Translation of "Iyisini" in Japanese

0.010 sec.

Examples of using "Iyisini" in a sentence and their japanese translations:

Daha iyisini yapmalıyız.

改善できるはずです

En iyisini yapın.

- 死力をつくしなさい。
- 全力を尽くすんだよ。

En iyisini umalım.

最善を期待しよう。

Nasıl en iyisini yapacağız?

どうすれば大事な時に 実力を発揮できるようになるのか?

O, daha iyisini bilmez.

彼はそれぐらいの知恵しかない。

Biz en iyisini umalım.

最善を期待しよう。

Bundan daha iyisini bilmelisin.

お前はそんなことも分からないほど馬鹿じゃないだろ。

Elimden gelenin en iyisini yaparak

観客と真に繋がるために

En iyisini yapmak konusunda endişelenirsek,

私たちは実力を 発揮しなければと思うとき

Tom en iyisini bildiğini düşünüyor.

トムは、自分が一番よく分かっていると思っている。

Sınavda elimden gelenin en iyisini yapacağım.

私はテストで最善を尽くすでしょう。

Daha iyisini bilecek kadar yeterince yaşlısın.

- もっと分別があってもいい年頃だよ。
- お前は善いことと悪いことの区別がつく年じゃないか。

Hatta John beklenenden daha iyisini yaptı.

ジョンは期待以上によくやった。

- Bir şey yaparken en iyisini yapmalısın.
- Bir şey yaparken elinden gelenin en iyisini yapmalısın.

- なにをやるにも一生懸命やりなさい。
- 何をするにしても、ベストは尽くさなきゃ。

Ona ödünç para vermekten daha iyisini bilmeliydin.

彼に金を貸したらダメだってことを分かっていようものを。

Ne yaparsam yapayım, daha iyisini yaparım diyor.

私が何をしようと彼女はもっとうまくできると言うんだ。

Senin okulda yaptığından çok daha iyisini yapar.

彼は学校では君よりはるかに成績がよい。

Ne yaparsam yapayım, daha iyisini yapabileceğimi söyledi.

私が何をしようと彼女はもっとうまくできると言うんだ。

Ona elimden gelenin en iyisini yapacağımı söyledim.

私は彼に最善を尽くすと言った。

Şirket için elimden gelenin en iyisini verdim.

私は会社のために精一杯やってきた。

Elinizden gelenin en iyisini yaparsanız, başarılı olursunuz.

最善を尽くすなら、成功するでしょう。

Ne yaparsanız yapın, yapabildiğinizin en iyisini yapın.

何をするときでも全力でしなさい。

Öğretmen bize hep en iyisini yapmamız gerektiğini öğretti.

先生は私達に、いつも最善を尽くすようにと教えてくれた。

Biz her zaman elimizden gelenin en iyisini yapmalıyız.

我々は常に最善を尽くさねばならない。

Elimizden gelenin en iyisini yapmak için birlikte çalışalım.

一緒に協力して、さらに頑張ろう。

Ne olursa olsun elimden gelenin en iyisini yapacağım.

とにかく最善を尽くします。

Böylesina aptal bir soru sormaktan daha iyisini biliyordu.

彼女はそんなばかげた質問をするほど愚かではない。

- Her şey gönlünüzce olsun.
- Hepinize en iyisini diliyorum.

お幸せに!

Biri her şeyde elinden gelenin en iyisini yapmalı.

何事にも最善を尽くさなければならない。

Yorgun olmama karşın, elimden gelenin en iyisini yaptım.

- 私は疲れていたけれども、最善をつくした。
- 私は疲れていたが、最善を尽くした。

Elimden gelenin en iyisini yapacağıma kesin karar verdim.

私は最善を尽くそうと決心した。

Tom Mary'ye ödünç para vermekten daha iyisini bilmeliydi.

メアリーにお金を貸すなんて、トムもうかつだったな。

Tom herkesin içinde Mary'yi öpmekten daha iyisini bilmeliydi.

公衆の面前でメアリーにキスするなんて、トムも軽はずみなことしたもんだ。

Ben elimden gelenin en iyisini yapmış olsaydım, başarabilirdim.

最善を尽くしていたら、私は成功したかもしれなかった。

Lütfen elinden gelenin en iyisini yapmaya devam et.

これからも頑張ってくださいね。

- Babam her zaman der ki: "Elinden gelenin en iyisini yap."
- Babam her zaman der ki: "Yapabileceğinin en iyisini yap."

父はいつも言っている、「最善を尽くせ」と。

"Hey sahip olduğumuz başarıdan daha iyisini yapabilecek var mı?

「誰か私たちより 良いアイデアがあるかい?

Sadece başarısız olmak için elimizden gelenin en iyisini yaptık.

我々は最善を尽くしたが結局失敗した。

Her ne yaparsan yap, elinden gelenin en iyisini yapmalısın.

何をするにしても、全力を尽くさなければならない。

Sonunda en iyisini satın almak her zaman daha ucuzdur.

一番よいものを買うのが結局は安くつく。

Böyle bir şey yapıyor olmaktan çok daha iyisini biliyorum

僕はそんなことをするような馬鹿ではない。

Sözlerinizi yerine getirmek için elinizden gelenin en iyisini yapmalısınız.

自分が約束したことはちゃんと実行するように最善を尽くすべきだ。

Onunla çalışmak istemedim ama elimden gelenin en iyisini yaptım.

私は彼といっしょに仕事をしたくなかったが、なんとか我慢してやった。

Ben bu küçük odayla ilgili en iyisini yapmak zorundayım.

私はその狭い部屋をせいぜい活用しなければならない。

- Ben elimden gelenin en iyisini yapacağım.
- Elimden geleni yaparım.

- 全力を尽くします。
- 出来るだけがんばります。

- Eğer şimdi elinden gelenin en iyisini yaparsan mutluluk sana gelecektir.
- Eğer şimdi elinizden gelenin en iyisini yaparsanız, mutluluk size gelecektir.

- 今最善をつくせば、あなたに幸せがやって来る。
- 今ベストを尽くせば、幸せがあなたのもとにやってくるでしょう。

Ne yaptığın önemli değil, ama elinden gelenin en iyisini yapmalısın.

たとえ何をしようとあなたは最善を尽くさなければならない。

Tüm arkadaşlarım beni elimden gelenin en iyisini yapmaya teşvik etti.

友達がみんな、がんばれと勇気づけてくれた。

Sabit bir biçimde durarak elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştı.

彼はじっとすわって、できるだけ良い印象を与えようとした。

Aynı şeyleri tekrar inşa etmek yerine daha iyisini yapacak kişileri bekliyorlar.

元よりも良いものを作るための チャンスです

Başarılı olsak da olmasak da elimizden gelenin en iyisini yapmak zorundayız.

成功してもしなくてもベストを尽くす。

- Zor koşullar altında elimizden gelenin en iyisini yaptık.
- Zarardan yarar sağladık.

我々はあの悪い状況を極力生かした。

Aslında daha iyisini de yapabiliriz. Sırt çantası yerine, içindeki kuru çantayı kullanırız.

もっといいのがある 中のドライバッグを使おう

Eğer ona bir şans daha verilirse o elinden gelenin en iyisini yapar.

もう一度チャンスが与えられれば、彼は最善を尽くすだろう。

Size yardım etmek için elimden gelenin en iyisini yaptım. Gerisi size kalmış.

君を助けるために私は最善を尽くした。あとは君次第だ。

Onun ne zaman döneceğini bilmiyorum ama döndüğünde, elinden gelenin en iyisini yapacak.

彼がいつ来るかわからないが、来れば最善を尽くすだろう。

Ona yardım etmek için elimizden gelenin en iyisini yaptık, ancak teşekkür ederim demedi.

私たちは精一杯彼を助けたが、彼はありがとうとさえ言わなかった。

Mary Tom'a elbisesi hakkında ne düşündüğü sordu, fakat o gerçekten ne düşündüğünü ona söylemekten daha iyisini biliyordu.

メアリーは自分のドレスをどう思うか尋ねたが、トムは感じたままを口にするほど馬鹿ではなかった。

Eski şirketi ona kazık attı. Fakat onun kötü şansını iyiye çevirmesine ve kendi işinde daha da iyisini yapmasına hayranım.

彼は会社をくびになったんだけど、わざわい転じて福となすで、見事独立したから偉いよ。