Translation of "şeydir" in Japanese

0.006 sec.

Examples of using "şeydir" in a sentence and their japanese translations:

Öğrenmek bir şeydir, öğretmek başka bir şeydir.

知っていることと教えることはまったく別だ。

Para her şeydir.

- 万事が金の世の中。
- 地獄の沙汰も金次第。
- お金が全てなんだよ。

- Aşk önemli bir şeydir.
- Aşk mühim bir şeydir.

愛は重要な物です。

- Bu, tempura dediğimiz şeydir.
- Bu, tempura denilen şeydir.

これがいわゆる「天ぷら」というものです。

Bu garip bir şeydir.

これは奇妙な物体です

O, kaçınılmaz bir şeydir.

必至です。

Güvenlik en önemli şeydir.

安全が最も重要な事である。

O, ünlü bir şeydir.

彼はちょっとした有名人です。

Yüzme hoşlandığım bir şeydir.

水泳が私の楽しみの1つです。

Zaman en değerli şeydir.

時間は一番大切だ。

Komedi seni güldüren şeydir.

コメディは人を笑わせるものである。

Sağlık en önemli şeydir.

健康が一番です。

Sağlık en değerli şeydir.

健康が最も貴重なものである。

Bu benim istediğim şeydir.

- これこそ私の欲しいものです。
- これが私の欲しいものです。
- これ、私が欲しいやつなんだ。

- Anne sevgisi en muhteşem şeydir.
- Anne sevgisi en harika şeydir.

母の愛はもっとも偉大である。

İş bana göre her şeydir.

わたしには仕事が一番です。

O, kitap kurdu denilen şeydir.

彼はいわゆる本の虫だ。

Telefon, onsuz yapamayacağın bir şeydir.

電話はなしでは済まされないものだ。

Soyut sanat hissedilecek bir şeydir.

抽象芸術は感じるものだ。

İş benim için her şeydir.

わたしには仕事が一番です。

Bu, Dünyadaki en iyi şeydir.

これは天下一品だ。

O onun için her şeydir.

彼にとって彼女は全てです。

Çocukları övmek önemli bir şeydir.

子供を誉めることは大事なことだ。

Sıfır birden önce gelen şeydir.

一の前はゼロです。

Oda küçükten başka her şeydir.

この部屋は決して狭くない。

Birazcık öğrenme tehlikeli bir şeydir.

少しばかりの学問は危険なもの。

üniversiteler, müzeler yapmak iyi bir şeydir.

大学や美術館を建てるのは良いことです

Hayat gerçekten de iyi bir şeydir.

人生とは実にいいものだ。

Söylemek ve yapmak iki farklı şeydir.

- 言うことと行うことは別である。
- 言うこととすることとは別問題だ。

Umut insanın kaçması gereken son şeydir.

希望は人間の最後の避難場所である。

İyiliği olmayan güzelliğin değeri hiçbir şeydir.

顔がきれいでも、心が醜ければ価値はない。

Hemen polisi aramak önemli bir şeydir.

大事なことはすぐ警察を呼ぶことです。

O, oldukça sık olan bir şeydir.

それはよくあることだよ。

Bu söylemek zorunda olduğum her şeydir.

私の言い分はこれだけだ。

Bir telefon onsuz yapamayacağın bir şeydir.

電話はなしでは済まされないものだ。

Para onun istediği en son şeydir.

金なら彼はぜんぜん欲しがらない。

Yorgun olduğunuzda, uyku en iyi şeydir.

疲れてるときは寝るのが一番だよ。

İp atlamak, kızımın en sevdiği şeydir.

うちの娘は縄跳びが大好きです。

Bir kişinin hayatı geçici bir şeydir.

人の人生は、はかないものだ。

O hâlde, mekânsal adalet nasıl bir şeydir ?

では「空間の公正さ」とは 具体的には?

Öğrenmek bir şey sağduyu başka bir şeydir.

学識と常識は別物だ。

Sağlıklı bir merak, aslında güzel bir şeydir.

- 好奇心がお旺盛なのは大変に結構なことである。
- 好奇心が旺盛なのは大変に結構なことである。

Bir sürü kitap okumak iyi bir şeydir.

沢山の本を読む事は良いことである。

- O müzisyen gibi bir şeydir.
- Müzisyen sayılır.

彼はちょっとした音楽家です。

Bu onun çocukluğundan beri yaptığı bir şeydir.

これは彼女が子供の頃からやって来たことだったのだ。

Bu senin için yapabileceğim en son şeydir.

これは私がしてあがられる最後のことですよ。

Anlam, her şey soyup çıkarıldığında geriye kalan şeydir."

全てを剥ぎ取り 残ったものの中に意義があるのです」

Bir maymun için ağaca tırmanmak kolay bir şeydir.

猿が木に登るのは簡単だ。

Şairin dediği gibi, biraz öğrenme tehlikeli bir şeydir.

その詩人が言っているように生兵法は大けがのもとだ。

Öğrenmek bir şey, öğretmek tamamen bir başka şeydir.

知っていることと教えることは別物だ。

Japon kültürü hakkında bilgili olmak iyi bir şeydir.

日本文化に造詣深いことはいいことです。

Yaşlı insanlara karşı kibar olmak iyi bir şeydir.

お年寄りにやさしくすることはよいことだ。

Söz vermek bir şeydir, ve diğeri yerine getirmektir.

- 約束するのと実行するのとは別のことだ。
- 約束することと実行することは別のことだ。

Ve bu da tam olarak bilimin bize öğrettiği şeydir.

科学はまさにそのことを 教えてくれているんです

- O, yürüyen sözlük dediğimiz şeydir.
- Ona yürüyen sözlük denilir.

彼こそいわゆる生きる辞書だ。

Bir şeyi sadece isteksizce yapmak yapabileceğin en kötü şeydir.

中途半端が一番悪いわよ!!

Rüşvet güç örgütleri ile birlikte ortaya çıkan bir şeydir.

賄賂は、権力機構の成立に付随して出現する。

O filmi izlemek Hindistan'a yolculuk yapmak gibi bir şeydir.

あの映画を見ると何かしらインドへ行ったような気がします。

Hayat siz başka planlar yapmakla meşgulken başınıza gelen şeydir.

人生とは、他の予定を立てることに忙しくしている時に起こる現象のことだ。

Onu öpmek bir şey, ve sevmek başka bir şeydir.

彼女にキスをすることと彼女を愛してることとは別のことだ。

Ne de olsa kadın olmak da onun bildiği tek şeydir.

女性として生きる人生が 彼女が知っている全てだから

Bir pasaport, yabancı bir ülkeye giderken, onsuz gidemeyeceğin bir şeydir.

パスポートは外国に行ったときなしではすまされないものだ。

Bu, bazı ülkelerde bir hediye ve diğerlerinde rüşvet denilen şeydir.

これはある国ではいわゆる「贈り物」で、他の国では「贈賄」である。

Bir sigara içenle öpüşmek bir kül tablasını yalamak gibi bir şeydir.

煙草を吸う人とキスをするのは灰皿を舐めるようなものだ。

Bu tür müzik, daha yaşlı insanların anlamakta zorluk çektiği bir şeydir.

この種の音楽は年輩の人たちが理解するのに苦労するものだ。

- Ben ikiyüzlülükten nefret ederim.
- İkiyüzlülükten nefret ederim.
- İkiyüzlülük benim nefret ettiğim şeydir.

偽善は嫌いだ。

Zaman çok değerli bir şeydir, bu yüzden onu en iyi şekilde kullanmamız gerekir.

時間は貴重なものであるから、できるだけ活用すべきである。

- O, tam olarak benim istediğimdir.
- O tam olarak benim istediğim şeydir.
- İstediğim tam olarak budur.

- 丁度欲しかった物です。
- それね、ちょうど欲しかったの。

Ben kumar için biçilmiş kaftan değilim. Belki sadece şanssızım fakat maaşım için çalışmak daha emin bir şeydir.

私は、ギャンブルには向いてないと思う。そういう運がないというか、働いて稼いだ方が確実だし。