Translation of "Girmek" in Japanese

0.010 sec.

Examples of using "Girmek" in a sentence and their japanese translations:

O suya girmek...

‎あの海に入れば・・・

Kulübe girmek istiyorum.

私はそのクラブに入会したい。

Kötü alışkanlıklara girmek kolaydır.

悪習は身につきやすい。

Norikura'da kaplıcaya girmek harikadır.

乗鞍で温泉に入るのは最高だね。

Tam odaya girmek üzereydik.

私たちは部屋に入ろうとしていた。

Annem banyoya girmek üzere.

母は、お風呂に入ろうとしている。

Sınava girmek zorunda değilsin.

あなたは試験を受ける必要は無いよ。

Hangi üniversiteye girmek istiyorsun?

どこの大学目指してるの?

Tamam, madene girmek istiyorsunuz demek?

鉱山に行きたいんだな

Gelecekte gazetecilik işine girmek istiyorum.

将来は、ジャーナリストになりたいと思っています。

Üniversiteye girmek için çok çalıştı.

彼は大学に入れるように一生懸命勉強した。

Kedi yavrusu içeri girmek istedi.

子猫は中に入りたがった。

Telefon çaldığında eve girmek üzereydim.

家に着くとすぐ電話が鳴った。

Okula girmek için sıkı çalıştım.

私は、その学校に入学するためによく勉強した。

Bugün giriş sınavına girmek zorundayım.

私は今日、入学試験を受けなければならない。

Böyle bir riske girmek istemiyorum.

- 私はそんな冒険を冒したくない。
- 私はそんな危険を冒したくない。

Onlar üniversiteye girmek için çalışıyorlar.

彼らは大学に入るために勉強してる。

Başkası için riske girmek istemiyorum.

危ない橋は渡りたくないんだ。

Araziye girmek için kayalara tırmanmayı deneyelim.

奥地へ行くために がけを登ろう

Ertesi gün suya girmek çok korkutucuydu.

‎翌日の早朝 ‎不安を抱えて海に潜った

Yarın tarih dersinde sınava girmek zorundayım.

あすは歴史の試験を受けなくてはならない。

Gelecek yıl giriş sınavlarına girmek zorundayım.

私は来年入学試験を受けなければならない。

Hadi, araziye girmek için kayalara tırmanmayı deneyelim.

奥地へ行くために がけを登ろう

ıstakozla benim arama girmek için beni yanaştırdı.

‎僕を誘導して—— ‎ウミザリガニと ‎僕の間に入った

Polis daireye pencereden zorla girmek için zorlandı.

警察はやむなく窓からそのアパートに入った。

Önümüzdeki hafta tekrar İngilizce sınavına girmek zorundayım.

来週英語の追試験を受けなければならない。

Gelecek hafta İngilizcede bütünleme sınavına girmek zorundayım.

来週英語の追試験を受けなければならない。

Birçok öğrenci en iyi üniversitelere girmek için yarışıyor.

多くの学生が最高峰の大学群へ入学するために競争する。

Bu binaya girmek için yetkililerin onayını almak gereklidir.

この建物に入るには当局の許可を得る必要がある。

Yabancı bir ülkeye girmek için bir pasaporta ihtiyacın var.

外国に入国するにはパスポートが必要だ。

Ben sadece bir deliğe sürünerek girmek ve ölmek istiyorum.

穴があったら入りたい

O onun gözüne girmek için elinden gelen her şeyi yaptı.

彼は彼女の好意を得るため出来るだけの事をした。

Yer altı mağarasına girmek iyi bir karardı. Aradığımız yaratıklardan birini de bulduk

鉱山に行ったのはいい判断だ 1種類の生物を見つけられた

Japonya'da öğrencilerin üniversitelere girmek için zor sınavlara girmeleri gerektiği tüm dünyada bilinmektedir.

日本では大学に入るには難しい入学試験が必要だということは、世界中に知られている。

İçeriye girmek ve bunu daha fazla görüşmek için bir randevu al lütfen.

この件についてさらに話し合うためにお越し頂く日時を決めて下さい。

O bugünkü sınava girmek istemedi, bu yüzden hasta olduğuna inandırdı, ve okula gitmedi.

彼は今日の試験を受けたくなかったので、病気のふりをして学校へ行かなかった。

Bakın, şu çıkıntı yapan kayalığın altına sığınabiliriz. İhtiyacınız olan bu, sadece güneşten kaçıp gölgeye girmek.

あの岩の露頭の下を 避難場所にできる 日陰に入って太陽から 逃げられれば十分だよ

İlk başlarda suya girmek zor. Burası yüzmek için gezegendeki en vahşi, en korkunç yerlerden biri.

‎最初は海に入るのがやっと ‎世界有数の荒海だ ‎泳ぐのは怖い