Translation of "Yoksul" in Japanese

0.005 sec.

Examples of using "Yoksul" in a sentence and their japanese translations:

Tony yoksul hissetmedi.

トニーは貧乏だとは思いませんでした。

Yoksul olmaktan utanma.

貧乏であることを恥じるな。

Sonra yoksul kısma iniyoruz

より貧しい層へと 進んでいくと

Müzisyen, ailesini yoksul bıraktı.

音楽家が死んで遺族は貧困にさらされた。

Yoksul insanlara tepeden bakma.

貧しい人を軽蔑してはならない。

yoksul bir çocukla uğraşıp durmam

貧しい子どもをいじめていたことや

O yoksul olduğu gibi cömerttir.

金はないが気前はよい。

Yoksul insanlar zalim diktatörün insafındaydı.

そのかわいそうな人々は残忍な独裁者のなすがままだった。

Ama yoksul insanlar konserlere gitmediler.

しかし、貧しい人々はコンサートに行きませんでした。

O, yoksul olduğu için mutludur.

- 貧乏だけれど彼は幸福だ。
- 彼は貧しいけれども幸福だ。

Meksika'da birçok yoksul mahalle vardır.

メキシコには貧民窟が多いあります。

Evini bir görsen, yoksul olduğunu anlarsın.

彼の家を見ると彼が貧乏であることがわかる。

Onun gençken çok yoksul olduğu söyleniyor.

彼は若い時とても貧しかったといっている。

O, hayatının çoğunu yoksul insanlara bakarak geçirdi.

彼女は人生のほとんどを貧しい人々の世話をするために費やした。

Aslında, yoksul, hak sahibi olmayan, soylu olmayan demek

つまり基本的に 貧しく 権利を奪われた非貴族階級は

Bunların merkezindeki yoksul halk, bu etkiye maruz kaldı.

スラム街のコミュニティが この大打撃の矢面に立たされたのでした

O yoksul aile her ay kıt kanaat geçiniyor.

その貧しい一家は毎月その日暮らしで生活している。

- O fakir ama mutlu.
- O, yoksul ama mutlu.

彼女は貧しいけれど幸福です。

Ailesi yoksuldu ve yoksul insanlar genellikle müzik duymadı.

彼の家は貧しく、貧しい人々はあまり音楽を聞かなかったのです。

Zengin ve yoksul arasındaki uçurum daha da genişliyor.

裕福な人々と貧しい人々との格差はますます広がっている。

Yoksul ve eşcinsel çocuklar zorbalığa daha çok maruz kalıyor,

貧しい子どもやゲイの子どもは よくいじめられます

Genç doktor kendini yoksul ve hastalara yardım etmeye adadı.

その若い医師は貧しい人々や病人を助けることに専念した。

- Ben kötü bir marangoz değilim.
- Ben yoksul bir marangozum.

私は大工仕事が下手です。

Büyük ihtimalle Chicago'nun aynı yoksul Güney ve Batı Yakası'ndan geliyorlardı.

シカゴのサウスサイドやウェストサイドの 貧困地区出身者が大半のようでした