Translation of "Yaşadı" in Japanese

0.008 sec.

Examples of using "Yaşadı" in a sentence and their japanese translations:

Götürmenin memnuniyetini yaşadı .

軍隊をポルトガルのフロンティアに戻すことに 満足

Londra'nın merkezinde yaşadı.

彼はロンドンの中心部に住んでいた。

Beklentilerimize uygun yaşadı.

- 彼女は私達の期待通りに成長した。
- 彼女は私達の期待にこたえた。

Yıllarca orada yaşadı.

彼女はそこに何年も暮らした。

Bin Singapurda yaşadı.

ビンはシンガポールに住んでいました。

Dedem uzun yaşadı.

私の祖父は長生きした。

- Mutlu bir hayat yaşadı.
- O, mutlu bir hayat yaşadı.

彼は幸せに暮らした。

- Mutlu bir hayat yaşadı.
- O mutlu bir hayat yaşadı.

- 彼女は幸福な生活を送った。
- 彼女は幸福な生活をした。
- 彼女は幸せに暮らした。
- 彼女は幸せな生活を送った。
- 彼女は幸せな人生を送った。

90 yaşına kadar yaşadı.

彼は生きて90歳になった。

Şirket büyük kayıplar yaşadı.

その会社は甚大な被害を被った。

O, bir talihsizlik yaşadı.

不幸が彼の身に起こった。

O bizim bitişikte yaşadı.

彼女は私の家の隣に住んでいた。

Yalnız bir hayat yaşadı.

彼女はさびしい生活を送った。

O, bilinmezlik içinde yaşadı.

彼は埋もれ木の生活を送った。

Üniversite günlerinde Kyoto'da yaşadı.

彼は大学時代に京都にすんでいた。

Sade bir hayat yaşadı.

- 彼は質素な生活を送った。
- 彼は簡素な生活を送った。

Tek başına orada yaşadı.

- 彼は一人でそこに住んでいた。
- 彼はひとりでそこに住んでいた。

O, orada yalnız yaşadı.

彼はそこに全く一人で住んでいた。

Ormanda yalnız başına yaşadı.

彼は一人ぼっちで森に暮らしていた。

O amcasına bitişik yaşadı.

彼はおじさんの隣に住んでいた。

Onlar barış içinde yaşadı.

彼らは平和に暮らした。

Halası ile birlikte yaşadı.

彼は叔母さんの家に下宿していた。

Tom Boston'un merkezinde yaşadı.

トムはボストンの中心部に住んでいた。

O, yıllarca orada yaşadı.

- 彼女はそこに何年間も住んでいた。
- 彼女はそこに何年も暮らした。

Yetmiş yaşına kadar yaşadı.

彼は七十歳まで生きた。

- O, mutsuz bir hayat yaşadı.
- O mutsuz bir hayat yaşadı.

彼女は不幸な生活を送った。

- O yıllarca yalnız yaşadı.
- Yıllarca yalnız yaşadı.
- Yıllardır yalnız yaşıyor.

彼女はとても長い間一人で暮らしている。

- Amcam iki yıl Vaşington'da yaşadı.
- Dayım iki yıl Washington DC'de yaşadı.

私の叔父はワシントンに2年間住んでいました。

Tom Japonya'da on yıl yaşadı.

- トムは10年間日本に住んだ。
- トムは日本に10年間住んでいたことがあります。

Yaşlı adam tek başına yaşadı.

その老人は独りで暮らしていた。

Şirket büyük bir zarar yaşadı.

その会社は大損害を受けた。

O, 56 Russell Square'de yaşadı.

彼女はラッセルスクエア56番地に住んでいた。

Yaklaşık beş yıl orada yaşadı.

彼女はそこに約5年間住んだ。

O, her zaman Otaru'da yaşadı.

彼女はずっと小樽で暮らしている。

O doksan yaşına kadar yaşadı.

彼女は90歳まで生きた。

O dürüst bir hayat yaşadı.

- 彼は品行方正な生活を送った。
- 彼はよい生活を送った。

Hayatının çoğunu yurt dışında yaşadı.

- 彼は人生の大半を外国で暮らした。
- 彼は人生の多くを海外で過ごした。

O mutlu bir hayat yaşadı.

- 彼は幸福な生活を送った。
- 彼は幸福な人生を送りました。
- 彼は幸せな生涯を送った。

O, bir süre burada yaşadı.

彼は一時ここに住んでいた。

O, serbest bir hayat yaşadı.

彼はだらしない生活をしてきた。

Teyzem mutlu bir hayat yaşadı.

叔母は幸せな生涯を送った。

Kral, eski kale de yaşadı.

ある古城に1人の王様が住んでいました。

O, yıllarca yurt dışında yaşadı.

彼は外国に長年住んでいた。

Olgun bir yaşa kadar yaşadı.

彼は天寿を全うした。

Amcam Paris'te on yıl yaşadı.

私の叔父はパリに十年住んでいる。

O, zor bir hayat yaşadı.

- 彼は辛い人生を送った。
- 彼はつらい人生を送った。

O, doksan yaşına kadar yaşadı.

彼は生きて90歳になった。

On yaşına kadar Hiroshima'da yaşadı.

彼女は10歳の時まで広島に住んでいた。

O uzun bir ömür yaşadı.

彼女は長生きした。

Dedem doksan yaşına kadar yaşadı.

私の祖父は90歳まで生きた。

Amcam yıllarca yurt dışında yaşadı.

私の叔父は何年も外国で生活した。

O birçok kötü deneyimler yaşadı.

彼はいろいろと不幸な目に遭っている。

O, orada tek başına yaşadı.

彼女はひとりでそこに住んでいた。

O, seksen yaşına kadar yaşadı.

彼は80歳まで生きた。

O, burada bir hafta yaşadı.

彼は1週間前からずっとここに住んでいます。

Tom 97 yaşına kadar yaşadı.

トムは97歳まで生きた。

Tom otuz yıl burada yaşadı.

トムはここに30年住んでたんだよ。

- Kız kardeşler birbirleriyle ahenk içerisinde yaşadı.
- Kız kardeşler birbirleriyle uyum içinde yaşadı.

姉妹は睦まじく暮らした。

Büyükannem doksan beş yaşına kadar yaşadı.

祖母は95歳まで生きました。

O, ne kadar süre orada yaşadı?

どのくらいそこに住んでいるの。

Kız kardeşler 100 yaşına kadar yaşadı.

その姉妹は100歳まで生きた。

O, kırsalda sakin bir hayat yaşadı.

彼女は田舎で平穏な暮らしをしていた。

Tüm hayatı boyunca o kasabada yaşadı.

彼女は終生その町に住んだ。

Onlar orada mutlu bir hayat yaşadı.

彼らはそこで幸せな生活を送った。

O büyük torun görmek için yaşadı.

彼はひい孫を見るまで生きた。

Bu köyde güzelı bir kız yaşadı.

その村にかわいい少女が住んでいた。

Neden o Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşadı?

どうしてアメリカに住んでいたの?

Tom küçük bir balıkçı köyünde yaşadı.

トムは小さな漁村に住んでいた。

Büyükbabam seksen dokuz yaşına kadar yaşadı.

私の祖父は89歳までいきました。

Büyükannesi seksen sekiz yaşına kadar yaşadı.

彼女の祖母は88歳まで生きました。

Dedem doksan dokuz yaşına kadar yaşadı.

祖父は99歳まで生きた。

Charles gençken bir hovardalık hayatı yaşadı.

チャルズは若い時に放蕩生活に耽溺していました。

Ken Kobe'de ne kadar süre yaşadı?

ケンはどれくらい神戸に住んでいるの。

O yedi yıl boyunca Matsue'de yaşadı.

彼は松江に7年間住んでいた。

Loş bir yerde yaşadı ve öldü.

彼のいっしょうは社会の下積みで終わった。

Yaşlı adam orada tek başına yaşadı.

老人はそこに一人で住んでいた。

- O ondan dolayı sefil bir hayat yaşadı.
- O, ondan dolayı çok sefil bir halde yaşadı.

彼女のおかげで彼はみじめな暮らしをした。

Çift, ​​sonuna kadar mutlu bir hayat yaşadı.

その夫婦は死ぬまで幸福に暮らした。

O günlerde orada vahşi bir kabile yaşadı.

その当時、そこには未開民族が住んでいた。

Üç gün boyunca kraker ve suyla yaşadı.

彼はビスケットと水で三日間命をつないだ。

Bob bir çocuk olduğu için Boston'da yaşadı.

子供のときボブはボストンに住んでいた。

O, başlangıçta yeni evine alışmakta sorun yaşadı.

彼は始めは新居になじめなかった。

Tom ve Mary bir süre Boston'da yaşadı.

- トムとメアリーはしばらくの間ボストンで暮らしていた。
- トムとメアリーは一時ボストンに住んでいた。
- トムとメアリーは一時期ボストンで暮らしていた。

Bay Smith üç yıl önce Kyoto'da yaşadı.

スミスさんは3年前京都に住んでいた。

O, tipik bir Japon sitili evde yaşadı.

彼は典型的な日本の住宅に住んでいた。

O, Paris'e gitti, orada beş yıl yaşadı.

彼はパリに行き、そこに5年間すんだ。

Onlar evlenmeden önce iki yıl birlikte yaşadı.

二人は結婚する前に二年間同棲した。

John, eşi ile şiddetli bir tartışma yaşadı.

ジョンは妻と激しい口げんかをした。

Bu köyde, onlar mutlu bir hayat yaşadı.

この村で彼らは幸せな生活を送りました。

Amerikan tarihinin ilk zamanlarında, siyahlar kölelik yaşadı.

アメリカの歴史の初期には黒人は奴隷として生きていた。

Ondan dolayı, o sefil bir hayat yaşadı.

- 彼女のおかげで彼はみじめな暮らしをした。
- 彼女のせいで、彼は悲惨な生活を送った。

- Tom geçen yaz yakın bir ölüm deneyimi yaşadı.
- Tom geçen yaz ölüme yakın bir deneyim yaşadı.

- トムは昨年の夏、九死に一生を得る経験をした。
- トムはこの間の夏、死にかけた。

Mike'ın annesi evlenmeden önce büyük bir şehirde yaşadı.

マイクのお母さんは結婚する前は大きな都市に住んでいた。

O, hava yolculuğunun tehlikeli olduğunun düşünüldüğü günlerde yaşadı.

彼は飛行機による旅行が危険であると考えられていた時代に生きていた。

O, karısı öldükten sonra birçok yıl daha yaşadı.

彼は妻の死後、何年も生きながらえていた。

Mary meditasyon yaparken bir beden dışı deneyim yaşadı.

メアリさんは凝らししながら幽体離脱を経験しました。

O, ülkede zengin ve rahat bir hayat yaşadı.

彼は田舎で裕福で快適な生活を送った。

- O, Shakespeare'le çağdaştı.
- O, Shakespeare'le aynı dönemde yaşadı.

彼はシェークスピアと同時代の人だった。