Translation of "Dışında" in Japanese

0.007 sec.

Examples of using "Dışında" in a sentence and their japanese translations:

Zihnin dışında arayamayız.''

心の外には あり得ない」

Görüntü odak dışında.

映像はピントがあっていない。

O, ofisin dışında.

彼は事務所にいない。

- Yurt dışında eğitim görmekteyim.
- Yurt dışında eğitim görüyorum.

僕は留学しています。

- Balık suyun dışında yaşayamaz.
- Balıklar suyun dışında yaşayamaz.

- 魚は水中でなければ生きられない。
- 魚は水の外では生きられない。

Saha dışında da böyledir.

これはスポーツ以外の 分野にも言える事です

Beşinci sınıfların dışında duruyorum,

誰もいない廊下に立って

Onun dışında iyi görünüyor.

それ以外は問題ないようです

Aslında beyninin dışında, kollarında.

‎脳ではなく 実は腕にある

Yurt dışında hiç bulunmadım.

- 海外へ行ったことがないんだ。
- 海外には行ったことがありません。

Lütfen evin dışında bekle.

家の外で待っていてください。

Tom'un dışında herkes mevcuttu.

トムの他はみな出席した。

Kadını şüphelilerin dışında tuttu.

彼はその女性を容疑者から除外した。

Tom'un dışında kimle görüşmeliyim?

誰かと思えばなんとトム君だった。

O yurt dışında yaşıyor.

- 彼女は海外生活をしている。
- 彼女は海外に住んでいる。

Hiç yurt dışında bulunmadım.

私はまだ海外にいったことがない。

Lütfen evin dışında bekleyin.

家の外で待っていてください。

Jim'in dışında herkes geldi.

ジム以外全員が来た。

Onun dışında hepimiz gittik.

彼のほかに私たち皆が行った。

İsteğim dışında içmeye zorlandım.

私はかならずもお酒を飲まされた。

Benim dışında herkes meşgul.

私以外みんな忙しい。

Balayı yurt dışında geçirilecek.

新婚旅行は海外の予定です。

Yenilikçiler televizyonun dışında düşünüyorlar.

イノベーションを起こす人は、いったん今までの枠組みから外に出て考える。

Babasının rızası dışında evlendi.

彼女は父の意に逆らって結婚した。

Çocuklar evin dışında oynuyorlar.

子供たちは家の外で遊んでるよ。

Ama bu kutunun dışında düşünebiliriz.

でも 私たちは 「箱の外側で考える」こともできます

Su dışında hiçbir şey görünmüyordu.

水以外何も見えなかった。

Birkaç hatanın dışında, kompozisyonun mükemmeldi.

少しの間違いを別にすれば、あなたの作文はすばらしかった。

Amcan hâlâ yurt dışında mı?

君のおじさんは外国においでですか。

Biz onu oranın dışında yaptık.

何とかそこから脱出した。

Oda eski yatak dışında boştu.

その部屋には、使い古したベッドの他は何もなかった。

Onun dışında bir şey yapacağım.

その他のことならなんでもします。

Odanın dışında bir süre bekleyin.

部屋の外でちょっとの間待ちなさい。

Onun dışında herkes soruyu cevapladı.

彼女のほかはみなその問題に答えた。

Özel durumlar dışında asla içmez.

彼は特別な場合を除いては決して酒を飲まない。

Hayatının çoğunu yurt dışında yaşadı.

- 彼は人生の大半を外国で暮らした。
- 彼は人生の多くを海外で過ごした。

Öldürmenin dışında bir şey yapacaktır.

彼は殺人以外のことなら何でもするだろう。

Daha sonra yurt dışında kaldı.

彼は後に外国に残った。

O, yurt dışında eğitim gördü.

彼は海外へ留学した。

İspanyolca dışında İngilizce de konuşabiliyor.

彼は英語は言うまでもなくスペイン語も話せる。

Birkaç günlüğüne kasabanın dışında olacağım.

数日町を離れます。

O, yıllarca yurt dışında yaşadı.

彼は外国に長年住んでいた。

Yurt dışında eğitim yapmak istiyorum.

- 留学したいものだ。
- 私は留学したい。

Meyve dışında bir şey yemez.

彼は果物しか食べない。

On yıldır yurt dışında yaşıyorum.

私は十年間海外で生活した。

İngilizcenin dışında yabancı dil bilmez.

彼は英語以外の外国語は全く知らない。

Hiç yurt dışında okudun mu?

留学の経験はおありですか?

Babam asla yurt dışında bulunmadı.

父は一度も外国へ行ったことがない。

Hava dışında, iyi bir piknikti.

- 天気は別として、それは楽しいピクニックだった。
- 天気を除けば、楽しいピクニックでした。

Erkeklerin mutfak dışında tutulmaları gerekir.

男子厨房に入るべからず。

Burası dışında, çok basit değil.

だけど、ここではそんなに簡単ではないんです。

On yıl yurt dışında yaşadım.

- 私は10年間外国で暮らした。
- 私は十年間海外で生活した。

Hayalim yurt dışında eğitim almak.

私の夢は留学することです。

Amcam yıllarca yurt dışında yaşadı.

私の叔父は何年も外国で生活した。

Hiç yurt dışında bulundun mu?

- 外国に行ったことがありますか。
- 海外へ行ったことがありますか。

Hiç kimseyi kuralların dışında tutamam.

この規則から誰も除外できない。

Birkaç hata dışında yazınız iyi.

いくつかの誤りを除いてほかは、あなたの文章はすばらしい。

Arkadaşlarının dışında kimse geliyor mu?

- あなたの友達は他に誰かきますか。
- あなたの友達のほかに誰か来ますか。

Pencerenin dışında birinin bağırdığını duydum.

窓の外で誰かが叫ぶのが聞こえた。

Hava dışında, harika bir piknikti.

天気を除けば、楽しいピクニックでした。

Pazar dışında her gün çalışırım.

日曜日以外は毎日働く。

- Anlaşmayı cebren imzaladı.
- Anlaşmaya isteği dışında imza attırıldı.
- Anlaşma ona rızası dışında imzalattırıldı.

彼は、自分の意志に反して契約書に署名させられた。

Hayatımın diğer alanlarını kontrolüm dışında görüyordum.

他の時は常にどうしたらいいか わからないと感じていたのですから

Yurt dışında seyahat etmek çok ilginçtir.

- 外国を旅行することは大変面白い。
- 海外旅行はとても面白い。

Yurt dışında seyahat şimdi daha popüler.

海外旅行は、いまや以前よりも一般的である。

Yurt dışında seyahat söz konusu değil.

海外旅行なんて無理よ。

Eğer yurt dışında yaşasam, İngiltere'de yaşarım.

もし仮に外国に住むことになれば、イギリスに住むだろう。

Bu iş dışında bir şey yapacağım.

その仕事以外ならなんでもやる。

O kendi isteği dışında planlarından vazgeçti.

彼女は自分の意思に反して計画を断念した。

O yurt dışında seyahat etmeyi sever.

彼は海外旅行が好きです。

O zamandan beri yurt dışında kaldı.

彼はその後ずっと外国に残っていた。

Japon arabaları yurt dışında iyi satılır.

日本車は海外でよく売れる。

Depo, bir mobilya parçası dışında boştu.

倉庫には家具が一つの他には何もなかった。

Birkaç küçük hatalar dışında yazınız iyidir.

少々の小さな間違いを除いて君の作文はよく書けている。

Yurt dışında ne kadar süre kaldın?

外国にはどのくらい滞在しましたか。

Bu yıl defalarca yurt dışında bulundum.

私は今年何度か海外に行きました。

Köprü yapmak, maliyetin dışında, uzun sürecektir.

費用は別として、その橋を築くには長い時間がかかるだろう。

Yurt dışında yaşamaya kolayca adapte oldular.

彼らは外国の生活にたやすく順応した。

Yurt dışında öğrenim yapma amacına ulaştı.

彼は留学という目的を達成した。

Kira yüksek, onun dışında oda tatminkar.

部屋代は高いが、その他の点ではその部屋は申し分ない。

Daha önce hiç yurt dışında bulunmadım.

これまで外国に行ったことがない。

İstasyonun dışında eski bir arkadaşıma rastladım.

- 駅前でばったり旧友に会った。
- 駅前で、昔の友達にばったり会ったんだ。

Shinjuku İstasyon'u dışında bir taksiye bindim.

私は新宿駅でタクシーに乗った。

Ağabeyim yurt dışında öğrenim görmek istiyor.

私の兄は外国で勉強したがっている。

Yurt dışında eğitim artık çok yaygın.

今や留学は大流行だ。

Onun babasının yurt dışında olduğunu duyuyorum.

彼のお父さんは外国にいるそうだ。

Piyano dışında bir enstrüman çalıyor musun?

ピアノの他に何か楽器やってる?

- Bunun dışında kalın.
- Bundan uzak durun.

口出ししないで。

Jack'ın dışında muhtemelen hepimiz kötü yüzücüyüz.

ジャックだけは除外できようが我々はみんな泳ぎはへたです。

Sana bunun dışında bir şey vereceğim.

- これ以上のものは何でも君にやる。
- これ以外のものはなんでも君にやる。

Hayatı boyunca hiç yurt dışında bulunmadı.

これまで外国に行ったことがない。

Bu kitap birkaç hata dışında ilginçtir.

この本は間違いがいくつかありますが、おもしろいです。

Bu durum benim yetki alanımın dışında.

この件は私の管轄外だ。

Arkadaşlarımdan biri yurt dışında öğrenim görüyor.

- 私の友人の一人は留学している。
- 私には留学している友達が一人います。

O zamandan beri yurt dışında kalmaktadır.

彼女はその後ずっと外国にいる。

Yurt dışında öğrenim yapmaya karar verdi.

彼女は留学する事に決めた。

Ben on yıl yurt dışında yaşadım.

私は十年間海外で生活した。

Yurt dışında seyahat etme fırsatım oldu.

海外旅行の機会があった。