Translation of "Farklı" in Japanese

0.008 sec.

Examples of using "Farklı" in a sentence and their japanese translations:

Farklı hormonlarımız, farklı cinsel organlarımız

異なるホルモンと 異なる生殖器を持っており

Farklı insanların farklı fikirleri vardır.

人はみな間違った考えを持っている。

Pek çoğumuz farklı formulleri, farklı dozajları ve farklı zamanlamaları

現在 多くの研究者が さまざまな製剤や

Farklı davranabilirsiniz.

ものすごく違うこともあります

Oldukça farklı

歴史的経緯は大分違う

Farklı beyin hücreleri labirentin farklı kısımlarını kodlardı.

各地点を異なる脳細胞が 符号化していました

Bu konuda farklı kişilerden farklı cevaplar alacaksınız,

人によって、意見は様々ですが、

Farklı bir dünyaydı.

まったく違う世界でした

Biraz farklı görünebilir.

変わり果てているかもしれません

Birbirinden çok farklı

1,400人以上の人が

Bugün farklı görünüyorsun.

今日はいつもとちがって見えるね。

O, eskisinden farklı.

彼は以前とは違う。

Tom farklı görünüyor.

トムは以前とは違って見える。

Saatim sizinkinden farklı.

私の時計はあなたのと違う。

Karakterlerimiz tamamen farklı.

私たちの性格はまったく異なる。

Meseleler şimdi farklı.

今は事情が違っている。

Bu, beklediğimden farklı.

これは私が思っていたのと違う。

Beklediğimden gerçekten farklı.

おもってたのとまるっきり違いますねえ。

Bu düşündüğümden farklı.

これは私が思っていたのと違う。

Tom çok farklı.

トムはとても間違っている。

- Görüşleri benimkinden çok farklı.
- Onun fikirleri benimkilerden oldukça farklı.

彼の考えは私のと全く違う。

Erkekler ve kadınlar farklı.

男性と女性は違います

Farklı olmamız gerek, millet.

我々は違うのが 当たり前なんです

Bu objelerin görünümleri farklı,

これらの物体はそれぞれ見た目が違い

Yani ışığı farklı yansıtıyorlar.

光の反射の様子も異なります

Farklı bir damga var.

口にすることがはばかられる問題は 別にあります

Insanlar size farklı davranıyor.

人々のあなたへの接し方は変わります

çoğunlukla, kendi farklı yollarıyla

ほとんどは それぞれ違った視点から 私の闘病生活を

Ve farklı tabakalarda depolanır,

異なる層に蓄積されます

Kendimizi nasıl farklı kılabiliriz?

AIとの違いを どう打ち出せばいいのでしょう?

Farklı şeyler denemek istersin.

色々な番組を観たいものです

...şehirde farklı dünyalar canlanır.

‎都会に野生が目覚める

Farklı bir hedef peşindeler.

‎違う獲物を探している

Senin fikirlerin benimkinden farklı.

- 君の考えは僕の考えと違っている。
- 君の考えは私のと異なる。

Fikriniz benimkinden tamamen farklı.

君の考えと僕のとまるで違うね。

Sizin yöntem benimkinden farklı.

君のやり方は僕のと違う。

Ben çok farklı görünüyorum.

以前とは別人のようになりました。

Köy şimdi eskisinden farklı.

その村にはもう昔の面影はない。

O, etrafındaki insanlardan farklı.

彼は多くの点で周りの人と違う。

Onun fikri benimkinden farklı.

彼の意見は私のと違う。

Benim fikrim seninkinden farklı.

- 私の考えは君の考えと違う。
- 私の考えはあなたのとは違う。

O kopya, orijinalinden farklı.

あの写しは原本と違う。

Benim fikirlerim seninkinden farklı.

私の考えはあなたの考えとは違います。

Benim düşüncem sizinkinden farklı.

- 私の意見はあなたの意見と違う。
- 私の意見はあなたの意見とは異なっています。
- 私の意見はあなたのと違います。
- 私の意見はあなたのとは違う。
- 私の意見はあなたとは違います。

Bir şey farklı mı?

何か違うの?

Farklı düşünme tarzlarımız var.

私達は違った考え方を持っている。

Benim saatim seninkinden farklı.

私の時計はあなたのと違う。

Benim projem seninkinden farklı.

私の計画は君のとは違う。

Tom diğer çocuklardan farklı.

トムは他の男の子たちと違う。

Bu, istediğimden biraz farklı.

これは私の欲しいものとは少し違う。

- Benim görüşüm sizinkinden tamamen farklı.
- Benim görüşüm seninkinden tamamen farklı.

- 僕の意見は君とまったく違う。
- 僕の意見はあなたのと全く違います。
- 僕の意見とは全く違う。

- Hayata şimdi daha farklı bakıyorum.
- Hayata artık daha farklı bakıyorum.

今では人生に対する考え方が変わった。

Ek olarak, oylar farklı listelerden, yani farklı partilerden veya seçmen gruplarından

さらに、投票は、さまざまなリスト、つまりさまざまな 政党や有権者グループの

Tek farklı olan onlar değiller.

例外なしにです

Aynı şeyleri farklı şekilde gördüm.

以前と違って見え出したのです

Farklı muhabirleri incelerken farkettim ki

いろいろなレポーターから 成功までの経過を学ぶと

Ama çocuklarımızı daha farklı yetiştirirsek,

子ども達を今までとは違うように育て始めれば

Bu bölgeler herkes için farklı.

これは個々人で異なります

Farklı olduğumuzdan çok daha benzeriz.

私たちには相違点よりも共通点のほうが ずっと多いということです

Bir şeylerin farklı olabileceğine inanın.

でも変化の可能性を信じてください

Üç farklı gezginimizi görüyorsunuz burada.

ここには3種類の 異なるローバーがあります

Biraz farklı hesaplar yapmak zorundasınız.

少し違った数字を計算しなければいけません

Ve hepsi tamamen farklı olurdu,

1つ1つ違うものにできます—

Tamamen farklı bir konu için,

また別の事件で

Bu konuda farklı teoriler var,

異なった理論があって

Hükümet hakkındaki fikirleriniz benimkinden farklı.

政府に関する君の考え方は、僕の考え方とは違う。

Senin yaşam felsefen benimkinden farklı.

君の人生観は僕のと違っているね。

Senin fikrin benimkinden çok farklı.

君の意見は私のとは全く違う。

Bu soruna farklı açılardan yaklaşmalıyız.

我々はこの問題には様々な角度から取りかかるべきだ。

Bu iki farklı şekilde okunur.

それは2通りに解釈できる。

Kitabın farklı sayfalarında resimler vardır.

その本は1ページおきに絵が載っている。

Biz farklı konular hakkında konuştuk.

話題は多様多種だった。

Her gün farklı saatler çalışırım.

毎日働く時間帯が違うんです。

Gerçek bir arkadaş farklı davranırdı.

本当の友達なら、あんなふうには行動しなかっただろう。

Sorunu farklı bir açıdan düşüneceğiz.

別の角度から問題を検討する。

Onların yaşam biçimi bizimkinden farklı.

- 彼らの生活様式は私たちの生活様式とは違う。
- 彼らのライフスタイルは僕らのとは違う。

Onun fikri benimkinden çok farklı.

彼の考えは、私とはたいへんちがっている。

Onun düşüncesi bizimkinden oldukça farklı.

彼の意見は我々の意見とはまったく違っている。

Şehir hayatının farklı avantajları var.

都市生活にはいくつかの有利な点がある。

Benim fikrim seninkinden oldukça farklı.

私の考えはあなたの考えとかなり違います。

Farklı ülkelerden oyuncak bebekler toplarım.

私はいろいろな国の人形を集めています。

Benim görüşüm sizinkinden biraz farklı.

私の意見はあなたの意見とは少し違う。

İnsanların yarın farklı düşünceleri olacak.

将来人々は違った考えを持つだろう。

O, farklı görüşten insanlara açık.

彼女は見解の異なる人々にも心を閉ざさない。

Buralar eskisinden oldukça farklı görünüyor.

この辺の景色は昔とはかなり違います。

Onlar kazanın farklı versiyonlarını verdiler.

彼らはその事故について異なる説明をした。

Çünkü Covid-19 çok farklı.

インフルとの大きな違いです。

O çok farklı metotlar denedi.

彼は種々の方法を試みた。

Dünyada birçok farklı halk vardır.

世界にはたくさんの異なった民族がいる。

Damak tadım sizinkinden oldukça farklı.

私の趣味は君の趣味とまったく違う。

Yüzme birçok farklı kasları geliştirecektir.

水泳は体のいろいろな筋肉を発達させる。

Çocuklarını yetiştirme tarzları oldukça farklı.

彼らの子供の育て方は普通ときわめて異なっている。

Benim zevklerim seninkilerden oldukça farklı.

私の趣味は君のとは大いに違う。

Beklediğim şeyden hiç farklı değil.

私の期待していたものとは少しも変わらない。

Firmamız farklı kültürel etkinlikleri destekler.

私が働いている会社は、いくつかの文化事業を後援しています。

Biz farklı düzlemler üzerinde tartışıyorduk.

最後まで議論の歯車が噛み合わなかった。

O, bazı bakımlardan benden farklı.

彼はいくつかの点で私と違う。

Kırk farklı dili kabaca konuşabilirsin.

あなたはほぼ40ヶ国語が話せます。

Neden farklı bir yol denemiyorsunuz?

戦術を変えてみたら。

Bu tamamen farklı bir mesele.

それは全く別問題です。