Translation of "Kural" in Japanese

0.008 sec.

Examples of using "Kural" in a sentence and their japanese translations:

Kural dört:

4つめの原則

Kural tamamen serttir.

その規則は絶対変更できない。

Genel kural bu.

それが原則だと、私は思いますね

İstisnasız kural yoktur.

- 例外のない規則はありません。
- 例外のない規則はない。

Kural bu duruma uygulanamaz.

その規則は彼の場合には当てはまらない。

Kural yeniden gözden geçirilmelidir.

その規則は修正されるべきだ。

Kural bu durumda geçerlidir.

その規則はこの場合に当てはまる。

Bu kural geçerli değildir.

この規則は当てはまらない。

Bu kural sana uygulanamaz.

この規則は貴方には当てはめることはできない。

Kural olarak o erken kalkar.

概して彼女は早起きだ。

Her kural için istisnalar vardır.

- 例外のないルールはない。
- どんな規則にも例外はある。
- どの規則にも例外がある。
- すべての規則には例外がある。

Kural bizim durumumuzda geçerli değildir.

その規則は我々の場合には当てはまりません。

Kural bu durumda geçerli değil.

その規制はこのケースには適用されない。

Kural olarak ben kahve içmem.

普段私はコーヒーを飲みません。

Bu kural her durumda uygulanamaz.

この法則はすべての場合に適用されるとは限らない。

Bu kural her şartta geçerlidir.

- この規則は全ての場合に当てはまる。
- この規則はどの場合にも当てはまる。
- この規則はどの場合でも当てはまる。
- この規則はすべてのケースに適応する。
- この規則はあらゆる場合に当てはまる。
- このルールはすべての場合に当てはまる。

O duruma bu kural uygulanamaz.

この規則はその場合には適用できない。

Yeni ekonomi, yalnızca beş kural öneriyor.

新しい経済学は 5つの原則を提案します

Yeni seçim kural ve yöntemleri kullanabiliriz,

選挙の新しいルールや手法を駆使して

Dokuzdan sonra televizyon izlememeyi kural edindim.

九時以降はテレビを見ないことにしている。

Bu kural acil durumlarda geçerli değildir.

緊急の場合はこの限りではありません。

Kural olarak, sigara içmeye izin vermiyoruz.

通例、喫煙は許可していません。

Bu kural sizin için de geçerlidir.

この規則はあなたにも当てはまる。

Her sabah koşmayı bir kural yaparım.

- 私は毎朝走ることにしている。
- 私は毎朝ジョギングすることにしています。

Her sabah yürümeyi kural haline getirdim.

私は毎朝散歩することにしている。

Bu kural yalnızca yabancılar için uygulanır.

この規則は外国人にのみ適用されます。

Bu kural birinci sınıf öğrencilerine uygulanmaz.

この規則は1年生には当てはまらない。

Bu kural her durumda geçerli değildir

このルールは全ての場面にはあてはまらない。

Bu kural her durumda geçerli değildir.

このきまりは、全ての場合に当てはまるわけではない。

- O her sabah yürümeyi kural olarak benimsemiştir.
- O, her sabah bir yürüyüşü kural olarak benimsemiştir.

- 彼は毎日散歩することにしている。
- 彼は毎朝散歩する事にしている。
- 彼は毎朝散歩するのを習慣にしている。

Güzel bir kural aslında, ortamdaki uyumu korur

それで協調が保たれたり そのような話をしない意図がある場所では

Fark etmez, kural ne olursa olsun aynı.

基本は同じです

Yemeklerden sonra dişlerimi fırçalamayı kural haline getirdim.

食事の後はかならず歯を磨くことのしている。

Her sabah koşuya gitmeyi kural haline getiririm.

毎朝必ずジョギングをすることにしているんだ。

Ben erken kalkmayı bir kural haline getirdim.

私は早く起きることにしている。

Paul randevulara geç kalmamayı kural haline getiriyor.

ポールは約束の時間に遅れないようにしている。

Kural olarak işçi günde sekiz saat çalışır.

- 労働者は一般に1日に8時間働く。
- 労働者は、概して1日に8時間働く。

Kural olarak, günde üç öğün yemeğimiz var.

私達は通例、1日に3回食事をする。

Saat altıda kalkmayı bir kural olarak yaparım.

- 私は六時に起きることにしている。
- 私は六時におきるのを習慣にしている。
- 私は6時に起きることにしている。

Şu an başka yeni kural eklemek gerek.

今や別の規則を加える必要がある。

Ken erken kalkmayı bir kural olarak benimsiyor.

- ケンは早起きを習慣としている。
- ケンは早起きをするようにしている。

Kural olarak, saat sekizden önce okula giderim.

たいてい私は8時前に学校へ行くよ。

Daha fazla kural mı? Daha fazla sistem mi?

規則の話なのか 体制の話なのか

Bir kural olarak, ikizlerin ortak çok şeyi var.

概して双子には似た所が多い。

Kural olarak, Japon halkı yabancı dillerde iyi değil.

- 概して、日本の人々は外国語が不得意だ。
- 概して、日本の人々は外国語が苦手だ。

Paul randevusuna geç kalmamayı bir kural olarak benimsiyor.

ポールは約束の時間に遅れないようにしている。

Aynı kural bir yolculuğa çıkmak için de geçerlidir.

旅行に出かけるときにも同じ規則が当てはまる。

Babam her sabah yürümeyi bir kural haline getirdi

父は毎朝、散歩することにしている。

O bir kural olarak yaklaşık altıda eve gelir.

彼女はたいてい六時頃に家に帰ってくる。

O her sabah altıda kalkmayı kural haline getirmektedir.

彼女は6時に起きることにしている。

O her sabah altıda kalkmayı kural olarak benimsemiştir.

彼は毎朝6時に起きることにしている。

O, her sabah altıda kalkmayı kural olarak benimsemiştir.

彼は毎日、6時に起きることにしている。

Yatmaya gitmeden önce kitap okumayı kural haline getiririm.

私は寝る前に本を読む事にしている。

Kural olarak, geç kalkarım, ama bu sabah farklıydı.

私はいつも起きるのが遅いのだが、今朝は違っていた。

Yatakta sigara içmeyi yasaklayan çok sıkı bir kural var.

ベッドでの煙草を禁ずる厳しい規則がある。

Bay Smith, her sabah yürüyüşü bir kural haline getirdi.

スミスさんは毎朝散歩をすることにしている。

O başkaları hakkında asla kötü konuşmamayı kural haline getirmektedir.

彼は決して他人の悪口を言わないようにしている。

Yatmaya gitmeden önce dişlerimi fırçalamayı bir kural haline getiriyorum.

私は寝る前に歯をみがくことにしている。

Babam kışın bile saat altıda kalkmayı kural haline getirir.

父は冬でも6時に起きることにしている。

Her gün üç saat İngilizce çalışmayı kural haline getiriyorum.

毎日三時間英語を勉強することにしている。

Bay Smith her sabah yürümeyi bir kural olarak benimsiyor.

スミスさんは毎朝散歩をすることにしている。

Randevular için asla geç kalmamayı bir kural haline getiriyorum.

私は約束には決して遅れないことにしている。

Büyükbabam kahvaltıdan önce yürüyüşe çıkmayı bir kural haline getirdi.

私の祖父は朝食前に散歩するのを常としていた。

Bıçak ve çatal kullanımı ile ilgili olarak bir kural vardır.

ナイフとフォークの使い方には決まりがある。

Bir kural olarak, o, sabahleyin yaklaşık 80:30'da ofise varır.

彼は概して8時半頃会社に着く。

Genel bir kural olarak, eleştirmek kolaydır ama alternatif öneri üretmek zordur.

批判するだけなら概して簡単だろうが代替案を捻出するのは難しい。

O, her gün bahçede iki saat çalışmayı bir kural haline getiriyor.

彼は毎日庭で二時間仕事をすることになっている。

Biz HTML'nin, temel bir kural olarak, açık ve kapalı etiketlerle işaretlenmiş elementler olduğunu açıkladık.

htmlは、基本的ルールとして開始タグと終了タグでマークアップして要素とすると説明しました。