Translation of "Durumda" in Japanese

0.008 sec.

Examples of using "Durumda" in a sentence and their japanese translations:

- Bu durumda yanılıyorsunuz.
- Bu durumda, sen yanılıyorsun.

- この場面は君が良くない。
- この場合は君が悪い。

Bir durumda bulunduysanız

誰かに何かを教えようとして

Annen kritik durumda.

君のお母さんは危篤だ。

Hasta kritik durumda.

その患者は重態だ。

O iyi durumda.

彼は暮し向きが良い。

Oda kusursuz durumda.

部屋はきちんと整っている。

Onlar iyi durumda.

彼らは暮らし向きがいい。

Arabam kötü durumda.

- 車の調子が悪いのよ。
- 俺の車、調子が悪いんだ。

Evet, iyi durumda değilim.

困ったことになった

Bu, birçok durumda yaşanmış:

掲載されていました

Birçok durumda oy verensiniz.

多くの場合 投票権があります

Böyle bir durumda bile,

4回とも裏が出たと

Hiçbir durumda görevini bırakmayacaksın.

どんなことがあっても持ち場を離れてはならない。

Bu durumda, fikrimi değiştireceğim.

それなら話は別だよ。

Yasa bu durumda uygulanmaz.

その法律はこの件には当てはまらない。

Bu durumda, polis çağırın.

その場合には警察を呼びなさい。

Kural bu durumda geçerlidir.

その規則はこの場合に当てはまる。

Mallar iyi durumda geldi.

品物は良好な状態で到着した。

O gerçekten iyi durumda.

彼は本当に調子がいい。

Diş etleriniz kötü durumda.

歯茎の状態が悪いです。

Bu birçok durumda doğrudur.

これは多くの場合に当てはまる。

Bu durumda ne yapmalılar?

- このような状況の中で、医者はどうすべきなのでしょうか。
- この状況で、彼らはどうすればいいですか?

Cevap verecek durumda değilim.

お答えできる立場にありません。

ABD ekonomisi iyi durumda.

アメリカ経済は順調ですよ。

Şaka yapacak durumda değilim.

私は冗談など言う気がしない。

Bu durumda ne yapardın?

こんな状況に立たされたら、あなたはどうしますか?

Tom iyi durumda mı?

トムは機嫌がいいかな?

Bu durumda Tetris faydalı olabilir.

そこで テトリスが役立つかもしれません

Bu durumda, kuledeki bekçi yerine

この場合 看守室の看守ではなく

Bu durumda ortalarda bir yerde.

この場合では 中間あたりでしょう

Oksijen kritik seviyeye düşmüş durumda.

‎酸素が かなり減ってきた

Acil bir durumda polisi arayın.

緊急の場合は警察を呼びなさい。

Acil durumda hangi numarayı aramalıyım?

緊急の場合は、何番に電話すればいいのですか。

Acil durumda, 119'u arayın.

緊急の場合は、119番に電話しなさい。

Acil bir durumda, polisi arayın.

緊急の時には警察へ電話しなさい。

İstasyona kadar koşacak durumda değilim.

駅までなんてとても走れない。

Her durumda, bu seni ilgilendirmez.

ともかく、君の知ったことではない。

Her durumda, yarın seni arayacağım.

- とにかく明日電話するよ。
- とにかく明日電話する。

Çoğu durumda, onun cevapları doğru.

たいがいの場合、彼の解答は正確だ。

Hastalık Mike'ı yürüyemez durumda bıraktı.

その病気のためにマイクは歩くことができなかった。

Eski kale üzücü bir durumda.

その古城は荒れ果てている。

Kural bu durumda geçerli değil.

その規制はこのケースには適用されない。

Ev çok iyi durumda değil.

その家はあまりいい状態ではない。

Acil bir durumda zili çal.

万一の場合にはベルを鳴らしなさい。

Onun iş ilişkileri iyi durumda.

彼の仕事はうまくいっている。

Kendini sefil bir durumda bulacaksın.

ひどい目にあいますよ。

Biz doğayı iyi durumda tutmalıyız.

私たちは自然をよい状態にしておかなければなりません。

O durumda biri ne yapmalı?

その場合はどうすればいいでしょう?

Babam operasyonundan beri iyi durumda.

父は手術をしてから体調が良い。

Bu kural her durumda uygulanamaz.

この法則はすべての場合に適用されるとは限らない。

Her durumda, ben görevimi yaptım.

いずれにせよ、私は義務を果たした。

Bu kuralı her durumda uygulayamazsınız.

あなたはこの規制をすべての場合に適用するわけにはいかない。

Böyle bir durumda ne yaparsın?

このような状況に立たされたら、あなたはどうしますか?

Durumda ani bir değişiklik vardı.

事態は急変した。

- Acil bir durumda birikimlerine baş vurabilirsin.
- Acil bir durumda tasarruflarınıza baş vurabilirsiniz.

- まさかのときには貯蓄に頼ればよい。
- まさかのときには貯蓄すればいい。

Kadın burada rahatsız bir durumda ve

女はというと 苦しい姿勢でいます

Bu durumda paylaşma ekonomimiz devreye girer

そこで登場するのが シェアリングエコノミー

Dişi puma avantajı ele geçirmiş durumda.

‎夜はピューマが有利になる

Sıcaklık eksi 10'a düşmüş durumda.

‎気温はマイナス10度

Bu durumda tüm yavrular tehlikeye açık.

‎子供たちは危険な状態だ

...gece, fil ailesine trajedi yaşatmış durumda.

‎夜はゾウの家族に ‎悲劇をもたらした

Acil bir durumda, bu düğmeye basın.

緊急の場合は、このボタンを押しなさい。

Acil bir durumda, 110'u çevirin.

- 緊急の場合には110番にお電話ください。
- 緊急の場合は、110番通報してください。

Benzer bir durumda, şirket sorumlu tutuldu.

よく似たケースで責任は会社にあるとされた。

Acil durumda derhal bu düğmeye basınız.

まさかの時にはすぐにこのボタンを押して下さい。

Çoğu durumda, modernizasyon batılılaşma ile tanımlanır.

ほとんどの場合、近代化は西欧化と同一のものとみなされる。

Her durumda gelmek için kararımızı verdik.

ともかく来ることにした。

Çoğu durumda, araba kazaları uykusuzluktan kaynaklanır.

たいてい、自動車事故は睡眠不足から生じている。

O beni güç bir durumda bırakırdı.

それでは私の立つ瀬がない。

Çocuk, babasının öldüğünü kavrayabilecek durumda değildi.

その子は父の死を理解できなかった。

Gazeteci acil bir durumda bile sakindi.

その記者は緊急事態のときでも落ち着いていた。

Birçok kişi eskisinden daha iyi durumda.

暮らし向きが以前よりよくなっている人が多い。

Odasını her zaman iyi durumda tutar.

彼女はいつも部屋をきれいに整頓している。

Onun dediği de, bu durumda geçerlidir.

彼の言った事はこの場合にも当てはまる。

Onun söylediği sözler bu durumda uygulanmaz.

彼の言った言葉はこの場合あてはまらない。

O şimdi çok zor bir durumda.

彼は今とても難しい立場にある。

Mağazamız bu üründe tekel olmuş durumda.

これは当店の専売です。

Böyle bir durumda ne yapardın, Tom?

トムだったらこういうときどうする?

Bu durumda bu kuralı uygulayabilir miyiz?

この場合、この規則を適用できますか?

Bu deneyde dikkatsiz olacak durumda değilsin.

この実験では不注意は許されない。

Bu durumda, onun doğru olduğunu düşünüyorum

この件では私は彼が正しいと思うの。

Bu kural her durumda geçerli değildir

このルールは全ての場面にはあてはまらない。

Bu kural her durumda geçerli değildir.

このきまりは、全ての場合に当てはまるわけではない。

O kelime o durumda uygun muydu?

あの単語は状況にふさわしかったですか。

Dünyanın pek de iyi durumda olmadığını düşünmüştüm.

地球の状態は ひどいと思いました

Bu durumda burayı vücut ısımla çabucak ısıtabilirim.

自分の体温ですぐに 暖められる

Bu durumda kuru ağaç bulmak neredeyse imkânsız.

この状況では乾いた木を 探すのはムリだ

Tamam, acil durumda kullanılacak duman işareti bombaları.

緊急事態用の手りゅう弾だ

Bu durumda benim için alarm çanları çaldı,

私の仕事は 国内で 消費者の権利を守ることなので

Hayatta kaldığını gösteren cihazlara bağlı durumda olduğu

シーツだけを掛けたマークは 裸で寝かされ

O durumda kim olsa yapacağı şeyi yapıyorsunuz.

そこであなたは 同じ状況に置かれた人 誰もが選ぶ行動を取ります

Küçükler susamaya başladı. Yenidoğan bitap düşmüş durumda.

‎子供は渇きに耐える ‎赤ん坊は体力の限界だ

Acil bir durumda, temsilcim ile temas kurun.

緊急の時は私の代理人に連絡をとってください。

Acil bir durumda, hemen temsilcimle temas kurun.

緊急の際には、すぐに私の代理人と連絡を取って下さい。

- Makineler artık atıl durumda.
- Makineler artık boşta.

機械は今遊んでいる。

Keşke seninle gidebilsem ama bu durumda, gidemem.

一緒に行けるといいのだけれど、実際はいけません。

Kırık cam yolun her tarafına dağılmış durumda.

ガラスの破片が、道路一面に散らばってたよ。

Herhangi acil durumda ona her zaman güvenebilirsin.

どのような緊急事態の時でも彼は当てに出来る。

TV aklınızı pasif durumda tutması bakımından zararlıdır.

テレビは精神を受け身の状態にして置くという点で有害である。