온라인상에 퍼졌고

Pam: Seni bu kadar üzen ne oldu?

팸: 무슨 일 때문에 그렇게 속상하세요?

Ama rotamızdan şaşmak zaman kaybetmemize neden oldu.

하지만 우회하느라 귀중한 시간을 허비했군요

Ama rotamızı değiştirmek zaman kaybetmemize neden oldu.

하지만 우회하느라 귀중한 시간을 허비했군요

Bir balık avlama deliğimiz oldu. Şuna bakın!

낚시 구멍이 생겼습니다 이것 보세요!

İşte! Bakın, işte oldu! Alevi boğmamaya çalışın.

됐다! 불이 붙었어요! 불을 끄지 않게 조심하면서

Bu iyi bir buluş oldu. Tamam. Güzel.

잘 찾았습니다 좋아요

Sanki biri iğne sokmuş gibi oldu... Tak!

꼭 누가 못을 박은 것 같아요!

Oradayken, Onagawa nükleer santralinden de haberim oldu.

제가 거기 있었을 때, 오나가와 핵발전소에 대해 알게 됐죠.

Ve bu en zorlu tırmanışın sonu oldu.

결국 그 동작을 통해 가장 어려웠던 등반을 마무리 할 수 있었습니다.

Kurnazlığıyla köpek balığını tamamıyla alt etmiş oldu.

‎두뇌 싸움에서 ‎상어가 완전히 밀린 거예요

Açlıktan dünyanın en müreffeh ülkelerinden biri oldu.

기아에 허덕이는 나라에서 세계 최고 수준의 성공한 나라가 됐지.

Bu da Maduro'nun iktidarda kalmasına yardımcı oldu.

마두로의 권력 유지에 도움이 되었습니다

Harika bir deneyimdi ama dört yıl oldu.

그것도 굉장히 좋은 경험이었는데, 4년 전이었죠.

Bir tür kafamda ışıklar söndü gibi oldu.

그때 마치 머리에 전구가 켜진 듯이

Bu, başkanın göreve başlama töreninin ertesi günü oldu.

그 날은 대통령 취임식 다음 날이었습니다.

Ona binmeden önce bunu öğrenmemiz daha iyi oldu.

우리가 타기 전에 확인하길 잘했어요

Üç saat oldu  ve hiçbir şey bunu tetiklememiş.

3시간이 지났는데 아무것도 안 걸렸네요

Üç saat oldu ve hiçbir şey bunu tetiklememiş.

3시간이 지났는데 아무것도 안 걸렸네요

Chobani’nin en önemli yanı benim için şu oldu:

초바니에서 가장 마음에 드는 건요.

Ama yine de 7 yıl hapse mahkum oldu.

그러나 그는 7년이나 감옥에 수감되어 있었습니다.

Bu önemli soru hayatım boyunca işimin merkezi oldu.

이 중요한 질문이 제 인생의 목표 한 가운데에 있습니다.

Ve kendi döneminin tartışmasız en iyi kemancısı oldu.

그의 세대에 가장 위대한 바이올리니스트가 되었습니다.

Bu sebepten ötürü Marie Walewska Napolyon'un metresi oldu.

마리아 발레프스카는 이러한 목적을 이루기 위해 나폴레옹의 정부가 되었다.

Magdeburg'da kuşatılmış 25.000 Prusyalı Mareşal Ney'e teslim oldu

마그데부르크에서도 포위된 25,000명의 프로이센군이 네 원수에게 항복했다.

oldu. Ve hepsi yönetime şiddetle geldiler, önceki diktatörü

3명의 독재자가 나왔는데, 이전 정권을 축출하는 폭력적인 방법으로 다들 새 정권을 세웠지.

Ülkede birden, Sünni ve Şii gruplar peyda oldu.

수니와 시아파 군대는 갑자기 전국에서 튀어나왔다.

Atatürk'e dönüp ülkemize neler oldu ya diyen Türkler.

하나는 아타튀르크를 되돌아보고 터키에 무슨 일이 일어나고 있는지 보는 터키인들

Yatağım ve 7 gün 24 saat yaşadığım yer oldu.

제가 누울 곳이자, 항시 있는 곳이 되었습니다.

Beni en çok etkileyen ise insanların davranışlarını görmek oldu.

그런데 전 오히려 일하는 사람들의 반응이 충격적이었어요.

Ki bu da daha çok risk almalarına engel oldu.

더 큰 위험을 감수하지 않게 했죠.

Birleşik Devletler genelindeki insanların üçte ikisinin cevabı "Hayır" oldu.

미국인 전체의 2/3 정도가 "전혀 안 하죠," 라고 말하고,

Ayrıca daha iyi olmadan daha kötüye gidebileceğim dönemler oldu.

나아지기 전에 더 나빠질 것만 같은 시간들도 있었습니다.

Savaş zamanı bu araştırma o kadar başarılı oldu ki

이 전쟁 시기의 연구는 너무나 성공한 나머지

Tayvan, eşcinsel evliliği resmi kılan ilk Asya ülkesi oldu.

대만이 동성결혼을 합법화한 최초의 아시아 국가가 됩니다

Tasarım ve sunum bizim için daha az önemli oldu.

프레젠테이션에 더 쓰이게 됐습니다.

Ve dünyanın dört bir yanındaki birçok milletle iyi ilişkilerimiz oldu.

세계 여러 국가들과도 사이가 좋았죠.

İlk yaptığım iş eski 55 çalışandan dördünü işe almak oldu.

일단 원래 있던 55명의 노동자 중 4명을 일터로 복귀시켰어요.

Ama ne zamandan beri eğitim iş sahibi olmaktan ibaret oldu?

그런데 언제부터 교육의 목적이 취업이 되버린 걸까요?

Bu toplantılar boyunca özel bir tema sürekli mevzu bahis oldu.

이 만남들에선 계속 같은 주제가 떠올랐죠.

Bu veri, bilim insanları için çok ama çok önemli oldu,

그 연구결과는 6,000개 이상의 학술 논문과 책을 생산해 낼 정도로

Venedik, Doğu Akdeniz ticaretinde ve denizinde en güçlü devlet oldu.

베네치아는 동부 지중해에서 상업적으로나 군사적으로나 강력한 세력으로 부상했다.

Vazgeçmiştim, kıyıya dönüyordum. Bir şey, biraz sola dönmeme sebep oldu.

‎포기하는 심정으로 ‎해변으로 올라왔죠 ‎뭔가 신경이 쓰여서 ‎왼쪽으로 살짝 틀었는데

Kendini küçücük bir çatlaktan sokabiliyor. Yengeç onu hisseder gibi oldu

‎문어는 작은 틈새에도 ‎몸을 욱여넣습니다 ‎게는 문어의 존재를 알아차리고

Avengers: Endgame, bütün zamanların en yüksek hasılatını yapan film oldu.

어벤져스: 엔드 게임이 공식적으로 역대 최고 흥행 영화가 되었습니다

İran İslam Devrimi, Suudi rejiminde büyük bir tedirginliğe neden oldu.

사우디 아라비아의 정부는 이란 혁명에 겁에 질렸습니다.

2002 seçimlerinde ezici bir zafer kazandı ve Türkiye Başbakanı oldu.

2002년 총선에서 압승을 거두고 터키 총리가 됐습니다

Daha önce acımasız bir Cumhurbaşkanı değildi. Bundan sonra acımasız oldu.

이전에 에르도안은 잔인한 통치자가 아니었습니다 이 후로 잔인한 사람이 되었죠

1. Dünya Savaşı ABD'nin etkisinin ne kadar arttığını göstermiş oldu.

제1차 세계대전은 미국의 영향력이 얼마나 커졌는지를 보여주었습니다

'Evet, pazartesi gününü kötü geçirmek istiyorum' diye cevap veren oldu mu?

"네, 월요일에 나쁜 하루를 보내고 싶습니다."

Bildiğimiz üzere, 11 Eylül çok fazla şok ve acıya neden oldu.

모두가 알고 있듯이, 9/11은 충격과 슬픔을 안겨주었죠.

Bu mağarayı sığınak olarak seçmeniz çok iyi oldu. Orman geceleri daha da canlanıyor.

이 동굴을 피난처로 삼길 잘하셨습니다 정글은 밤에 더욱 살아납니다

İyi bir buluş oldu. Aferin size. Bakın, burada biraz ışık var, gördünüz mü?

잘 찾았습니다, 잘하셨어요 저 앞에 빛이 있어요, 보이세요?

Başvurulara herkesin saldırması ile birlikte bu fazladan adım çok büyük gecikmelere neden oldu.

이 추가적 단계와 결합된 절차상의 복잡함이 심각한 지연으로 나타났습니다.

Onun olduğunu keşfetmek kötü bir sürpriz oldu Bohemya Ordusu'nun tüm gücüyle karşı karşıya kaldı:

하지만 그가 보헤미아 군대의 전력과 마주했다는 걸 알았을 때, 그는 경악했다.