Translation of "Şehir" in Japanese

0.010 sec.

Examples of using "Şehir" in a sentence and their japanese translations:

Şehir uyuyordu.

町は眠っていた。

- Şehir sis altında kaldı.
- Şehir sise büründü.

町は霧に包まれた。

Şehir dağın eteğindedir.

その町は山のふもとにあります。

Şehir gürültüsünün ortasındalar.

彼らは町の騒音の真っただ中にいる。

Şehir karla kaplandı.

町は雪で覆われていた。

Bu şehir ABD'dedir.

この街はアメリカにある。

İstasyon, şehir merkezindedir.

駅は市の中央にある。

Ofisim şehir merkezinde.

私の事務所は市の中心部にある。

Örneğin, yaşadığım şehir Seattle'da

私が住むシアトルを例にとると

Şehir, nehirlerin havzasına konuşlanmış,

このふたつの川の 川岸に設置され

Kinetik Şehir diyorum buna.

「Kinetic City (動の街)」 と呼んでいますが

Bizi şehir merkezine götür.

街まで乗せていってください。

Şehir düşmanın eline geçti.

その都市は敵の手に落ちた。

Şehir, kirli havasıyla tanınıyor.

その都市は大気汚染がひどいことで有名だ。

Şehir bir endüstri merkezidir.

その町は産業共同体である。

Tokyo büyük bir şehir.

東京は大都市です。

Ne güzel bir şehir!

なんて美しい町なんだろう!

Şehir hayatına hiç alışamadı.

彼はまだ都会の生活に慣れていない。

Şehir seslerine alışkın değilim.

私は都会の騒音に慣れていない。

Bu sana bahsettiğim şehir.

ここが前に話した街です。

Yaşadığımız şehir deniz kenarındadır.

私達の住む街は海沿いにあります。

Boston büyük bir şehir.

ボストンは素晴らしい街です。

Ofisimiz şehir merkezinde bulunuyor.

私たちの事務所は町の中央にある。

Şehir yolu genişletmek istiyor.

市はその道路を延長したいと考えている。

Boston harika bir şehir.

ボストンは素晴らしい街です。

Singapur bir şehir devletidir.

シンガポールは都市国家だ。

Bu görkemli bir şehir.

この町はなんて美しいんでしょう。

Bu tarihi bir şehir.

ここには歴史にゆかりのある町です。

En sevdiğin şehir hangisidir?

あなたの好きな市は何ですか。

Fakat geçici olarak kısa süreliğine mega şehir olan bir şehir.

この都市は一時的な巨大都市 一過性のメガシティです

- Şehir Londra'nın elli mil kuzeyindedir.
- Şehir Londra'nın elli mil yukarısındadır.

その町はロンドンの北50マイルにある。

şehir merkezinde haberleri birlikte öğrendik

広場で一緒に ニュースを話題にしていました

Herkes için bir şehir oluşturamayız.

みんなが満足する町作りはできません

Okayama büyük bir şehir mi?

岡山は大きな都市ですか。

Şehir merkezinde trafik sıkışıklığı var.

ダウンタウンは交通渋滞だね。

Şehir son zamanlarda hızla genişledi.

その都市は最近急速に拡大した。

Şehir, fuara ev sahipliği yapıyor.

その都市はフェアを開催している。

Kasaba bir şehir haline geldi.

その町は大きくなって市となった。

Şehir yangın tarafından tahrip edildi.

その町は火災で焼け野原になった。

Şehir her zaman turistlerle kaynıyor.

その町はいつも観光客でごった返している。

Şehir tramvayları kaldırma kararı aldı.

その市は市電を廃止することを決めた。

Şehir Londra'nın doğusunda yer almaktadır.

その市はロンドンの東にある。

Otobüs seni şehir merkezine götürecek.

そのバスに乗れば、市の中心部に行けます。

Şehir hayatının elverişli yönlerini vurguladı.

- 彼は都市生活の面で便利な面を強調した。
- 彼は都会生活の便利な面を強調した。

Şehir hayatının farklı avantajları var.

都市生活にはいくつかの有利な点がある。

Şehir fethedildi ve o kovuldu.

町は征服されて、彼は追い出された。

Şehir yönetimindeki yozlaşmayı ortaya çıkardı.

彼は市政の堕落を暴露した。

Şehir düşman uçakları tarafından bombalandı.

町は敵機の爆撃を受けた。

Depremden dolayı şehir paniğe kapıldı.

全市民はその地震におびえた。

Almanya'daki en güzel şehir hangisidir?

ドイツで一番美しい都市はどこですか?

Hiç şehir turları var mıdır?

市内観光ツアーはありますか。

Park şehir merkezinde yer almaktadır.

その公園は市の中央に位置している。

Burası çok güzel bir şehir!

ここは本当にきれいな町だなあ!

Ben gerçekten şehir hayatını severim.

私は都会の生活が本当に好きだ。

Floransa, İtalya'daki en güzel şehir.

フィレンツェはイタリアのもっとも美しい都市です。

Tom şehir hayatına alışkın değil.

トムは都市での生活に不慣れです。

Şehir savaşta yerle bir oldu.

戦争でその街は破壊された。

Ben bir şehir haritası istiyorum.

市内地図がほしいのですが。

Bu şehir çelik sanayiinin merkezi.

その町は鉄鋼業の中心地である。

Ne de büyük bir şehir!

広い町ね!

Kitapları şehir kütüphanesinden ödünç alırım.

私は市立図書館で本を借りています。

Çocuk şehir merkezine yürümeyi seviyor.

男の子は町に歩くのが好きです。

Bu Mika'nın doğduğu şehir mi?

ここが美香の生まれた町ですか。

New York büyük bir şehir.

ニューヨークは大きな都市だ。

Onlar şehir hayatına can atıyorlar.

あの人達は都会の生活にあこがれている。

Şehir, çocuklar için yiyecek sağladı.

市が子供たちに食べ物を供給した。

Yedi milyon insanın yaşadığı bir şehir

人口は700万人ですが

Bu şehir zemine çok nazikçe oturtulmuş.

この都市は 土地に あまり負担をかけません

Doğruca şehir merkezine çıkan ana yol.

‎繁華街へと続く大通りだ

Nihayet, aydınlatılmamış bir şehir parkı buluyor.

‎街灯のない ‎街なかの公園に着いた

şehir merkezinde durdurulup kimlik sorulmasına alışmıştık.

警官が私たちの顔を覚えるまでの話です

Venedik, İtalya Sular üzerinde yükselen şehir

イタリアのベネチア 水上の都市

İstasyon iki şehir arasında yer almaktadır.

駅はその二つの町の中間にある。

Şehir hayatının bana göre olduğunu sanmıyorum.

- わたしは都会の生活には生まれつき向いていないと思う。
- 私は都会での生活に向いていないと思う。
- 僕は都会の生活向きに出来ていないと思う。

Venedik'in güzel bir şehir olduğunu söylüyorlar.

ベニスは美しい街だと言われる。

Pizza yemek için şehir merkezine gidiyoruz.

ピザを食べに町へ行くところです。

Şehir merkezi için otobüs durağı nerede?

ダウンタウン行きのバスの停留所はどこですか。

Şehir merkezinde çok sayıda otel var.

ダウンタウンにたくさんのホテルがあります。

Şehir en fazla otomobil endüstrisiyle ünlüdür.

その都市は自動車産業で最も有名です。

Şehir meydanında çok sayıda güvercin vardır.

その市の広場には鳩がたくさんいる。

O, annesi ile şehir turu yaptı.

彼は母親に町を案内してやった。

Birçok şehir bombalar tarafından yok edildi.

多くの都市が爆弾によって破壊された。

Şehir bir sürü yüksek binaya sahip.

その町には高い建物がたくさんある。

Nagoya, kalesi ile ünlü bir şehir.

名古屋は城で有名な都市だ。

Şehir ışıkları yüzünden yıldızlar sönük görünüyor.

星は町の明かりでかすんで見える。

Şehir ve kasaba arasındaki fark nedir?

市と町の違いは何?

Şehrin tüm vatandaşları şehir kütüphanesine erişebilir.

市民は誰でも市の図書館を利用することができる。

Alışveriş etmek için şehir merkezine gidiyoruz.

私たちは買い物に中心街に行く。

Venedik'in büyüleyici bir şehir olduğunu düşünüyoruz.

私たちはベニスは魅力的な町だと思う。

Yolcular şehir otobüslerinde sardalyalar gibi paketlenir.

市バスの混雑振りは大変なものです。

Bu otobüs şehir merkezine gider mi?

- このバスは街の中心街へ行きますか。
- このバスは街中に行きますか?

Nara, sakin ve güzel bir şehir.

奈良は静かで、きれいな町です。

San Francisco ne güzel bir şehir!

サンフランシスコってとてもきれいな町だね。

Bu şehir güzel parkı ile ünlüdür.

この都市は美しい公園で有名である。

Bu şehir eskisi kadar işlek değil.

この町は以前ほどにぎわっていない。

Onun ofisi şehir merkezinde yer almaktadır.

彼の事務所は町の中心部に位置している。