Translation of "Hayatının" in Japanese

0.011 sec.

Examples of using "Hayatının" in a sentence and their japanese translations:

O, hayatının baharında.

彼は働き盛りだ。

Hayatının en büyük hatası olacak.

人生最悪の選択になるぞ

Şehir hayatının elverişli yönlerini vurguladı.

- 彼は都市生活の面で便利な面を強調した。
- 彼は都会生活の便利な面を強調した。

Hayatının çoğunu yurt dışında yaşadı.

- 彼は人生の大半を外国で暮らした。
- 彼は人生の多くを海外で過ごした。

Ressamlık onun hayatının büyük aşkıydı.

彼は絵を書くことをこよなく愛した。

Şehir hayatının farklı avantajları var.

都市生活にはいくつかの有利な点がある。

O bana hayatının hikayesini anlattı.

彼は彼の人生の話を私にしてくれた。

Hayatının rüyası sonunda gerçek oldu.

- 彼女の一生の夢がついに叶った。
- 彼女の生涯の夢はついに実現した。

Iş hayatının hassas, dağınık ortamında başladı.

人生で遭遇した 面倒でデリケートな出来事からでした

Şehir hayatının bana göre olduğunu sanmıyorum.

- わたしは都会の生活には生まれつき向いていないと思う。
- 私は都会での生活に向いていないと思う。
- 僕は都会の生活向きに出来ていないと思う。

Tom hayatının son yıllarını Boston'da geçirdi.

晩年のトムはボストンで過ごした。

Kendi hayatının merkezinde olan insanları oynamak istiyordum.

人生という舞台の 中心にいるような人

Hayatının yaklaşık yüzde 80'i boyunca yanındaydım.

‎彼女の人生の8割くらいを ‎間近で見てきた

Hayatının onun ellerine bırakmak istediğinden emin misin?

君の命を彼女に委ねていいのか。

Bir insanın hayatının inişleri ve çıkışları vardır.

- 栄枯盛衰は世の習い。
- 人生山あり谷あり。

O, hayatının çoğunu yoksul insanlara bakarak geçirdi.

彼女は人生のほとんどを貧しい人々の世話をするために費やした。

İş hayatının çoğunluğunu bir diplomat olarak geçirdi.

- 彼外交官として長年人生を送ってきた。
- 彼は外交官として長年人生を送ってきた。

Bunu yaparsan, hayatının sonuna kadar pişman olacaksın.

これしちゃうと、一生後悔するよ。

Başkalarının hayatının arka planında duran kartonumsu figürleri değil.

誰かの背景に置かれた飾り みたいな存在ではありません

Tom hayatının büyük kısmını boşa geçirdiğine pişman oldu.

トムは多くの人生を無駄にしてきたことを後悔した。

O, okul hayatının iyi gidiyor olmasından çok memnun.

彼は学校生活がうまくいっているのでとてもうれしい。

Ve bu gezegende hepimizin hayatının ne kadar hassas olduğunu.

‎非常にもろい存在だと ‎実感する

O hayatının çoğunu düşmanlarıyla savaşarak harcamış cesur bir savaşçıydı.

彼は人生のほとんどを敵と戦ってすごしてきた勇敢な戦士だった。

Çocukluğunda ne yaparak harcadığın zaman hayatının geriye kalanını etkiler.

子供のころの時間の過ごし方が、その後の人生を左右する。

Tom hayatının geriye kalan kısmında Boston'da kalmaya niyeti yok.

トムさんは一生ボストンに住むつもりはありません。

Büyük bir para miktarı bile bir erkeğin hayatının yerini alamaz.

どんな大金も人命には換えられない。

General emekli olduktan sonra hayatının geri kalanını barış içinde yaşadı.

その将軍は退役後ひっそり余生を送った。

Büyükbabam hayatının geriye kalan kısmını sakin bir şekilde yaşamak istiyor.

祖父は静かな余生を送りたいと思っている。

- Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur.
- Ayrıca yaşlıların birbiriyle kaynaşabilmeleri ve Amerikan yaşamında aktif katılımcılar olarak kalabilmeleri için çok sayıda gruplar kurulmuştur.

さらに、お年寄りが互いに交流し、アメリカの生活の中で何時までも積極的に参加していられるように、多くの団体が結成されている。